Seçimi kazanmak olmadığı apaçık ortada…
“81 ilde seçime kendi adaylarımızla gireceğiz” restinden ben bunu anladım. Mevcut haliyle bir tek ilde bile belediye başkanı kazanamayacağını öngörmek zor olmasa gerekir…
O halde?
O haldesi şu;
Meral hanımın amacı hem, CHP’ye seçim kaybettirerek 14-28 Mayıs seçimlerinin intikamını almak, hem de CHP tabanıyla İYİ Parti tabanını bir birinden koparmak. Çünkü İYİ Parti, MHP milliyetçiliği ile CHP cumhuriyetçiliği arasında sıkışıp kaldığı için bir atım ileriye gidemiyor…
Bir de şu var tabi; CHP’yi korkutarak “Ya istediğimi verirsin ya da sonuçlarına katlanırsın.” demeye getiriyor, ama bazen evdeki hesabın çarşıya uymayacağını unutuyor…
İzmir için İYİ Parti adayı olarak Ümit Özlale’yi dillendirmesinin de Muharrem İnce’yle görüşmesinin de sebebi bu…
İzmir’de CHP kazanamazsa kim kazanır? İkinci parti olan ve oy oranı %40’lara yaklaşmış AKP…
Böyle bir sonuç İYİ Parti ve CHP tabanını tamamen ayrıştırır…
Atatürkçülüğü, cumhuriyetçiliği ve laikliği ile övünen Meral hanım gümüş tepside AKP’ye İzmir’i sunar. Bu durumdan kim zarar görür? Elbette sadece CHP değil. Hayalinden gerçeğe dönmezse Meral hanım da altında yöneteceği bir parti kalmadığını görür…
Şimdilik görünen senaryo şu:
Kemal Kılıçdaroğlu da Meral Akşener de Ekrem İmamoğlu’nu teslim almaya çalışıyor…
Kılıçdaroğlu’nun silahı Mustafa Sarıgül
Akşener’in silahı ise Muharrem İnce
Siyasette usta olmak için yaşanan olaylardan ders çıkarmak ve o dersleri biriktirmek gerekir…Böbürlenerek siyasette ustalaşılamaz…
İnsan kazanımlarını tekrar ettikçe ustalaşır. Kin ve nefretle siyaset yapılamayacağını öğrenememiş bir siyaset insanı 30 yılını boşa geçirmiş demektir…