“Geliştirilmiş parlamenter demokrasi” hedefi üzerine kurulu olan Millet İttifakı, “geliştirilmiş parlamenterlik” konusunu da ele almalıdır.
Çok yönlü yüksek ayrıcalıkları ve yüksek maaş ve ödenekleriyle, milletvekilliğinin özlük hakları konusu, toplumun gözünde sorunludur.
Burada, adına “siyasi bir zümre” ya da ne denilirse de denilsin; orta yerde muazzam “imtiyazlar-ayrıcalıklar” sağlanan adeta bir siyasetçi tabakasından söz edilmektedir.
Vekillik sanki bütün bu ayrıcalıkları elde etmek, yüksek gelir ve mal mülk edinmek için istenmektedir.
Hem toplumun gözünde bu böyledir ve haklılık payı da hepten yok değildir.
Geliştirilmiş parlamenter sisteme geçişle birlikte, bu konu da ele alınıp mutlaka düzenlenmelidir.
Hatta 6’lı masanın yaptığı görüşme maddelerine de dahil edilmelidir.
***
Ülkede, öyle bir düzen işletilmekte ki siyaset ve devlet eliyle adeta bir “ayrıcalıklılar tabakası” yaratılmaktadır.
Bu tabaka, siyaset yolu ile yaratıldığından, halkı da siyasetten soğutmaktadır.
Demokrasilerde “milletin vekilliği” seçimler yolu ile belirlenen, geçici olarak milleti temsil görevi verilen, mecliste yasa çıkarma, iktidarı denetleme, ülkenin-milletin yurttaşın sorunlarını dile getirme ve çözüm önerme gibi türlü görevler için bir seçimden diğerine kadar, geçici olarak görev yapan ve asıl olan, millete hizmet için var olan kişilerdir.
Süresi içinde başarılı olanlar, halka-millete ve memlekete faydalı işler yaparak bir iz bırakanlar, bir sonraki seçimlerde takdir edilip, yeniden seçilerek ödüllendirilir.
***
Peki bizde, bu iş böyle midir? Ne gezer!
Bir kez milletvekili olmak, ömür boyu garantide olmak anlamına gelmektedir.
Bu, toplum vicdanında kabul edilebilir değildir.
Zaten başarılı olmak, kaliteli hizmet yapmış olmak şart da değildir, gerekli de değildir.
Yeter ki bir kere meclise gir, gerisi gelmektedir!
Sadece kendisi değil, ailesinin bütün bireyleri yani neredeyse soyu sopu, en süperinden, en lüksünden, en kalitelisinden ve en yükseğinden üstün haklara, ayrıcalıklara sahip olmak anlamına gelmektedir.
***
Geçen bütçe görüşmesinde, iktidar tarafından eklenen bir maddeyle, eski ve yeni vekillere, muhtaç durumda olmayıp, bakmakla yükümlülüğü de bulunmayan anne ve babaları ile 25 yaşından büyük kızlarına, bütün vekillerin oyları ile üstelik en yüksek sınıftan ömür boyu ücretsiz sağlık hizmeti ayrıcalığı getirildi.
Buna, cumhurbaşkanının yardımcılarının, yeni-eski bütün bakanların da muhtaç olsun olmasın ana-babaları, çocukları, eşleri ve 25 yaşını aşan bütün kızları, bütün dul ve yetimleri de eklendi.
Ücretsiz diş implantı, 5 yıldızlı sağlık hizmetleri ve benzerleri de ömür boyu, bütün sağlık giderleri, milletvekilliği sınıfından ödenecek.
Bu ülkede vekillere, asgari ücretin 15 katına yakın yüksek maaş, çeşitli ödenekler, 20 bin lira bayram ikramiyesi kabul edilebilir değildir.
***
Özellikle halkın inim inim inlediği bir zamanda, bu konuda halkçı duruşun gösterilmesi kesinlikle gerekmektedir.
Ülkede öyle bir düzen işletilmekte ki adeta siyasetçiler, iktidarlar ve de devlet eliyle bir “ayrıcalıklılar” tabakası yaratılmaktadır.
Bir çeşit siyasi “imtiyazlılar” zümresi oluşturulmaktadır.
İşletilen o düzen sayesinde ve sonucunda, milletin-halkın yani asilin, kendisini vekil olarak temsil etmesiyle görevli olan vekilleri, bu yüksek ayrıcalıklar zırhı ile millete yani asiline yabancılaştırılmaktadır.
Halkın gerçek vekili olanlar da bu duruma faydacı bakarak alet olmamalıdır.
Konuya tek tek şahıslar yönünden değil de bir sistem olarak bakılmalıdır.
Yani bu yabancılaşmanın temelinde bir kötü “sistem-düzen” bulunmaktadır.
Hakim sınıflardan yana olan bütün sağ iktidarlar, bu zamana kadar hep aynı sistemi uyguladılar ve onlar, bundan yanadırlar.
Mevcut düzenin sürmesinden yana olan sağ iktidarlar, bunu bilerek isteyerek yapmaktadırlar.
Halktan, yoksullardan, ezilenlerden, güçsüzlerden yana olduğunu belirten muhalif siyasi partileri, konu bu imtiyazlara, ayrıcalıklı haklara geldiğinde, onları da kendilerine benzetmekteler!
Mecliste vekillerin maaş, ödenek ve benzeri artışlarına sıra geldiğinde, nedense onlar da itirazsız olarak “birlik beraberlik!” içinde görünmekteler!
O zaman, bu durum karşısında millet de halk da iktidarda ve muhalefette olanlara yönelik “Yok birbirinizden farkınız, hepiniz birlik olup kendi cebinizi düşünmektesiniz!” demekteler.
Böylece sapla saman birbirine karıştığından, halktan yana olanların, diğerlerinden farkını, fark edememekteler!
Bu nedenle iş sandığa geldiğinde tercihlerini de güçlüden yana sürdürmektedirler
Oysa halktan yana olmayan bir düzene itiraz etmesi beklenenler, o düzeni değiştirme konusunda halktan destek istediklerinde, halkı ikna etmekte elbet güçlük çekerler ve giderek de bir kısır döngü içine girerler.
Sağ iktidarların en zayıf, en başarısız olduğu zamanlarda bile, iktidara gelmeye tam hazır olunsa bile, bunun için yanıp tutuşulsa da bile, halk için siyasi bir çekim merkezi olup da “un-yağ ve şekeri” karıp helva yapma durumuna gelmekte hep güçlük çekerler.
O halde ve her şeyden önce milletvekilliği, milletin üstünde olarak görülmemeli ve böyle bir izlenim de verilmemelidir.
Vekillik süresine üst üste iki yıl olarak sınırlama getirilmelidir.
Vekiller, bir seçimden, bir sonraki seçime kadar, halka-topluma hizmet için geçici olarak seçilmektedir.
Ancak bir dönem hatta iki yıl vekillik yapmak bile, ömür boyunca birinci sınıf en yüksek süper “garantide” olmak anlamına gelmektedir.
Milletvekilliği bir meslek gibi görülmemeli ve bu nedenle de sürekli maaş yerine, milletvekilliği süresince en yüksek devlet memuru maaşı düzeyinde “ödenek” verilmelidir.
Aylık ödenekler de makul bir düzeye indirilerek, göreviyle ilgili ulaşım, konaklama, yemek ve çalışma giderlerini faturalandırarak meclis başkanlığınca ödenmelidir.
Sağlık işlemleri ve giderleri konusundaki ayrıcalık giderilmeli, milletinki ile eşitlenmelidir.
Milletvekilliğinden ömür boyu süper emekliliğe son verilmelidir.
Bu bir çelişkidir ve mutlaka çözülmelidir.
Vekil olarak, asiline yani millete işte böyle yabancılaşılmaktadır.
Kendi imtiyazları konu olduğunda “iktidar-muhalefet” el birliğiyle, birlik beraberlik içinde davrandığında, halktan da kopulmaktadır.
Siyaset yolu ile bir “vekillik zümresi” oluşmaktadır.
Sonuçta millet ömür boyu “asil” kalmakta!
Vekilleri de ömür boyu “imtiyazlı” kalmakta!
Eh, buna pek bir itirazı olan da olmamakta!
Bu bir öneri olup, millete ve milletin ittifakına buradan bu öneride bulunulmakta.
Öteden beri benimde katılmadığım bir uygulama.Bir dönem Milletvekili seçilerek yaşamı boyunca ayrıcalıklı durumda olmak bundan tüm aile fertlerinin faydalanması ise ayrı bir yanlış.Olması gereken vekillik bittiğinde kullandığı ayrıcalıklı imtiyazları da kaldırılmalı.