Namuslu insanlar yani egoları toplumsal değerlerin önüne geçmemiş insanlar, namussuzlar kadar hırslı olmadıkları için çoğu zaman siyasi mücadelede geride kalabiliyorlar. Asıl siyaseti yapması gerekenler bu gruptaki insanlardır.Aksi taktirde her anlamda ülkede refaha huzura ulaşmak mümkün olmamaktadır.
Dikkat ederseniz ülkemizde sağını solunu ayırt etmeksizin baktığınızda bir koltuk savaşı mücadelesini görmek mümkün. Nefsiyle haşır neşir olanlar için birinci öncelik koltuk sahibi olmak veya sahip oldukları koltukları bir başkasına bırakmamaktır. Bu kişiler için toplumun sosyo-ekonomik sorunları pekte önemli değildir. Mesala pazarda sebze fiyatlarının el yakması pekte ilgilendirmez onları… Bir başka özellikleri ise seçimlere yakın bir zamanda piyasaya çıkar, oy için seçim çalışması yaparlar. Oy onlar için herşeyden önemlidir. Bu dönemde parada harcarlar,elleri açıktır. İstediklerini elde ettikten sonra bir daha görene hak getire… En sevdikleri şey içki masasında siyaset yapmaktır genellikle.Rakı balık ızgara…
Ülkemizde solun en büyük düşmanı her zaman ‘yine ben solcuyum’ diyenler olmuştur. Atatürkçülüğe en çok zararı da “ben Atatürkçüyüm” diyenler vermiştir.. Ağacı öldüren ıçindeki kurt değil midir? O zaman solun biran önce ıçindeki kurtlardan arınması gerekmez mi? “Peki nasıl olacak bu” diye soracak olursaniz, cevabı namuslu, gerçek dava insanı, vatansever siyasetçilerin önünü açmaktır.Vatandaşın haline haldaş, derdine dertdaş olacak siyasetçilerin sayısı artmalıdır.
Siyasetin mihenk taşı edep ve adalettir. Bir gün Hz.Ali’ye sorarlar, “devletin dini olur mu?” diye. O da der ki “devletin dini adalettir” Hünkar Hacı Bektaş-i Veli de der ki, ” adalet her işte Hakkı bilmektir” .Her nerede olunursa olunsun adalet vazgeçilmez olmalıdır.”Adalet Mülkün Temelidir” dememiş mi ulu insan. Tüm kamil insanların hayatını iradeleyin mutlaka adaletle ilgili bir özlü söz bulursunuz. Tüm dinleri incelediğinizde temel taş adalettir. “Kimler adil olur” diye soracak olursaniz? Dünya malında, san,şöhret makam, mevkide gözü olmayanlar adil olur derim.Çünkü egolarının dürtüleriyle hayatını şekillendirmeye çalışan insanlardan adil olmalarını beklemek,selvi ağacından elma yetişmesi beklemekle eş değerdir benim için…
Siyasete yön veren kişilerin insan-ı kamil mertebesine ulaşmamış olması o ülkede bir çok sıkıntılara sebep olur. Mesela kutuplaşmalar, ayrışmalar artar. Kaostan beslenen yaklaşımlar sıklık kazanır. İcraattan öte dini söylemler,ötekileştirmeler söylemlerde yer bulur.
Kısacası yazdığım olumsuz durumların tek çözümü çağdaş,insanı değerleri yücelten, bilimsel eğitimdir.Tüm ülkede anaokulundan itibaren eğitim zorunlu olmalıdır.Çünkü kişilik gelişiminin en önemli evresi 2 ila 7 yaş arasıdır.Bu dönemi aile ve çevresi ile geçiren bir bireyin edindiği yanlış ahlaki değerleri ileriki yıllarda insanı değerlerle harmanlamasi oldukça güçtür.
Şunu söylemeliyimki her kim ki bu vatan evlatları için hayırlı bir iş yapar, sağına soluna diline ırkına mezhebine bakmaksızın o benim kardeşimdir.
Hiç bir kişinin hiç bir siyasi yapının fanatiği olmak bence doğru değildir.Bence fanatiği olunacak en önemli şey Atatürkçü Düşünce’dir.Bu düşünce tarzı iyi anlaşılıp uygulandığında toplumsal huzur refah kaçınılmaz olacaktır.
Son olarak şunu söylemekte fayda görüyorum.
Kendini namuslu siyasetçi olarak sayanların namussuzlardan öğrenecekleri tek şey cesaretli olmaktır. Aksi takdirde vapurları maviliklere sürmek bir hayalden öteye gitmez.
·
