“Varsa yoksa siyaset” başlıklı son yazımda adaylarla ilgili spekülasyonlara ve ittifak arayışlarına değinmiştim:
“…Bence hiç kimse çekilmesin.
İttifak da yapılmasın.
Adaylar centilmence, saygı çerçevesinde yarışsın.
Vatandaş seçimde son sözü söylesin ve herkes boyunun ölçüsünü alsın.
Kim güçlüymüş, kim seviliyormuş, kim seçimi kazanırmış biz de görelim…”
Demiştim.
Ankara’daki “siyaset dehaları”, seçmenin düşüncesine saygı göstermediği gibi bizim gibi kalemşorlerin yazılarına da pek itibar etmiyor
CHP ile İyi Parti arasında vatan-millet denerek bir ittifak yapıldı.
Bu ittifak genellikle olumlu bulunsa da, Balıkesir’le ilgili olanı, partililerin ve sokaktaki vatandaşın düşüncesine olduğu kadar, akla mantığa ve matematiğe de aykırı bir ittifak oldu.
Sadece CHP’liler değil, Ahmet Akın‘a ve CHP’ye oy vermeyi düşünen çok sayıda seçmen, Akın’ın adaylığının İyi Parti adayı İsmail Ok lehine çekilmesine öfkeli…
Öyle ya, Ahmet Akın yıllardır bu iş için hazırlanıyor.
Projeleri hazır..
Gittiği her yerde müthiş ilgi görüyor.
Değişik partilerden insanlar, Akın’ın Balıkesir’in her yerinde, en ücra köşesinde bile tanınmasına, sevilmesine şaşırdıklarını anlatıyor.
Akın adı bir efsane gibi anılıyor.
CHP Balıkesir örgütü 24 Haziran’daki seçim yenilgisinin ardından ölü toprağını üstünden atıyor, herkes dargınlıkları , yanlışları, bir kenara bırakıyor, şevkle çalışmaya başlıyor.
Bu arada “CHP lideri” Kemal Kılıçdaroğlu çıkıyor, Balıkesir’i İyi Parti’ye veriyor.
Bu kararı verirken ne Ahmet Akın’a, ne il yönetimine, ne de Balıkesir’de yaşayan insanlara danışıyor, ‘acaba onlar ne düşünüyor onlara da bir sorsak mı’ demiyor.
Tüm partilileri hayata, CHP’ye küstürüyor.
Sonra “Tayyip Erdoğan diktatörmüş”!
“Hak hukuk adalet” icin yürüyormuş !..
***
Köşe yazarımız Alp Kaan bugün harika bir yazıyla ittifakla pardon b’ittifakla ilgili görüşlerini dile getirdi.
Kaan’ın yazdığı gibi…
“…Parti liderleri önlerine kağıtları haritayı koymuşlar, il paylaşıyorlar.
Böyle bir saçmalık olabilir mi?…
Koca iktidar partisi neden ihtiyaç duyuyor MHP’ye?
Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli yeri olan MHP neden ittifaksız yapamıyor?..
Koca CHP neden İyi Parti’ye muhtaç?..
İyi Parti neden CHP’siz yapamıyor?..
Seçim dışı zamanlarda birbirinin hakkında at tut, ne dersen de; seçime 100 gün kalmış ittifak da ittifak…”
Böyle sürüp gidiyor.
Bu yazıyı herkes bir kere daha okumalı.
***
Aslında söyleyecek söz çok fazla.
Bir de bundan sonra olabilecekler var.
2014’de Naim Durmaz CHP adayı gibiydi, yine Kemal Kılıçdaroğlu’nun son andaki tercihiyle Sami Sözat aday gösterildi ve CHP Balıkesir’de bitirildi.
CHP ancak üçüncü parti olabildi.
Bu tercihin yarattığı sıkıntılar hala sürüyor.
O dönemki il başkanı Muzaffer Mavuk ve yönetimi , bu yanlışa ‘dur’ diyemedi, istifa da edemedi.
Şimdi CHP İl Başkanı Serkan Sarı‘yı bir sınav bekliyor.
Başkan Sarı bu karara itiraz ediyor.
Tüm Balıkesir’in, örgütün, partililerin isyanını dile getiriyor.
Herkesin düşüncesini dile getirdiği halde yine parti içinden bazıları tarafından şov yapmakla suçlanabiliyor.
Siyasi istikbalini düşünenler ise sessizce bir kenarda olan biteni izliyor.
Sarı bugüne kadar bir çok yanlış yapmış olabilir ama örgütün ona sahip çıkması gerekiyor.
Bu aşamada geri adım atmamalı, gerekirse istifa etmeli ve koltuk sevdalısı olmadığını göstermeli…
Yoksa Muzaffer Mavuk’un durumuna düşer.
***
Daha önemlisi Ahmet Akın’ın durumu.
Akın bugüne kadar Kılıçdaroğlu ne dediyse yaptı.
İyi Parti’ye gitti, geldi.
Büyükşehir’e aday oldu.
Ama şimdi çekilmesi isteniyor.
Ve O’nu da bu kez büyük bir sınav bekliyor.
Politika’da Ömür Boyuer bu konuya değinmiş:
“… Ahmet Akın’ın önünde iki seçenek var.
Ya;
Kendi ve ona gönül vermiş seçmenin onurunu hiçe sayarak ‘Genel Başkanımız ve Genel Merkezimizin aldığı karara saygılıyım’ diyecek.
Ve bundan sonra ‘Gel-Git Ahmet’ olarak hafızalarda yer edinecek…
Ya da;
‘Balıkesir benim ailem’ sözünün arkasında durarak; başta kendi onuruna, Balıkesir İl örgütünün onuruna, kendine gönül vermiş Balıkesir seçmeninin onuruna sahip çıkıp bu mücadelenin içinde yer alacak…
Ve bundan sonra ‘İlkeli siyasetçi Ahmet Akın’ olarak hafızalarda yer edinecek…”
Bu yazının üstüne, ‘bu konuda bir başka söze gerek yok’ diyorum.
Bugün kü yazımı emekli asker, değerli ağabeyim Celal İşgör‘ün olup bitenleri özetleyen şu veciz sözleriyle noktalamak istiyorum.
“Eskiden ‘askerliğin başladığı yerde mantık biter’ derlerdi…
Şimdi mantığın bittiği yerde siyaset başlıyor”