Canım anneciğim, altmış bir yıllık yaşamına öyle güzellikler sığdırdın ki…
Bana, kardeşime ve ablama çok ama çok büyük bir miras bıraktın. Bize öğrettiğin ve yaşattığın her şeye sahip çıkarak sana layık evlatlar olmaya devam edeceğiz. Bundan hiç şüphen olmasın. Kazdağları eteğinde bulunan Kadıköy Mezarlığı’ndaki edebi istirahatgahında huzurla uyu.
Senin kızın olmak benim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı.
Çünkü tertemiz yüreğin herkese karşı, her zaman sevgi ve şefkat doluydu. Hiç kimse hakkında en ufak kötü bir düşüncen olmadı. Art niyetli insanlara karşı tepkin, onları yok saymak oldu. Başkaları hakkında konuşulmasını hiç sevmezdin. İnsanları olduğu gibi kabul edip en güzel şekilde idare ettin. Bunu yerine getirirken kimsenin kalbini kırmadın. Aksine insanlara gülen yüzün ile moral ve güç verdin.
Sanki yaşamın boyunca kendini hiç düşünmedin. Sanki her anın başkalarının iyiliği ve mutluluğu için geçti. Bizleri, her anne gibi büyük özverilerle büyüttün. Anneanneme ve dedeme kendinden fedakârlıklarda bulunarak baktın. Bütün akrabalarını, komşularını ve tanıdığın büyükleri hiçbir zaman ihmal etmedin. Herkesin halini hatırını soran, insanları iyi günde kötü günde ziyaret eden, evine gelenleri kusursuz bir şekilde ağırlayan biriydin.
Bize iyiliği öğrettin. Doğruluğu aşıladın. Dayanışmanın ve yardımlaşmanın önemini bize örnek olan davranışların ile anlattın. Her zaman mütevazı bir yaşamı seçtin. Asil ruhun ve naif kişiliğin sanki yüzüne yansımıştı.
Şimdi şu anda bana bakmasını istediğim o güzel yüzün, hiçbir zaman asılmadı. Bize, hiçbir zaman kötü bir duyguyu yansıtmadın. Her insan gibi üzülüp kırıldığın bir konu mutlaka olmuştur. Ama sen bunu bize neredeyse hiç söylemedin. Yaşamını kendine yakışan bir şekilde sürdürdün.
Üzücü bir durum karşısında ağlayıp sızlayan biri olmadın hiçbir zaman. Gayretin, dirençli duruşun, kutsal emeğin ile her olayı geride bıraktın. Gittiğin her yere bütün güzellikleri taşıdın. Bizim canımız ve yerine hiçbir şey koyamayacağımız varlığın, sanki kanatsız bir melekti. Ve hiç ummadığımız ve beklemediğimiz bir anda, aramızdan uçup gidiverdin.
Ardından gözyaşı döküp kendimizi harap etmemizi hiç istemezdin. Bunu biliyorum. Hem de çok iyi biliyorum. Ama gel de bir de bunu bana anlat. Çok zor da olsa sensizliğin üzerinden tam tamına üç hafta geçti. Kim bilir daha kaç gün, kaç hafta ve yıl geçecek…
Geçen her an, biz senin için çok daha iyi olacağız. Nefes aldığım sürece canım babama ve kardeşime en az senin kadar iyi bakmaya çalışacağım. Güçlü aile bağımız artarak sürecek. Bundan da hiç şüphen olmasın. Bizim olduğumuz her yerde elbette sen de olacaksın. Her an aklımızda, yüreğimizde olduğun gibi…
Biricik annem Hafiza Çimen’in beni ve ailemi derinden üzen ve etkileyen vefatından dolayı taziye mesajlarını ileten, acımızı paylaşan, annemin cenaze törenine katılan, evimize ziyarette bulunan, bizlerin sağlığını ve iyiliğini düşünen herkese çok ama çok teşekkür ediyorum. Sizler sağ olun, var olun. Güzel günler sizin olsun.
Canım annemin ve babamın yaşadığı elim kazayı, sonrasında olup bitenleri anlatmak istemedim. Annemi, annem olduğu için değil gerçekten de böyle bir insan olduğu için bu örnek kişiliği ile anlatmak istedim. Beni anlayış ve hoşgörü ile karşılayacağınızı umuyorum. Çok daha güzel günlerde buluşmak umudu ile şimdilik, hoş çakalın. İyilik, doğruluk ve merhamet ile kalın…
Çiğdem ÇİMEN