Dursunbey’den Balıkesir’e doğru Dada köyünü geçip aşağı doğru sallanırken, birkaç kilometre sonra yolun hemen üstünde bulunan Naipler köyüne varırsınız. Köyde ilginizi çeken ilk şey, çocuk, genç hatta orta yaşta kimsenin olmamasıdır. Sokakta günlük telaşeden uzak, ağır çekim işlerini yapmaya çalışan huzurlu ihtiyarların, sanki zamanı yavaşlatabilme yeteneklerinin olduğu hissine kapılırsınız. Büyük şehirlere göç veren farklı köylerin aksine köydekiler geleceğe daha bir güvenle bakarlar. Elbette yüzyılların birikimi ile oluşan ortak yaşama arzusu ve beraberinde gelen alışkanlıkların oluşturduğu köy kültürünün yok olmaya yüz tutması insanı üzer. Fakat Naipler de yaşayanların içleri rahattır. Çünkü yeni neslin köy yerine şehri tercih etmesindeki birinci neden eğitimdir. Naipler’de eğitim denince akan sular durur. Yaşamlarının son deminde çocuklarının ve torunlarının başarılarıyla gurur duyarlar bu köydekiler.
Havasından mı suyundan mı? Bilinmez, 1971 ile 1987 yılları arasında yalnızca 16 sene açık kalan Naipler Köyü İlkokulundan 30’a yakın öğrenci üniversite eğitimini tamamlayıp iyi bir meslek sahibi oldular. Bugün içlerinde öğretim üyesi, mühendis, hemşire, asker, öğretmen gibi çeşitli mesleklere mensup birçok kişi çıktı.
Naipler köyünün namını duyanların haklı olarak aklına takılan, köyün Dursunbey’in diğer köylerine göre başarı konusunda neden bu kadar ileri olduğudur. Genel kanaat köyün demiryoluna ve Balıkesir yoluna yakın olmasıdır. Kanaatimce bu şekilde düşünenler Naipler’e haksızlık yapıyorlar. Üstelik köyün Dursunbey-Balıkesir yolunun hemen yanında olmasına rağmen 1970 ve 1980’li yıllarda ulaşım imkânları şimdikinden çok daha kötüydü. Bugün 1 saatte Dursunbey’den Balıkesir’e gidilebilirken o günkü şartlarda uygun araç bulunsa bile köyden şehre 3 saati aşkın bir yolculuk sonunda ulaşılabiliyordu. Diğer ulaşım alternatifi olan tren yolculuğu da son derece zahmetliydi.
Naipler köyü mucizesinin temelinde yatan 1970’li yıllarda başlayan ve kendinden sonrakileri etkileyen, bulunduğu duruma ve şartlara başkaldırma ruhuydu. Şartların dayattığı sıradanlığa isyan eden ve gelecekleri adına söz sahibi olmaları gerektiğine inanan Naiplerli öğrenciler, durum ne kadar zorlu olursa olsun ideallerinin peşinden inatla yürümeye başladılar. Bu uyanışın birkaç kişi ile sınırlı kalmaması ve topyekûn bir hal alması da sosyolojik olarak ayrıca ele alınması gereken bir hadisedir.
Zaman zaman Dursunbey’in diğer köylerinde öğrencilerin üstün performanslarına tanıklık ediyoruz. Bu başarıların kendinden sonra gelenleri etkileyebilmesi için gerekli olan ailelerin de sürece katılmalarıdır. Ancak başarılar genelde sınırlı kalıyor. Oysa Naipler köyünde sadece kendilerine örnek olan kişileri takip eden öğrencilerin başarısından söz edemeyiz. Bunun yanında çocuklarına destek olarak hedeflerinin peşinden daha hızlı koşmalarını sağlayan aileleri de unutmamalıyız
Naipler köyünün sırrını anlamak için 1970’li yılların başlarına gidilmeli. 1969 yılında okulları açılmadan önce Dada köyündeki okula giden Naiplerli çocuklar için öğrencilik rutin bir işti. Buna rağmen o dönem bölge için önemli bir eğitim merkezi olan Savaştepe Öğretmen Okuluna Uçar Yıldırım, Mehmet Yıldırım, Hüseyin Turgut(öğretmen) ve Hulusi Maden(ODTÜ-End. Mühendisi) gibi öğrencilerin gitmesi köyün potansiyelini anlama adına önemli bir göstergeydi. Ancak asıl patlama 1971 yılında Naipler Köyü İlkokulunun açılmasıyla olmuştur. Bunda yaklaşık 5 sene köyde öğretmenlik yapan Asım Ural ve Muzaffer Kartal Öğretmenlerin payı çok büyüktü. Göreve başladıklarında yaptıkları ilk icraat, ilkokul 3. sınıftan itibaren eğitim hayatları yarıda kesilen kız öğrencileri tekrar okula kaydetmek oldu. Bu öğrencilerden 2 tanesi daha sonra ebe okulunu kazandı ve kız erkek demeden köydeki tüm öğrencilerin hedeflerinin peşinden koşmasına sağladı. İşte bir öğretmenin elinde nasıl sihirli bir değneğin olduğunun kanıtı. Disiplinli ve istikrarlı yapıları ile bu idealist köy öğretmenleri “Yapamam, bana uygun değil, bana göre değil!” gibi bahaneleri ortadan kaldırıp, inanırlarsa başarabileceklerini, aşılmayacak hiçbir engel olmadığını öğrencilerin beyinlerine kazıdılar.
Başarı önündeki psikolojik engellerin kaldırılması sonucu bir köyün kaderinin nasıl değişebileceğine güzel bir örnektir Naipler köyü. Önündeki olumlu örnekler olmasa kendini gerçekleştiremeyecek, belki de tercih etmeyeceği bir yaşama mecbur kalacak Naiplerliler için başarı artık kaf dağının ardında değildir. 1970’li yıllarda alevlenen eğitim aşkları onları günümüzde sadece makam, mevki sahibi yapmamış aynı zamanda potansiyellerinin farkına varmaları ile Naiplerliler özgüvenli, girişimci ve yeniliklere açık bir topluluk haline gelmişlerdir. Günümüzde Naiplerli olmak, birçok boş ve gereksiz memleket söyleminin aksine içi dolu ve anlamlı bir kimlik haline gelmiştir.