featured

LGS

LGS yaş ortalaması 13-14 civarı olan çocuklarımızın ortaöğretim kurumlarına geçmek için girdikleri sınav .

Bu yaş grubu, çocukların ruh hallerinde sürekli değişmeler, öfke patlamaları, karamsarlık gibi durumlar hakimdir. Bu dönemde çocuklar otoriteye karşı koymaktan, eleştirmekten, hatalar bulmaktan, söz dinlememekten keyif alırlar.

Ergenlik dediğimiz bu sürecin bazıları başında, bazıları ortasında bazıları sonlarına doğru ilerlemektedir.

Bu dönemde insanoğlunu karar verme mekanizmasının da henüz gelişmekte olduğu bilinmektedir.

Çevremizde gördüğümüz örneklerden yola çıkarsak gördüğü birçok şeyi isteyen, sık sık istekleri ile ilgili karar değiştiren davranışlar sergilemektedirler.

Gelişimlerinin bu şekilde seyrettiği bir dönemde girmek zorunda oldukları sınav ise bir çalışma disiplini gerektirmektedir. Bu çalışma disiplini ise son anda kazanılacak bir durum değil, öğrenim hayatı başından itibaren başlayıp gelişmesi gerekir.

Genel olarak bu dönem çocuklarımızın az çalışıp çok kazanmak istedikleri, kafalarının çok iyi çalıştığını düşündükleri, özellikle anne ve babayı birçok konuda yetersiz gördükleri, hayatta ne yapmak istediklerini pek düşünmedikleri ama rahat yaşamak istediklerini bildikleri bir dönem…

Sürece sınav yönünden bakarsak, girdikleri sınavın hayatları için ne anlam ifade ettiğini ya da hayatlarına nasıl bir fark katacağının çok da farkında değiller. Farkında olan var ise de sayıları çok az.

LGS sınavına çalışması gerekiyor ama neden?

Farkında olmadığı ve bilincinde olmayan bir durum için ne kadar çalışabilir insan?

Çalışma motivasyonunun temel kaynağı bireyin yaptığı çalışmadan bir beklentisinin olmasıdır. Bireyin bir beklentisi yok ise ya da var olan beklentiye ulaşabileceğini düşünmüyor ise ne kadar çalışabilir?

İnsanın çalışma gücü,  isteme tutkusu ile doğru orantılıdır. Aslında insan hayatı hep böyledir. Bir şeyi ne kadar tutku ile istiyorsanız, istediğiniz şey için o kadar emek harcarsınız. İstediğiniz sadece bir istek ise o zaman çalışmanızın sonucu da sadece bir sonuç olacaktır. Sadece sonuçlar beklediğiniz olmadığı için bu sefer süreç sizi her defasında beklemediğiniz bir duruma götürecektir.

Çocuklarımıza, öğrencilerimize bu sınavın hayatlarındaki yerinin öneminin fark ettirilmesi için çaba sarf etmek, sınava çalışmak için zorlamaktan daha yararlı olacaktır.

Çocuklarımızla konuşurken;

* Çalış,

* Ödevlerini yap/ yaptın mı?

* Hadi odana, sınav seni bekler.

* Ödevler bitti mi?

* Hiç çalışmıyorsun hemen mola veriyorsun.

Benzeri cümleler kurmanın çalışmayı hızlandıracağını düşünmemizden ziyade bireyi çalışmaktan ve okuldan daha da uzaklaştıran bir ruh haline soktuğunu söyleyebiliriz.

***

Sürece baktığımızda gördüğümüz başka bir durum ise çocukların kendilerini sürekli yetersiz hissetmeleri. Her sınıfın enleri vardır. En çok çalışanları sınıf sınav sonuçlarında hep liste başı olanlar, bir de ne kadar çalışırsa çalışsın asla onlar kadar olamayacağını düşünenler. ‘Liste başı olmak da sıkıntı,  yanlışlarım var. Hala yanlışlarım çıkıyor.’ Bu yetersizlik psikolojisi onları sürekli yoran ve özgüvenlerini zamanla yok eden bir unsur haline gelmektedir.

Bir de ailelerin kendilerini sürece kaptırıp, etüte gitsin,  olmadı özel ders aldıralım dedikleri çocuklarının potansiyeline göre ihtiyaç belirlemedikleri, çevrelerindeki ya da kendilerine göre iyi örneklere göz önünde bulundurarak yol aldıkları bir dönemdir.

Tüm bunları düşündüğümüzde sınavın hayatlarına katacaklarını iyi anlatmalıyız. Anlatırken öğüt söyleminden ziyade tamamen ne ise onu anlatmak, duygu ile değil akıl ile hareket etmek yararlı olacaktır.

Çocuğumuzun yeteneklerinin neler ve nasıl olduğunu fark ettirmeliyiz. Burada da sen anlıyorsun aslında hatta hızlı ve çabuk anlıyorsun fakat dikkatsizsin ifadesi gibi etiketleyici ifadelerden kaçınmalıyız.

Küçük başarılarını abartmadan başarı merdiveni haline getirmeliyiz. Başarı ve çalışma azmi insan evladının içinde yeni ekilmiş bir tohum gibidir. Önce çimlenmeli daha sonra korunmalı ve kök salması sağlanmalı. İşte bu noktada küçük başarıları abartmadan takdir görmeli fakat irade kullanabilmesi için cesaretlendirilmelidir.

Yapabileceklerine inanması sağlanmalıdır. Kişi inandığı şey için çaba sarf eder. Yapabileceğine olan inancını desteklemeliyiz. Motivasyonun en büyük kaynaklarından biri de yapabileceğine inanmasıdır.

Gerçekçi olmak, hatalıysa hatasını, yetersiz ise yetersizliğini net olarak yine duygu katmadan belirtmek yararlı olacaktır.

Müzik önerisi: https://youtu.be/AsnzcVxtKXU

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
LGS
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!