Naim filmi şimdi sinemalarda oynuyor. Naim’i canlandıran genç oyuncu Hayat Van Eck , arkadaşım Beliz Vander Velde’nin torunu… Annesi Güniz İşlek ise kızım Seda Zuhal Akçay’ın Ankara / Anıttepe Lisesi’nden sınıf arkadaşı . Böyle bir sıcak ilişkinin ve dostluğun NAİM filmi ile buluşmasını eski bir yazım ile anımsatmak istedim. Hayat Van Eck’e başarılar diliyor ve teşekkürler ediyorum. Naim’i canlandırmak kısmet olduğu için çok şanslı olduğunu düşünüyorum.. Naim Süleymanoğlu’na bin selam olsun.
***
Yıl 1992, Talim ve Terbiye Kurulu Türk Cumhuriyetleri ve Türk Toplulukları Dairesi Özbekistan Masasına atandım. Özbekçe kursuna gidiyorum. Kiril alfabesini öğrenmede yardım gerektiğinde yan oda arkadaşım Mahmut ve Hüseyin öğretmenlere başvuruyorum.
Onlar Bulgaristan göçmenleri. Todor Jivkov döneminde soykırıma varan işkencelerden geçmiş kahramanlar. Türk kimliklerinden vazgeçmedikleri için hapsedilenlerden sadece iki öğretmen. Onların başından geçenleri dinledikçe insanın yüreği burkuluyor. Türkiye’de çok mutlular. Hiçbir şeyden şikayet etmeyen o naif adamların yaşadıklarını dinledikçe , halimize şükrediyoruz. Belene kampına götürülen Hüseyin ve Mahmut öğretmenler insanlık dışı yapılan işkencelerden geçmişler. Türkleri direniş için örgütleyenler arasında imişler. Bu direnişin ele başları olarak çok acılar çekmişler. Erkek çocuklarını sünnet ettiren anneler hapislere atılmış. İsimleri Bulgar ismi olarak değiştirilmiş. Onlar direnmişler. Türkçe konuşmaları yasaklanmış. Okul müdürü olan Hüseyin bey , açlığa mahkum edilmiş. İşi elinden alındığında ailesinden uzakta Belene kampında soğukta ölümlerden dönmüş. Belene kampında ” domuz eti ” çorbası ile işkence sürdürülmüş . Tüm dünyanın gözleri önünde süren bu asimilasyon işkencesine karşı Todor Jivkov dünyaya şöyle sesleniyordu ; ” Bunlar Müslüman Bulgarlar. Türk değiller.Türk olsaydılar Türkiye bunları alırdı.” Ve Turgut Özal bu vahşetin sona ermesi için Türkiye sınırlarını açtı. Dünyanın yaşadığı bu büyük göç ile Hüseyin ve Mahmut öğretmenler de geldiler. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığında görev aldılar.Yolumuz burada onlarla kesişti.
Yıl 1989, oğlum 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında , Çocuk Başbakan olarak Turgut Özal’ın koltuğuna oturdu. İş yerimde bir bayram sevinci yaşadık. Arkadaşlarım beni ve oğlumu kutladılar.
Oğlumdan övgü ile söz ettiler. Turgut Özal ile çekilen resimlerinden onlara verdim. Mahmut öğretmene verdiğim resmi evinin duvarına asar. Naim Süleymanoğlu, Mahmut öğretmene verdiğim ,Turgut Özal ile oğlumun resmini görür. Annesi bizim arkadaşımız der. Talim ve Terbiye Kurulu’na Mahmut öğretmeni ziyarete gelen Naim Süleymanoğlu ile tanışmamız o gündür. Dünyanın hayranlıkla izlediği Naim Süleymanoğlu iş yerimize gelmişti. Tüm arkadaşlar gururla ve coşkuyla karşıladık onu. Odama geldiğinde bir annenin evladına sarılır gibi sarıldım ona. Çaylar içildi. Sohbetler edildi. Anne dedemin, Balkanlar’da çıkan kargaşa döneminde Bulgaristan Tırnava vilayetinden gelen göçmenler olduğunu söylediğimde ; hüzünlü bir hava esti. Gurbetin içinde yaşamın özlemlerini duyduk birlikte. Gidenlerimizin Bulgaristan / Tırnava Mezarlığı’nda yatan atalarımızı andık. Efkarlandık.. Ben sulu gözlüyümdür..
– Abla ben de bir sigara içeyim dedi.
– Aaa sen sigara içiyor musun dedim .
– Arada bir içiyoru dedi.
Mahmut öğretmen ikimizi de tatlı – sert eleştirdi.
-Bırakın bu zıkkımı, ben içmiyoru..
O güzelim göçmen şivesi ile anılarda kalan güzel insanlar.. Sizleri unutmadım..
***
Naim Süleymanoğlu 23 Ocak 1967’de Bulgaristan Mestanlı’da dünyaya geldi. Üç kardeşin ortancasıydı. Boyu kısa, bileği güçlü olduğu için ona “Cep Herkülü” dediler.Üç kardeşin ortancasıydı. Barış Manço ile yaptığı bir söyleşide anlattıklarını anımsayalım. ” Annem ne pişirdiyse ben onu yedim. Evde ortanca olduğum için bazı işlerimizi ben görüyordum. Abim , büyük , kardeşim küçük , ben işin ucundan tutardım.Arkadaşlarım Halter’e başlayınca ben de karar verdim , halterci oldum. Çok çalıştım. ”
9 yaşında haltere başlayan Naim Süleymanoğlu 1981 yılında Brezilya’da düzenlenen Dünya Gençler Halter Şampiyonası’nda iki altın madalya kazanır. 16 yaşında rekortmen bir şampiyondur. Silkme kategorisinde vücut ağırlığının üç katını kaldıran halterci olarak spor tarihine geçer. Böylelikle tarihin en genç dünya rekortmeni unvanını alır.1984-85 ve 86 tarihinde dünyada yılın haltercisi seçilen Süleymanoğlu, 1984 Los Angeles Olimpiyatları’na Bulgaristan ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin boykotu nedeniyle katılamadı.
Bulgaristan’da Todor Jivkov döneminde Türkler üzerinde asimilasyon ve baskılar çoğalmıştı. Naim Süleymanoğlu’nun adı ” Naum Şalomanov ” olarak değiştirilmişti. Bulgaristan’daki baskılardan kurtulmak ve Türkiye adına müsabakalara katılmak için 1986 yılında Melbourne’de düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası’nda Türkiye Büyükelçiliği’ne sığınarak Türkiye’ye iltica etti. Dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından büyük destek gördü. Manevi oğlumdur dediği Naim Süleymanoğlu’nun Türkiye’ye geldiğinde tabiri caiz ise , yer yerinden oynadı.
***
– İlk dünya rekorunu kırdığı zaman 15 yaşındaydı. 1984 , 1985 ve 1986 yıllarında dünyada ” yılın haltercisi ” seçildi. 1988 Seul, 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta olimpiyatlarında altın madalya alıp , olimpiyat şampiyonu oldu. 8 Kez Dünya Şampiyonluğu kazandı. Kendi kilosunun üç katından 10 kilo fazla ( 190 kg ) kaldırarak dünya spor tarihine geçti. 46 dünya rekoru kırdı.1988 yılında TIME dergisine kapak oldu.Spor otoritelerine göre tüm zamanların
en iyi haltercisi oldu.1988 de Seul Olimpiyatları’nda dünyayı ayağa kaldıran 9 dünya , 6 olimpiyat rekorunu kırdı. 1992 yılında Uluslararası Basın Komisyonu tarafından ” Dünyanın En İyi Sporcusu ” seçildi. Naim Süleymanoğlu ile Sadece güreş ile alınan altın madalyalara bir de halter eklenmişti. Sporculuğu ve rekorlarının yanı sıra ,Türkiye O’nu gülen yüzü ve sıcak gülüşü ile çok sevdi.
***
En zorlu ağırlıkları kaldırırken , saçını üfleyişini sevdik. Halteri kaldırıp yere bırakırken , yumruğunu havaya kaldırışını sevdik. İnsan yönü ile sevdik. Hakkında çıkarılan dedikoduları hiç sevmedik. Uluslararası Halter Ferderasyonu’nun Aralık 2000 de Atina’da toplanan kongresinde Asbaşkanlığa seçildi.
***
En büyük rakiplerinden olan Yunanistan’lı Halterci Valerios Leonidis, Naim Süleymanoğlu vefat ettiğinde Milliyet Gazetesi’ nin haberine göre şöyle dedi.” Aslında cenazeye gelmek istiyorum. Ama ekonomik olarak pek iyi durumda değilim. Bu yüzden bireysel gelmem oldukça zor. Ancak Türkiye’de yetkili makamlardan bir davet, kolaylık olursa katılmayı çok isterim. Orada olup, Naim’e son kez veda etmek istiyorum.”
Valerios Leonidis Türkiye’nin daveti üzerine Naim Süleymanoğlu’nun cenaze törenine katıldı , Türk Bayrağı’na sarılı tabutunu öptü.
Valerios Leonidis ; “Öncelikle bana burada olma fırsatı veren Türkiye Halter Federasyonu’na teşekkür ediyorum. O benim rakibim değil, dostumdu. Bu sadece benim ve arkadaşları için değil. Halter ailesi ve bütün atletizm ailesi için çok üzücü bir gün. Naim Süleymanoğlu geçtiğimiz yüzyılın en büyük atletiydi. Bu kayıp herkes için çok üzücü Naim , ağırlık kaldırma kariyerime başladığımda benim için efsaneydi. Onunla karşılaştığım ve ona yakın olduğum
için çok şanslıyım.O beni daha iyi bir atlet yaptı.Çünkü o benim için ve ağırlık kaldırma camiasındaki herkes için çok yüksek bir hedefti. Ama inanıyorum ki , kimse onun gibi olamaz.Çünkü o mükemmel bir atletti.”
***
Naim Süleymanoğlu’nun kendisinin OdaTv de yayınlanan sözlerinden bir alıntı yaparak O’nun yurtsever duruşunu bir kez daha görmek gerek.
” Fetullah Gülen’in ‘Hiç sevmem’ diye bahsettiği efsane halterci Naim Süleymanoğlu, geçen yıl verdiği röportajda, “Beni sohbetlerine çağırdılar. Toplantılarına gitmeyince beni hedef seçtiler” demişti. Süleymanoğlu, MİT’çi bir akrabasının da 1990’da Fethullah Gülen’i tokatladığını ifade etmişti.
Sabah gazetesinden Erhan Öztürk’e konuşan Naim Süleymanoğlu, Gülen’in kendisi için, ‘Naim ol’ dediğini hatırlatarak, “Beni hiç sevmediğini beyan etmesi benim açımdan çok hayırlı. İyi ki sevmemiş beni. Ben de kendisini hiç sevmedim. TSK’daki darbeciler halkın üzerine kurşun yağdıracak kadar alçaklaşmış. Türk askeri vatandaşının üzerine tank sürmez, TBMM’yi bombalamaz. Bunlara asker demek TSK’daki namuslu askerlere hakaret olur”dedi.
***
“Zirvede olduğum bir dönemdi. Hem Dünya hem de Türkiye’de adım hemen her gün gazetelerde yer alıyordu. Benimle temasa geçmeye çalıştılar. Ben hiçbir zaman yanlarında olmadım. MİT’teki akrabam da, ‘Sakın bunlarla işin olmasın, başın ağrır’ diyerek beni uyardı. Çok kişi geldi. Beni de kullanacaklardı. Ancak benden yakınlık göremediler. Beni de hep kötü göstermeye çalıştılar. Uluslararası Halter Federasyonu’nun 2000 yılında Atina’da yapılan seçiminde
yönetim kuruluna seçildim ve asbaşkan oldum. 4 yıl görev yaptım. 2004’te İstanbul’da yine seçim yapıldı. 130 ülkeden gelen delegelerin bütün masraflarını FETÖ karşıladı. Baskı sonucu beni aday göstermeyip, seçilmemi engellediler. Beni tanımıyormuş veya sevmiyormuş. Hiç önemli değil. Beni dünya tanıyor. Türkiye’ye kazandırdığım madalyalar ortada. Kendisi ne yaptı? Türkiye’ye zarar verdi. İsmini bile ağzıma almak istemiyorum. Ben ülkem için çok fedakarlık yaptım. Kendi ise Türkiye’ye zarar verdi…”
Cep Herkülü’müz , sevimli rekortmen , bizim oğlan..
Sevgili Naim Süleymanoğlu ışıklarda uyu.. Türkiye seni çok sevdi. Bize yaşattığın o muhteşem günler için sana sonsuz teşekkürler. Unutmadım, unutmuyoruz.. Unutulmazlar arasında duruyorsun.. Durağın uçmağ olsun.