Gelinen son süreçte, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın söylemleri sonucu, laisizm konusu ülkenin ana gündem maddesi haline gelmiş bulunuyor.3 Mart 1924’te Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki Şer’iye ve Evkaf Vekaleti’nin yerine kurulan Diyanet İşleri Başkanlığının esas görevi İslam dininin esasları,ibadet ve ahlak işlerine ilişkin işleri yürütmekti.
Günümüzde,yıllık 12,977926.000 Tl’lık bütçesi ile bakanlıklar arasında genel bütçeden aldığı pay ile 3 Sırada olan kurum;her dönemde az veya çok siyasi söylem ve argümanları ile ülke gündeminde söz sahibi olmuştur.Bunun yanında bazı siyasi partiler ve ülkeyi yönetenlerin de zaman,zaman dinsel ve inançsal ögeleri kullanarak siyasi rant elde etme çabası içerisinde olduklarına da sıkça tanık olmuşuzdur.
LAİKLİK NEDİR,KİMLER LAİK OLUR?
Laiklik,ilkokullarda öğretildiği kadarı ile salt din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulması değildir.Özgün ve bilimsel anlamı ile LAİKLİK; tüm inananların ve inanmayanların inançlarını ya da inançsızlıklarını özgürce yaşayabilmeleridir.Bu da ancak,devletlerin ve devlet kurumlarının laik tutum ve davranışları ile olasıdır.Özetle devlet laik ise ve vatandaşının inancına,inançsızlığına herhangi bir müdahalede bulunmuyor ise o ülkede laisizmden söz edilebilir.Bu bağlamda bireylerin laik olmaları bir anlam taşımaz,onlar ancak ve ancak laisizm den yana tavır alabilirler.
TÜRKİYE’NİN LAİSİZM İLE İMTİHANI
Prof.Dr Ali Erbaş’ın yakın süreçte üslendiği görev gereği;devletin bir kurumunu temsil eden bir kişi olarak,özetle günlük yaşamımıza,ticaret ve hukuka inançsal değerlerin egemen olması yönünde yaptığı fetva niteliğindeki açıklamaları bir yana; neleri yiyeceğimize, nasıl selamlaşacağımıza ve neyin helal, nelerin haram olduğuna dair halkın yaşamına doğrudan müdahale edildiği bir ülkede laisizmden söz edilebilinir mi? O zaman laisizm yanlısı olduğunu her ortamda dile getiren bazı kesimler, meydanlarda “TÜRKİYE LAİKTİR,LAİK KALACAK” diyerek slogan atarken;ülkenin bugünkü halinden hoşnut olduklarını ve böyle kalmasını da onaylamış olduklarının farkında değiller mi?
TÜRKİYE LAİK İSE EĞER:
DEVLET;
* Neden, her il,ilçe ve mahalleye camiler yaparak devlet bütçesinden maaş alan din görevlileri atar?
* Neden tüm okullarda din dersi zorunludur?
* Neden,sadece bir inancın bir mezhebine hizmet için oluşturulup devlet bütçesinden aslan payını alan Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurum vardır?
* Neden, en üst kademeden en alt kesime kadar birçok devlet görevlisi ve devleti yönetmeye talip olan siyasi parti yetkilileri dinsel objeleri sürekli kullanarak kendi inancını kitlelere empoze etme çabası içerisindedir? Örneğin herhangi bir siyasi parti lideri,inandığı tanrının adını vermek sureti ile onun izni ve sayesinde iktidara geleceğini her ortamda dillendiriyor ise;kendisinin laisizmden yana olduğu ne denli inandırıcıdır?
Devlet laik ise eğer, sadece inançlar ve onların oluşturdukları topluluk ve cemaatleri denetleyerek amaçları dışına başka tür faaliyette bulunup bulunmadıklarına ilişkin kontrol görevi görür.
TAM BAĞIMSIZ, DEMOKRATİK VE LAİK BİR ÜLKE ÖZLEMİ İLE …
C.Saffet YILMAZ/22.Eylül/2021
.