Yaşadığımız çalkantılı dönemlerin bize unutturduklarını, araştırmaya ve saymaya başlarsak önümüze geçmişimizden örnekler çıkar.
İktidarların, yayılmacı ve baskıcı dönemlerinde atalarımızdan bize kalanlara yabancılaştırıldığımız, unutulan ve başkalarının sahip çıktığı geçmişimizdeki özel günlerimiz!
Geleneklerimiz… Göreneklerimiz… Bayramlarımız…
Sanki bir Kürt Bayramıymış gibi algılatılıp, bize dayatılan NEVRUZ. Orta Asya Türklerinin ve bu topraklardaki yaşayan diğer halkların bayramıdır aslında. Bir Türk Bayramıdır.. Orta Asya Türklerinin en eski bayramıdır ..
Ama sen sahip çıkmaz isen elindeki en değerli bayramlarına elin bölücüsü gelir sahip çıkar!
Sen sahip çıkmaz isen gelir elin Hıristiyanı sahip çıkar en özel gününe!
Okullarda ders programlarından ATATÜRK ve KURTULUŞ SAVAŞI bile çıkartılmaya çalışılmıyor mu ?
Tarihimiz, geçmişimiz yok sayılarak bize dayatılan uydurma, yapay bir tarih yazılmaya çalışılmıyor mu?
Yapılan savaşlarımızı inkar eden milletvekilimiz bile var artık!
Aymazlığın son perdesindeyiz desem, haksızlık mı etmiş olurum ?
Yanıtını siz verin!
***
Bilim dünyamızın en değerli kişileri yaptıkları çalışmalarla geçmişimizi aydınlıklar içinde bırakmışlar!
Bize düşen, bu aydınlığın içinde neler var neler yok deyip görmeye çalışmaktır!
Okullarda, tarihimizin en önemli sayfalarında kalan geçmişimizi öğrenmektir! Öğretmektir!
Kim yapacak bütün bunları?
Milli Eğitim Bakanlığı..
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı.. On altı yıl Eğitim Uzmanı olarak görev yaptığım kurum!
Nevruz ile ilgili olarak yaptığım araştırma yazısı dışında ( o dönemde ) başkaca bir yayın yapıldı mı bilemiyorum!
Ama ben bir ilktim!
Şimdilerde neler var, neler yok o canım kurumda!
Yazdığım bu araştırma yazısı o dönemin Milli Eğitim dergisinde yayınlanmıştı.
***
Uzun ömürler dilediğim…
Muazzez İlmiye ÇIĞ.
Sümerolog.
Anadolu’ya ve bilime adanmış yüz yılı aşmış bir ömür..
Onun eserlerini arayıp bulun…
Yıllara meydan okuyarak, büyük bir özveriyle bize kazandırdığı değerlerimizi görün!
Araştırdıkça, okudukça Türk Kültürü’nün o güzelim değerlerinin, bilgelik kokan, dostluk ve hayata dair erdemlerinin önemini algılıyoruz!
Türk toplumuna dayatılmaya çalışılan yoz bir kültürün altında kalan değerlerimizi unutturmak, geçmişimizin izlerini silmektir.
Çabalar, Anadolu Türklüğünün güzelliklerini yok etmekten başkaca bir şey değildir!
Muazzez İlmiye ÇIĞ, Anadolu’yu vatan yapan atalarımızın yaşamını bize anlattığın için,
Atatürk Devrimlerine ve İlkelerine sahip çıkmakta gençlerden daha genç olduğun için,
Önünde saygıyla eğilir.. Ellerinden öperim..
NARDUGAN’ın şimdiden kutlu olsun..
***
“YILSONU YAKLAŞIYOR, TEKRAR HATIRLAMAKTA YARAR VAR…
ÇAM SÜSLEME GELENEĞİ”
Hıristiyanların İsa’nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramıdır.
Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir Akçam Ağacı bulunuyor.
Buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.
Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece gündüzle savaşıyor.
Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor.
İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle Akçam Ağacı altında kutluyorlar.
Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor.
Bayramın adı
NARDUGAN
(nar=güneş, tugan, dugan=doğan) Doğan güneş.
Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen’e dualar ediyorlar.
Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan.
Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar.
Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar.
Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş.
Akçam Ağacı yalnız Orta Asya’da yetişiyormuş.
Filistin’de bu ağacı bilmezlermiş, bu yüzden olayın; Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa’ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor.
İsa’nın doğumu ile hiç ilgisi yok.
“Doğum, güneşin yeniden doğuşu”
Sümerolog
Muazzez İlmiye ÇIĞ
Bir çok insan noel ve yılbaşı farkını öğrenmiştir diye düşünüyorum