Tarih bilinci olanlar, yaşadığımız coğrafyanın tehlikeli olduğunu her fırsatta söylüyor.
Türkçemizdeki “göz koymak “deyimi, bu cümleyi özetler.
Su uyur, düşman uyumaz” atasözümüz; her an, her şeye hazırlıklı olmamız gerektiğini vurgular.
Son yıllarda kendini şair; yazar, ressam (…) olarak tanıtanlar var.
Bunlar, dernekler aracılığıyla etkinliklere katılmakta veya gönüllü gruplarla etkinlikleri bizzat düzenlemektedir.
Kimlere; nasıl, neden sanat –kültür hizmeti götürüleceği hesap edilmeden kontrolsüz etkinlikler, olabilir.
Etkinlik mekânlarının çeşitliliğinin artması, bazı mekânların özel kişi mülkiyeti olması etkinlikleri takip etmeyi veya etkinliklere katılmayı zorlaştırmaktadır.
Bu durum; kendin çal, kendin oynaya; körler, sağırlar birbirini ağırlara dönüşebilir.
Faaliyetleri organize edenlerin bilinmesi, amaçlarının anlaşılması sanat ve kültürün yaygınlaşmasını sağlayabilir.
Resmi işlemler konusunda ise kamu görevlileri, etkinlik yapanları bilgilendirmelidir.
Kötü niyetli kişiler, belediye başkanlarıyla veya yetkili kamu görevlileriyle çekindikleri fotoğrafları göstererek, onların isimlerini zikrederek veya hayali dostluklarını anlatarak çevresinde nüfus gösterisinde bulunup ekip kurma çalışmaları yapabilir.
Yetkilileri ziyaret ettikten sonra orada çalışan memurlara; bak, sizin başkanınızla veya müdürünüzle samimiyim, intibaı uyandırma çabasına girebilirler.
Bu üstü kapalı taktikler çoğaldıkça karanlık amaçlı kişiler, iyi niyetli yazarçizer topluluğunu peşinden sürükleyebilir.
Bu şahıslar, popülarite (halkça tutulma) kazanabilir.
Teknolojik gelişmelerin kendini gösterme eğilimlerini artırdığını uzmanlar, söylemektedir.
Bir kamu görevlisi her gelene abim, hemşerim, kardeşim, ablam gibi ifadeler kullanırsa bu unvanları hak etmeyen kişiler çıkabilir.
Ciddiyetten uzak hitaplar ve yetkililerle farklı zamanlarda çekilmiş fotoğrafların yaygınlaşması niteliksiz ve amaçları bilinmeyen kişilere güç kazandırabilir.
Dünya konjonktürünün hassas olduğu şu günlerde herkesin, millî uyanıklık içinde olması şarttır.