Düdük kadar Hollanda hayvancılıkta nerede?
Küçücük İsrail tarımda neler yapıyor?..
Patates ve soğanı bile ithal eder haldeysek “ne denir üç tarafı denizle çevrili kara parçasına” şeklindeki soru anlamsız mı kalıyor dersiniz?..
Ne alaka demeyiniz; çok da alakalıdır aslında.
Alakası şuradan geliyor:
Elimizdeki tüm değer ve zenginlikleri ya tarım ve hayvancılık örneğinde olduğu gibi yok ediyor, heba ediyoruz ya da başlıktaki soruyla ilgili olmak üzere nice değeri de kullanmıyor ve atıl bırakıyoruz.
Dünya haritasını bir kez daha açın…
Türkiye’nin jeopolitik konumunun harikulade güzelliğini bir kez daha idrak edin…
Elbette ki böyle güzel bir coğrafyada dış güçlerin de iç hainlerin de her zaman emelleri olacaktır da, dağıtmayalım konuyu…
Üç tarafı denizle çevrili eşsiz bir noktada bulunan Türkiye’de…
Deniz ulaşımından bahsetmek istiyoruz bugün.
Türkiye neden muhteşem güzellikteki sahil şeridinde deniz ulaşımını hiçbir zaman akla getirmez?..
Akdeniz, Ege, Marmara, Karadeniz…
İyi ki Marmara’da İstanbul-Bursa, İstanbul-Bandırma arası çalışan İDO ve BUDO’larla birkaç feribot var.
İyi ki onlar var.
Olmasaymış, denizlerimizde gemi nedir onu da bilmez hale gelecekmişiz.
Ama hazin bir öyküdür bu.
Nice ülke kendi limanları arasında yolcu taşımacılığı yapıyor…
Gemi turizmi sadece yabancı turist için değil veya dışarıya giden bizim insanlarımız açısından değil; iç turizm bakımından da müthiş derecede ilgi çekici bir potansiyele sahip aslında.
Düşünebiliyor musunuz,… Türk gemilerimiz var turistik amaçlı…
Çeşme’den, Marmaris’ten kalkıyor Yunan Adaları’na gidiyor.
Ama bizde bir “Mavi Yolculuk” yapan yok.
Mersin, Adana, Antalya, Kaş, Patara, Muğla, Fethiye, Bodrum, Kuşadası, İzmir, Altınoluk, Assos, Çanakkale, Avşa, İstanbul, Sinop, Samsun, Ordu, Trabzon……
Limandan bol, şehirden bol, cennet beldelerden bol ne var ki daha?..
Peki neden bir gemi Akdeniz turu düzenlemez, neden Ege’nin girintili çıkıntılı coğrafyası didik didik edilmez, neden keşfedilmemiş Karadeniz, turizme gemi yolculuğu ile açılmaz?
Neden?
Bu sorunun cevabını bulmak inanın imkansız.
Sayın Turizm Bakanımızın sahibi olduğu dev ETS turun gemileri var misal… Yunan Adaları’na gitmesinler demiyoruz, Çeşme’den karşı adalara Türk gemisiyle gitmek dahi gurur verici ülkemiz açısından.
Lakin…
Ege’nin koylarından tutun Akdeniz’in zenginliklerine, Sinop’tan tutun Karadeniz’in bitim noktasına neden düzenlenmez yurt içi turlar?…
Limanlarda konaklamalı, kara turizmi ile deniz turizmini iç içe geçirmek….
Yerli turist için yeni bir kapı açmak neden düşünülmez?..
Üç tarafı denizle çevrili kara parçasıyız.
Pek çok ülkenin parmak ısırdığı bir yarımadayız.
Ama deniz yolu ulaşımımız yok.
Dünyanın başka neresinde vardır denizleri böylesine değerlendirilmeyen bir ülke?..
Bir noktadan diğerine deniz yolculuğu yapılması kaçırılmaması gereken bir fırsat ve imkan iken hadi yolcu sayısını hesaplıyorsunuz diyelim, o zaman turistik amaçlıya çevirirsiniz, ilgi patlaması olur.
Geçtiğimiz yıllarda ne de sevinmiştik, Altınoluk-Ayvalık arası başladı diye…
Başladı, idare değişti, bitti.
N’oldu?..
Kim kaybetti?..
Atıl kalan koca kıyı şeridimiz eloğlunda olsa ne turizm öyküleri çıkar ortaya, tahmin ediyor musunuz?