Yok yok gerçekten samimi olarak merak ediyoruz.
Bir kitap nasıl “muzır” ilan edilir?..
Kim karar verir, neye göre karar verir?..
Basılan tüm kitaplar okunuyor mu; ne mutlu okunuyorsa, en azından tüm kitapların okunduğu heyetlerimiz var diyeceğiz ki bunun imkan dışı olduğu belli.
O zaman nasıl “muzır” bulunuyor kitaplar?
Nasıl yasak gelebiliyor?
2020’ye adım atacağımız bugün; bir kitabı “muzır” ilan etmek, aslına bakarsanız o kitabı daha çok reklam etmek demek değil mi?..
Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, şimdiye kadar ikisinin sadece adını duyduğumuz, diğer ikisinin adını dahi duymadığımız dört kitabın “küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikle olduğuna” karar verdi.
Dört kitap da satış patlaması yapacak emin olun.
Acaba bu kitapların “neresinde ne var ki” merakıyla okuyacak okur kitlesi artacak..
Piyango nasıl vurmuş bu dört kitaba?
Yani Kurul’a ihbar mı geliyor?
Öyle mi inceleniyor?
Uzmanlar mı inceliyor kitapları?..
Yayıncılar Birliği karara “…düşünsel, toplumsal ya da sanat eseri olarak değerlendirilmesi gereken eserlerin bu nitelikleri haiz olmadığı yönünde raporlar verilmesinin, içinde pedagog ve cinsel sağlık uzmanı olmayan kişilerden oluşan kurul tarafından eserler hakkında özensiz, genel ve soyut ifadelerle hazırlanmış kararlarla muzır neşriyat kararı verilmesinin ifade ve basın özgürlükleri ile demokratik toplum ilkesine aykırılık teşkil ettiği” gerekçesiyle şiddetli tepki gösterdi.
“Denizlerin derinliğinden ormanların kuytusuna, savaş meydanlarından şaşaalı saraylara, hastanelerden gökyüzünün sonsuz maviliğine, dünyanın ve zamanın her köşesinden kendilerine dayatılan kurallara ve geleneklere isyan etme gücü bulan kadınların hikâyeleri bunlar. Prenslerini bekleyen değil, kaderlerini ellerine alan prenseslerin hikâyeleri… Asi Kızlara Uykudan Önce Hikâyeler; yüz asi kadının, Sally Nixon, Cristina Portolano, Sarah Wilkins, Barbara Dziadosz gibi dünyanın dört bir yanından altmış asi kadın tarafından çizilen olağanüstü illüstrasyonlarla renklenmiş hayatları… Bildiğimiz dünyanın bilmediğimiz gerçekleri… Ödüllü yazarlar Elena Favilli ve Francesca Cavallo, olağanüstü yüz kadının maceralarından derledikleri masalsı gerçeklerle, okuyucuları keyifli bir yolculuğa çıkarıyor. Günün herhangi bir anında açıp okuyacağınız, elinizin altında bulunduğunda kendinizi iyi hissedeceğiniz, kızınıza anlatacağınız gerçek hayat hikâyelerinin masalsı versiyonu. Nesilden nesile annelerin kızlarına hediye edebileceği, ilham verici bir kitap.”
Muzır bulunan kitaplardan birinin tanıtım yazısından bir kesit bu da.
Peki 18 yaşından küçükler için muzır bulunan bu kitaplar, 18 yaşını bir gün geçmiş olan genç için artık muzır değil mi?..
Çocukları kitaplardan (mı?) korumamız gerekiyor, hayatın içindeki kötülük-şiddet-yanlıştan mı?..
Eğer bir çocuğa siz küçük yaşlarından itibaren neyin iyi, neyin doğru, neyin yanlış, neyin güzel olduğunu öğretirseniz; merak etmeyin 15 yaşındaki çocuk da hangi kitabın okunabilir, hangisinin okunmaya değmeyecek nitelikte olduğunun ayırdına varabilir.
Her kitap okunuyor mu?..
Hevesle alırsınız, üç sayfa sonra elinizden atarsınız.
Çocuklara örnek olmanın yolu, onların yerine geçip de kitaplara damga vurmak değildir.
Samimi olarak soruyoruz…
O kurulda misal İlber Ortaylı, Zülfü Livaneli, Ahmet Ümit, Ayşe Kulin, Kahraman Tazeoğlu, Adem Güneş, Yankı Yazgan, Abdullah Bereket, Haluk Yavuzer gibi isimler olsa…
Neye muzır derlerdi?