Ayasofya açılışının 24 Temmuz günü yapılacak olmasının altından ne çıkacak diye bekliyordum!.
Belki bu kez diyordum , hayır dua ile anılır Atatürk’üm.
Fatih Sultan Mehmet’ten sonra İstanbul’u alan Atatürk .
İşgalci emperyallerin İstanbul Boğazındaki gemilerini gördüğünde ;
– Geldikleri gibi giderler, diyen Atatürk’üm.
Siz göndermeseydiniz pek de gidecekleri yoktu !.
İşgal sürerken ;
Anadolu’nun perişan hali Padişah ve çevresindekilerin öyle çok umurunda değildi hani.
Vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, tersanelerine girilmiş , her köşesi bir fiil işgal edilmiş, ne gam.
Millet fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüştü, ama söz konusu vatan olunca o harabiyetin içinden bir ordu kuruldu.
Mustafa Kemal’in Askerleri önce Çanakkale destanını yazdılar.
Arkası geldi zaten.
Emperyalizmin ağa babaları , yedi düvel birlik olup saldırınca , Anadoluyu hamm yaparız diye pek iştahlıydılar.
Çanakkale geçilmez dedik.
Anlamadılar ..
Kurtuluş savaşını kazanan Türklerdi.
Emperyallerin orduları götün götün kaçarken sinsice Anadolu’yu yakıp yıkıp gittiler.
Ege’de yüzlerce köyümüzü ateşe verdiler.
Sinsi İngilizler , yüzyıllarca birlikte yaşayan halkları birbirlerine düşman ettiler.
Bu onların eski huyları idi.
Şimdilerde de pek değişmediler.
Neyse !.
***
Bizimkiler tüm dünyaya seslendiler.
30 Ağustos Zafer Bayramımızı yarattılar
24 Temmuz 1923’te son söz ve ön sözü Lozan’da söylediler.
Türkiye Cumhuriyeti tapusunu aldılar.
İngiliz gemisi ile kaçıp giden padişahın umurunda olmayan topraklarda köklerimizin üzerine bir yeni Cumhuriyet kuruldu.
Laik Türkiye Cumhuriyeti.
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti kurumları ile sağlam temellere oturtuluyor, medeni dünya Atatürk’ümüzü ayakta alkışlıyordu.
Kutsal din duygularının sömürüldüğü toprağımızın insanına yürekten bağlı olan Atatürk’üm Diyanet İşleri Başkanlığını kurdu.
Eğitimli din adamları yetişsin diye İmam Hatip Okulları açıldı.
İlahiyat Fakülteleri açıldı.
Din sömürüsüne son verilsin diye .
Kim kurdu ?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Kefen parasını , kurtuluş savaşının yoksul askerlerine derman olsun diye veren din bilgini Rıfat Börekçi ilk Diyanet İşleri Başkanı oldu.
Muskacı , cinci hocalarının rahatı kaçtı.
***
Koskocaman bağımsız topraklarımızın düşmanı çoktu.
İçeriden, dışarıdan , ucundan , kıyısından kemirenlerin Laik Türkiye Cumhuriyeti düşmanı olduklarını görüyorduk.
Bölücülerle başımız epeyce derde girdi.
Mücadeleyi sürdürüyorduk.
Binlerce vatan evladını şehit verdik.
Anadolu analarının gıkı bile çıkmadı , evladının acısını içinde yaşadı.
– Vatan sağolsun dedi.
Hiç bir şehit anası da evladının acısının ardından kem söz söylemedi.
– Evladım sağ olsaydı demedi.
Bu ne büyük bir ulu davranıştır. Bu ne kutsal bir duruştur.
Bir Fetö belası sarıldı ki başımıza , dosta düşmana ibretlik !.
Bu hain güruhu kendi ellerimizle besledik !.
Bizler rahat yaşarken toprağımızın , vatanımızın içinden kederler yükselirken , bunu görmeyenler de vardı.
Daha dün Mersin , Sertavul bölgesinde bir kazada dört askerimiz şehit oldu.
Analar , yandı kavruldu , Temmuz sıcağının kavurması ne ki !.
***
Ayasofya ibadete açılırken , içimden hep şunu bekledim , boşa beklemişim !.
DİB mimberden seslenirken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnet ve dua ile diye bir çift söz söylemedi!..
Elinde kılıcı ile , kime mesaj verildi bilemedik !.
Okunan lanet kimeydi ?
İçimiz cız etti!.
Cuma namazında güzel dualar edilir diye , anadan – atadan öğrendik.
O bizim Ulu Önder ATATÜRK’ümüzdü.
Bir çift dua ile anmak bu kadar zor mu idi ?
Sonra , o lanet niye ki ?
O ki ; Balıkesir Zağnos Paşa Camiinde hutbe okuyanımızdı.
Kuvvacıların göz bebeği , Mustafa Kemal Paşamızdı.
Yediğimiz ekmekte , içtiğimiz suda ve yaşadığımız bu toprakta en çok emeği olan oydu.
***
Oradan edemediğiniz duaları tüm vatan evlatlarından milyonlarcası başka camiilerde ediyordu bizler duyduk.
Yaradanım hepinizin dualarını kabul etsin.
Dua ederken kaldırdığınız elleriniz ve gönülleriniz güzelliklerle donansın.
Atatürk’üm var olsun.
Oluyor da , bazılarının sıkıntısı ondandır.
Şehitlerimizin ruhu şad olsun.
Oluyor da.
İçimde bir burukluk , bir hüzün var.
Biz nankör bir millet değiliz ki !.
Anaya , ataya saygıda kusur etmeyiz.
Edep erkan bilenlerdeniz.
Şehitlerimize , her aklımıza gelende en yürekten duaları edenleriz.
O, bu , şu ;
– Ne kadar Atatürk düşmanlığı yaparsanız yapın , O’nu ne kadar yok sayarsanız sayın , bu toprağın insanlarının yüce gönüllerinde o Atatürk sevgisi yaşayıp duruyor.
Onlar bu gerçeği görüyor.
Gerçekleri görenlerin torun tombaklarının dişi bile çıkmadan ATATÜRK’ün resmini görünce tanıyor. Ellerini birbirine vurup , alkışlarla cippen cippen yapıyor !.