1946 milletvekilliği seçimlerinden bu yana Türkiye’nin siyasi oy dağılımı pek değişmiyor.
%30-35 Sol, % 65-70 sağ
Bu durumun iki olumlu, çokça da olumsuz istisnası var.
Yani değişmez değil.
Birincisi; CHP 1957 seçiminde Türkiye’nin ilk demokratik toplumcu açılım bildirisi olan İlk Hedefler Beyannamesiyle %41.07 oy alarak oranı değiştirmiş.
İkincisinde; Ecevit’in önderliğinde girdiği 1977 milletvekilliği seçiminde merkez sağdan ve CHP dışındaki soldan da oy alarak %42,17 ile.
O zamanda sol %30-35, sağ %65-70 imiş bugünde.
Demek ki değişebiliyormuş…
Yıllara göre merkez solun aldığı toplam oylar bize solun gerilediğini gösteriyor.
Sadece CHP değil; sosyal demokratı da sosyalisti de tümü geriliyor.
Tablo şu:
1991: %31,49 (SHP+DSP)
- %25,34 (CHP+DSP)
1999: % 30,88 (CHP+DSP)
2002: % 20,59 (CHP+DSP)
2007: % 20,87 (CHP)
2011: % 25,98 (CHP)
2015: %24,97 (CHP)
2018: %22,6 (CHP)
Bu arada 1989’da SHP’nin yerel seçimlerde tek başına elde ettiği önemli bir başarısı var.
2019 yerel seçimlerdeki başarı da elbette çok önemli ama bu başarı genel seçimlere taşınamazsa tatlı bir rüya olarak kalır.
Bu tablo değişmez değildir, değiştirilebilir.
Sadece biraz daha risk almak yeter.
Soldan uzaklaşmadan, ama yaşamın gerçeklerini de göz ardı etmeden…
“Ne solcu olmayan bir gerçeklikle, ne de gerçekçi olmayan bir solculukla zafer kazanılabilir.”
Zafer solculukla gerçekliğin bütünleştirilebilmesiyle gerçekleşir…