Yeşile bürünmeye başlayan doğa rengârenk açan çiçekleriyle baharın gelişini kutlamaya başladı. Yine de kış mevsimine daha yakın olan Mart’ın ne yapacağı belli olmaz. Güneşli geçen birkaç günün ardından bakarsınız hava aniden soğuyabilir hatta kar bile yağabilir.
Ilıman iklimi ve yeşil doğası sebebiyle tercih ettiğim Ege bölgesinde yaklaşık üç yıldır yaşıyorum. Ülkenin doğusuna göre kış ayları burada neredeyse bahar havasında geçer. Ancak kış bitti artık önümüz bahar diye sevinirken mart ayı adeta kazmayı, küreği yaktırıverir. Kış güneşini bahar geldi sanıp çiçeklenen ağaçlar da bu durumdan nasibini alır elbette.
Bir sıcak bir soğuk geçen mart ayı dert ayıdır aynı zamanda. Biz de ağaçlar gibi yazdan kalma günlerine aldanıp kendimizi doğanın kucağında attığımız için genelde üşütür hastalanırız bu ayda. Neyse ki çok sürmez mart ayının zemheri soğuk günleri ve ay sonuna doğru güneş iyice gösterir yüzünü.
Mart ayının dertleri gelip geçiyor da ülke ekonomisinin her geçen gün kötüye gitmesinin vatandaşa yansıyan ağır yükü bir türlü geçmiyor. Açıklanan yoksulluk sınırı dört kişilik bir aile için 50.000.TL’yi aşmış. Üstelik bu rakam sağlıklı ve dengeli beslenme için gereken aylık harcama tutarıymış.
Demek ki kişi başına düşen beslenme giderinin üzerine kira, elektrik, su, doğalgaz, ulaşım gibi gerekli ihtiyaçları da eklediğinizde bir kişinin yaşam maliyeti minimum 50-60.000.-TL oluyor. Bu durumda hele de büyük şehirlerde ayakta kalabilmek zorlu bir yaşam mücadelesi.
Emekli ve kirada oturuyorsanız işiniz çok zor bile diyemiyorum. Tasarruftu, birikimdi bunları geçtik aslında yan gelirleri olmayan çalışanlar için de ekonomik koşullar günü kurtarmaktan ibaret.
Buna rağmen TÜİK’in memnuniyet anketine göre ülke nüfusunun %52’si halinden memnunmuş. Şaka gibi değil mi?
Dün pazardan 621.-TL’ye birer kilo dört çeşit sebze ile iki kilo meyve aldım. Sebzelerin yemek haline gelene kadar ki maliyeti 1.000.-TL’yi bulur. Kabaca bir hesapla mutfak gideri 30.000.-TL, emekli maaşı ortalama 15.000.-TL. Yani dar gelirliler için artık delik yamanın üç katı oldu, kapat kapatabilirsen. Zira bankalar sayesinde kredi kartı ile sürekli borçlu bir yaşam sürüyor ülkemizde uzun zamandır.
Ha önümüzde bir de seçim var. Ülkenin içinde bulunduğu duruma inat seçim kampanyası için paralar havada uçuşuyor. Hal böyle olunca da vergilerin beyanı ve ödenmesi için her gün tehditkâr haberler okumaya başladık. Özellikle emlak vergileri ve kira gelirleri için mülk sahiplerine cezai hatırlatmalar yapılıyor.
Daha da kötüsü ekonomistler seçim sonrası bu günleri de arayacağımızı söylüyor. Gidişata bakılırsa sanırım bu mart bırakın kazma kürek yakmayı kapıdan bile bakamayacağız.
Neyse önümüzdeki günler neler yaşarız bilinmez. Ancak görünen o ki bu gidişle her gelen ay kapıdan baktırıp kazma kürek yaktıracağa benziyor.
