Bu hafta mübadelenin 100. yıldönümü idi. Mübadele Anadolu’nun yaşadığı en büyük nüfus sirkülasyonudur. Mübadelenin yüzüncü yıldönümü nedeniyle Edremit Lisesi Mezunları Derneği bir konferans düzenledi. Konferansta Prof. Dr. Kemal Arı ile Prof. Dr. Kenan Mortan ve Ayvalık Türk Ocağı Başkanı Kemal Girgin ve Edremit Belediyesi Kültür İşleri Müdürü Cumhur Dokur konuştular. Prof. Dr. Abdullah Soykan da yöneticilik yaptı. Konuşmacılar çok ilginç bilgiler verdiler. Mübadele sırasında çekilen acıları dile getirdiler. Bizde bu haftaki sohbet konumuz olarak bunu seçtik ve mübadeleye giden yol ile mübadelenin nasıl yapıldığını ve sonuçlarını anlatmaya çalışacağız.
Devletler güçlü oldukları dönemlerde fethettikleri yerlere kendine bağlı nüfus kaydırarak orada egemenliğini pekiştirirler. Devlet güçlü iken bir sorun yoktur. Osmanlı İmparatorluğu da Balkanları fethedince Anadolu’da kendisine sorun çıkaran boylardan bazılarını Balkanlara göç ettirdi. Özellikle Türkçe’yi savunan ve Osmanlı’yı uğraştıran Karamanoğullarının topraklarından pek çok Türkmen’i Balkanlara iskan etti. Yine adalara pek çok Türkmen nüfus kaydırdı. Mora Yarımadası fethedilince oraya da Türk nüfus yerleştirildi.
Osmanlı’nın en son fethettiği yer Girit adası idi. Girit adası 1645 yılında fethedilince buraya yeterli Türk nüfus yerleştirilemedi. Fakat 1699 yılındaki Karlofça antlaşması ile Osmanlı ilk defa toprak kaybetti. Kaybedilen topraklardaki Türk nüfus orada azınlık durumuna düştü ve sıkıntılar çekmeye başladı.19. yüzyıl başında Yunanlar batı Anadolu’ya bilinçli olarak nüfus kaydırmaya başladılar. Amaçları buralardaki nüfus dengesini bozup buralarda söz sahibi olmak istemesi idi. Osmanlı bütünlüğü sağlamak için bütün bu olanlara müdahale etmedi.
1514 yılındaki Çaldıran savaşı öncesi Yavuz Sultan Selim, doğu Türklerine karşı tampon diye Kürtleri Doğu Anadolu’ya yerleştirdi. Buradaki Kızılbaş Türkmenler zaman içinde Kürtleştiler. Doğu Türkleri ile bağ koptu.1829 yılında Yunanistan batı ülkelerinin desteği ile bağımsızlığını kazandı. Yunan devleti kısa bir süre içinde topraklarındaki Türkleri gerek yok ederek gerek sürerek yok etti ve nüfusunu homojenleştirdi. Yunan milli marşı Türk katliamını anlatır. Zaman içinde Yunanistan sınırlarını Osmanlı aleyhine genişletti. Her genişletmede nüfusu içine yeni Türk nüfusu katıldı.1774 Küçük Kaynarca antlaşması ile Rusya ve daha sonra batılı ülkeler sözde Ortodoks Hristiyanların hakları için Osmanlı’nın iç işlerine karışmaya başladılar. Küçük Kaynarca antlaşmasında Osmanlı’da Rusya’daki Müslümanların hakları için halifeliği kullanmaya başladı. Daha sonraki yıllarda bu da ters tepecektir.
1839 Tanzimat fermanı,1856 Islahat fermanı,1876 1. Meşrutiyet 1908 2. Meşrutiyet hep Hristiyan ahaliyi memnun ederek müdahale eden devletlerin müdahalelerini önlemek için atılmış adımlardır. Fakat özellikle Rumlar ve Ermeniler ulusal devletlerinin peşine takılıp batılı devletlerin kışkırtmalarına kapılmışlardı.1878 Osmanlı Rus savaşı sonunda Balkanlardan pek çok Türk sürgün edildi.
1864 yılında Kafkaslardaki Türk direnişi yıkılınca Ruslar tarafından gerek Kırım, gerek Kafkaslardan pek çok Türk göçe zorlandı ve nüfus değişiklikleri yapıldı.1912 yılındaki Balkan savaşları ile yine Balkanlardaki Türkler yerlerinden yurtlarından edilerek Anadolu’ya sürüldüler. Bazı Türk aileleri adalar elden çıkınca Yunan egemenliğinde yaşamamak için gönüllü olarak Anadolu’ya göçtü. Yunanistan ile Bulgaristan arasındaki bazı anlaşmazlıklarda iki ülke nüfus mübadelesi yaparak nüfus değiş tokuşuna gittiler. 1915 yılındaki 1.Dünya Savaşı’nda Doğu Anadolu’da Ermeniler, batıda Rumlar devlet aleyhine çalışmaya ve isyanlar çıkarmaya başladılar. Devletin bekası için doğuda Ermeniler, batıda Rumlar tehcire tabi tutuldular.1918 yılında Osmanlı savaştan yenik çıkınca giden Rumlar geriye döndü. Geriye gelen Rumlar daha sertleşmişler ve Türklere karşı acımasız olmuşlardı.1919 yılında Yunan ordusunun İzmir’i işgal etmesi onları daha da coşturdu. Türkler için kara günler başlamıştı.
Bu arada başka bir durum ortaya çıktı. İç Anadolu’da yaşayan Karamanlı Hristiyan Türkler Papa Eftim başkanlığında Türk Ortodoks Kilisesini kurarak Fener kilisesinden ayrıldılar ve Kurtuluş Savaşına destek verdiler. Karamanlılar soy olarak Türk idiler. 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir’in kurtarılması ile Kurtuluş Savaşı sona erdi ve barış görüşmeleri başladı. Lozan’daki barış görüşmelerinin ilk maddesi mübadele konusu oldu. Artık Rumların ve Türklerin beraber yaşaması mümkün değildi.
30 Ocak 1923 tarihinde Yunanistan ile Türkiye arasında Nüfus Mübadelesi Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre Türkiye sınırları içindeki Ortodokslar ile Yunanistan sınırları içindeki Müslümanlar yer değiştireceklerdi. Mübadele ırk üzerinden veya dil üzerinden değil din üzerinden yapıldı. Karamanlı Türkler Hristiyan olduklarından gönderildi. Yunanistan ise Müslüman olduklarından Pomakları, Arnavutları, Boşnakları vd. Balkan uluslarını yolladı. Mübadil olan Türkler gelmek için Selanik limanında bir yıl beklediler. Mübadele 1930 yılına kadar sürdü. Batı Trakya Türkleri ile İstanbul Rumları mübadele dışında tutuldu. Mübadele sonunda her iki ülkenin nüfusu din bakımından homojenleşti. Bugün Türkiye’nin %95’ie Müslüman ise bu mübadele sonucunda olmuştur.
İşin tuhaf tarafı Mustafa Kemal düşmanı dinciler sürekli kendilerini haklı göstermek için ülkenin nüfusunun %95’inin Müslüman olduğunu ileri sürerler ve cumhuriyete ve Mustafa Kemal’e düşmanlık yaparlar. Oysa ülkenin %95’inin Müslüman olması Mustafa Kemal sayesinde olmuştur. Mübadele her iki ülke içinde büyük sıkıntılar ve insanlar için büyük sorunlar doğurmuştur. Hala yüreklerde acıları hissedilmektedir. Saygılarımla.