Hepimizin korku ile yaklaştığı, heterojen hastalıklar topluluğudur.
Her 8 -9 kadından biri meme kanseri olabilir. Ömür boyu %11 risk altında olduğumuz unutulmamalıdır.
Kadınlarda en sık rastlanan kanserdir. Kadınlarda ölüme neden olan kanserler arasında ikinci sırada yer almaktadır.
40 yaşından sonra sıklığı giderek artar.
Erkeklerde meme kanseri nadirdir. Klinikte her 150 kadın meme kanserine karşılık, 1 erkek meme kanseri görülür.
Meme kanserlerinin % 10 kadarı genetik geçiş gösteren tiptedir. Genetik sendromlar over ve kolon kanserleri ile birlikte olabilir.
Östrojen bağımlı, endokrin bir tümördür. 1 g meme kanser dokusu 8 yılda gelişir. Tedavi edilmezse 5 yıl içinde öldürücü olabilir. Ölüm daha çok uzak organ metastazlarından olur. Meme kanserinden ölüm son yıllarda azalmaya başlamıştır. Bunun nedeni erken tanı ve tedavinin artmasıdır.
Etiyolojisine bakacak olursak; genetik, ailesel, hormonal, bilinçsiz diyet, radyasyon, viral kökene dikkat etmemiz gerekir. Risk faktörleri; yaş: > 40, meme kanser tanısı almış olmak, doğum sayısı, diyabet, alkol bağımlılığı, emzirmemek, menepoz yaşı olarak sıralanabilir.
Tanıda şüphe ediyorsa görüntüleme yöntemleri kullanılır. Az şüphede hasta 2 – 3 ay sonra kontrole davet edilir. Çok şüpheli durumda biyopsi yapılır. Kesin tanı, sitoloji veya histopatoloji ile konur.
Görüntüleme yöntemleri; mammografi, ultrasonografi, magnetik rezonans ve duktoskopidir.
Mammografi, 40 yaşından sonra “Rutin tarama” amacıyla yılda 1 kere kullanılır.
Mikrokalsifikasyonlar, asimetrik dansite artışı, malignite değerlendirilir.
Ultrasonografi; meme koruyucu cerrahiden sonra, nüks takibi için kullanılır. Mammografi ile beraber kullanılabilir. İstenen sıklıkta, kolay uygulanır.
Bulgular erken dönemde; istirahat, güç kaybı, ödem, eklem instabilitesi, göğüs ağrısı, iştah kaybı, akciğer grafi bulguları, kanlı balgam, kol ve omuz ağrısı, kemik ağrısı, %25 asemptomatik durumlardır. Geç dönemde ise; atrofi, yürüyüş bozukluğu, nöropati, kardiyak problemler, bası yarası, kozmetik problemler, lenfödem, kostipasyon gibi sorunlardır. Dikkat edilmesi gerekenler; yaralanma riski azaltılması, vücudu sıkıştıran-basıncı artıran giysi ve uygulamalardan kaçınılması, yanık riskinin azaltılmasıdır.
Tedavinin amaçları; düzenli kontrolü sağlamak, metastaz riskini azaltmak, minimum morbidite ve kozmetik görünümde başarıdır. Tedaviyi belirleyen faktörler hastalığın klinik evresi, menopoz durumu, performans durumu ve prognostik faktörlerdir.
Amacımız her zaman fonksiyonu artırmak, günlük yaşam aktivitelerini düzenlemek, pnömoni riskini azaltmak, akciğere hava girişini artırmak, göğüs mobilitesini artırmak, postoperatif dönemde trombus riskini azaltmak için özellikle alt ekstremite eklem hareketlerni çalışmak, ağrıyı azaltmaya yardımcı olmak, konuşma ve yutmayı kolaylaştırmak, solunum fizyoterapisi uygulamaktır. Sağlığına kavuştukça endurans eğitimi vermek, yardımcı cihazlar ile yükü azaltıp metastazı önlemek, enerji tasarrufunu sağlamak, ev ve iş yeri modifikasyonlarını öğretmektir.
Bu hastalıkta moral en önemli unsurdur. Hepimiz bu hastalığa yakalanabiliriz. Kararlılıkla, umutla üstesinden gelebiliriz.
Dr. Fzt. Özden CERTEL