Sevdalıyız biz vatana, öfke doluyuz satana.
”Bu memleket bizim” diyen adam Nazım Hikmet Ran.
***
Sevdiği ile sözleşir.
Gülhane Parkındaki bir ceviz ağacının altında buluşacaklardır.
O gün, gelir çatar .
Nazım, Gülhane Parkına gider .
Ceviz ağacının altında sevdiğini beklemeye başlar.
Devriye görevine çıkan polisleri gören Nazım ceviz ağacına çıkar ve gizlenir.
O sıralarda Nazım Hikmet, yazdığı şiirler yüzünden aranmaktadır.
Nazım Hikmet ağacın tepesinde.
Sevdiği gelir ceviz ağacının altında Nazım’ı beklemeye başlar.
Polisler aşağıda, Nazım yukarıda ağaçta..
Sevdiğine seslenemez.
Umutsuzca çıkarır kalemi kağıdı.
Ceviz ağacının tepesinde o meşhur Ceviz Ağacı şiirini yazar.
***
BEN BİR CEVİZ AĞACIYIM
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkında,
Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkında.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul’a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul’u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Kurtuluş Savaşı Destanı ile akıllara ve gönüllere yazar Anadolu insanının emperyalizme tokat üstüne tokat atan şayak kalpaklı adamın destanını.
Şayak kalpaklı adamdır onun yüreğinde, ince uzun bacaklarıyla atlayacağı Afyon ovasında , elinde cıgarasıyla.. Ve dökülür dizelere o muhteşem anlatımıyla Kuvayı Milliye Destanı.
“Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar : “Üç” dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacaktı”
Kadrini kıymetini bilmediğimiz nice değerlerimizden sadece biri o.
Polisin farkına vardığı,
Vatan şairimiz,Nazım HİKMET RAN.
Gezi Parkı eziyeti yaşadı, kalp kriziyle bizden ayrılana kadar!.
Memleketinden ayrı yitip giden ,yüreğimize dokunan satırların adamı, aramızda şiirleriyle dolanıyor.
Gülhane Parkında..
Şimdi milyonlar Ceviz Ağacının şiirini yazanın farkında !.
Büyük Şairimiz Nazım,ancak bu kadar akıcı ve anlamlı anlatılabilirdi.Arkadaşım Fatma Zehra tebrikler ve teşekkürler.
Kaleminize yüreğiniz sağlık ne iyi olmuş seni tanımışım tüm yazılarınızı okuyorum Tebrik ediyorum her makaleniz beynime yükleniyor memleketim gibi bayrağım gibi bu yurdu bize vatan bırakanlar sizin gibi yürekli eğitimcileri bildikçe rahat uyuyorlar eminim çok sağolun var olun.