( Necip Hablemitoğlu 28 Kasım 1954 – 18 Aralık 2002 )
Dr. Necip HABLEMİTOĞLU’nun kısa yaşam öyküsünü , ödül töreni için yazılan tanıtım kitapçığından aldım. Bir yerinde şöyle yazıyor:
” Siz bu satırları okuduğunuzda.. Almanlardan Fetullahçılara , Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter ve laik yapısına göz diken tüm unsurlara karşı bunca zahmete ve mihnete değer mi diyorsanız, Atatürk’ün manevi mirasçısı olarak evet , değer, diyorum. Çünkü Türk’üm ve başka Türkiye yok.
12 Eylül döneminden itibaren , intihal dahil, her türlü iftiraya maruz bırakılıp, 3 kez üniversiteden uzaklaştırılan, toplam 76 ceza ve disiplin soruşturmasına ve de 100’e yakın idari ve adli davaya maruz ve muhatap bırakılan , ancak tümünden onanmış yargı kararlarıyla aklanan bir Cumhuriyet Tarihçisi olarak..
Ankara Atatürk Lisesi’ni bitirdikten sonra , Üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın – Yayın Yüksek Okulu’nda okudu. 1977 yılında mezun oldu. 1977 ve 1978 yıllarında Türkiye dışında yaşayan Türklerin sorunlarını irdeleyen ” Dilde , Fikirde, İşde Birlik “adlı aylık bir dergi yayınladı.
Çeşitli basın kuruluşlarında ” basın müşaviri ” olarak görev yaptı.1982 yılında kurulan Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde Araştırma Görevlisi olarak çalışmaya başladı.
Necip Hablemitoğlu , yüksek lisans ve doktora programlarını burada tamamlayarak 1990 yılında ” öğretim görevlisi ” oldu.
Çalışma yaşamı boyunca , 25 yılı aşkın bir süre Türkiye dışındaki Türk Topluluklarının yakın tarihi ile ilgili araştırmalar yaptı. Orta Avrupa ve Balkanlar’da Türk Eserleri , Türk azınlıkları ve şehitliklerimiz konularında alan çalışmaları yürüttü. Bu çalışmaları çeşitli günlük gazete ve dergilerde yazı dizisi olarak yayımladı.
1995 – 1996 yılları arasında Birleşmiş Milletler Örgütü Kalkınma Programı ( UNDP )’nın TİKA ( Türk İşbirliği ve Kalkınma Dairesi ) ile yürüttüğü bir projesinde görev alarak Moldovya’da Gagauz Türkleri’nin Latin Alfabesine geçişi ile ilgili olarak danışmanlık hizmeti verdi. Buradaki çalışmaları sırasında , Cumhuriyet döneminin başında bölgede Atatürk tarafından görevlendirilen öğretmenlerin bulunduğunu belirleyerek , bir sözlü tarih çalışması yaptı.Bu kapsamda dönemin öğretmenlerinin bugün yaşayan öğrencilerinin anılarını derledi ve bunların bir kısmını ” Kemal’in Öğretmenleri” adı altında yayınladı.
Çalışma alanına ilişkin çok sayıda kitap ve makalesi bulunan Dr. Necip HABLEMİTOĞLU , üniversitedeki dersinden döndükten sonra evinin önünde suikasta uğradığı 18 Aralık 2002 tarihine kadar Ankara Üniversitesi’de Doktor Öğretim Görevlisi olarak yirmi yıl boyunca Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi derslerini yürüttü.
İlk kitabını daha 19 yaşında iken yazdığı ve 1974 yılında yayınlanan ; Sovyet Rusya’daki komünist rejimin halka yönelik baskılarını , sürgünleri ve etnik soykırımı ele alan ” Sovyet Rusya’da Ölüm Kamplarıdır.Bu kitabı 2004 yılında ” Sovyet Rusya’da Devlet Terörü ” adı altında yeniden hiç bir değişiklik yapılmadan yayınlanmıştır.Ayrıca yine 1974 yılında ,II. Dünya Savaşı sırasında Sovyet Rusya tarafından Kırım Türkleri’nin kendi topraklarından zorunlu olarak göç ettirilişini , bir anlamda Türklere yönelik en önemli soykırımlardan birini anlatan ” Türksüz Kırım : Yüzbinlerin Sürgünü “kitabı yayınlanmıştır.Diğer kitapları , ” Çarlık Rusya’sında Türk Kongreleri ( 1905 – 1917 ), ” Şefika Gaspıralı ve Rusya’da Türk Kadın Hareketi ( 189-1920 ), Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası ,Kırım’da Türk Soykırımı, Köstebek, Şeriatçı Terörün ve Batının Kıskacındaki Ülke ; Türkiye , Milli Mücadelede Yeşil Ordu Cemiyeti ve Gaspıralı İsmail Bey ” isimli çalışmalarıdır.
Necip HABLEMİTOĞLU’nun özellikle Türkiye dışında yaşayan Türk toplulukları ve Kırım Türkleri konusunda yayınlanmış tarihi belgelere dayalı çok sayıda makalesi bulunmaktadır. Anne ve Baba tarafından Kırım Türkü olan Dr. Necip HABLEMİTOĞLU, Kırım Türkleri’nin Türkçü Lideri İsmail Gaspıralı Bey’le kızı Şefika Gaspıralı’ya ait tarihi belgelerden oluşan bir arşive de sahipti. Bugün araştırmacıların yararlanabilmeleri için bu arşivin bir kısmı , Kırım Bahçesaray Müzesi’ne , önemli bir bölümü de Türkocağı Bursa Şubesine devredilmiştir.
Dr. Necip HABLEMİTOĞLU bu çalışmalarının yanısıra , Türkiye’de ve yurt dışında faaliyet gösteren bölücü ve radikal dinsel terör örgütleri ve Alman Vakıfları ile Avrupa Birliği uyum yasaları içinde yer alan Vakıflar yasası , Türkiye’nin Ermeni Meselesi , Türkiye’de sivil toplum olgusu gibi pek çok sosyo – politik konuda çeşitli araştırmalar yapmıştır.
Suikasta uğradığı 18 Aralık 2002 tarihine kadar bitmeyen bir enerji ile çalışma alanına ilişkin Türkiye’de ve yabancı ülkelerde sempozyum , panel gibi bilimsel etkinliklere katılarak, sayısız konferanslar vermiş, çeşitli ulusal ve uluslararası televizyon , radyo programlarına katılmıştır.
Dr. Necip HABLEMİTOĞLU , kendisi gibi öğretim üyesi olan Prof. Dr. Şengül HABLEMİTOĞLU ile evli , Kanije ve Uyvar adında iki kız çocuk babası idi.
30 Mayıs 2015 yılında anısını yaşatmak, Dr. Necip HABLEMİTOĞLU’nu genç bireylere anlatmak ve yeni çalışmalar yapmak amacıyla ailesi ve öğrencilerinin girişimleri sonucunda , Hablemitoğlu Ankara Enstitüsü HaE faaliyete geçmiştir. Ayrıca aynı yıl Enstitü tarafından ” Necip Hablemitoğlu Toplumsal Duyarlılık Ödülleri ” adı altında bir anma etkinliği düzenli olarak gerçekleştirilmeye başlanmıştır.
Prof. Dr. Şengül HABLEMİTOĞLU hanımefendinin davetlisi olarak, üç yıl önce 18 Aralık 2016 günü bu ödül töreni için Ankara’ya geldim. Yerel basında on yılı aşan bir süredir Balıkesir ve Edremit gazetelerinde köşe yazarlığını yaptığım için oradaydım.
Bana bu fırsatı veren , sevgili HABLEMİTOĞLU ailesine sonsuz teşekkürler.
Dr. Necip Hablemitoğlu adına düzenlenen bu ödül gecesine ilişkin notlarım sürecek.
Ödül tanıtım broşüründen bir bölümde yazılanlar , hain bir saldırıya kurban verdiğimiz değerli Dr. Necip HABLEMİTOĞLU’nu şöyle anlatıyor.
” Bu ödül; Necip Hablemitoğlu’nun kısacık yaşamı boyunca ödün vermediği ; bilimsellik, vatanseverlik, sorumlu yurttaşlık, dürüstlük , toplumcu değerlere sadakat bağlamında; ” toplumsal duyarlılığı”nı ve Necip Hablemitoğlu’nun sevgiden, iyilikten , yaşamdan ve insandan yana direnen karakterini yansıtmayı amaçlamaktadır. Bütün bunlar bir albatrosun güçlü kanatlarında hayat buldu ve en ağır rüzgarda bile rüzgara karşı kanatlanıp yolundan dönmedi.”
Bu onurlu yolun en önünde eşi Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu ve iki evladı Uyvar ve Kanije var.Hablemitoğlu kalesi ve yolcuları , babaları Dr. Necip Hablemitoğlu’nun bıraktığı yerden cesur ve emin adımlarla gidiyorlar.
Ulusal bilincimizin yayılmasında gösterilen bu özel çabalar Türk Dünyasına ışık vermeyi sürdürüyor.
****
48 Yıllık kısa bir yaşama sığdırdıp , yazdığı kitaplar Türk Dünyasına bıraktığı armağandır. Bu armağanları gelecek kuşaklara aktarmak da bizlerin ödevidir. Bu ödevi yapmak için çalışanların çok olması umuduyla..
Necip Hablemitoğlu’nun anısına saygıyla..