Bir siyasetçi kendisini desteklemeyenlere ağır hakaretler ediyor gerçek olmadığı apaçık ortada olan olayları çarpıtıyor, sürtük, gevşek, cibilliyetsiz diyebiliyorsa hem kendisi, hem de ülke için tehlike çanları çalıyor demektir…
Soru şu:
Ok yaydan çıkmış da iktidar nasıl çıkacak bu çıkmazdan?
Her zamanki gibi çatışmayı körükleyip kamplaşmayı artırarak…
Vuracak kıracak, toplumu kamplaştıracak, kendisini destekleyen kitle öyle bir hale gelecek ki patron ne yaparsa yapsın görmezden gelecek…
Okurlarım bilirler zaman zaman Elias Canetti’nin “Kitle ve İktidar” adlı kitabından alıntılar yaparım.
Canetti; içinde sosyoloji, antropoloji, psikoloji ve felsefe gibi disiplinleri barındıran bu eseri tam otuz yılda yazmış ve oldukça da geniş bir kabul görmüştür…
“İktidar bloğu neden bir türlü kırılamıyor? Onca olumsuzluğa rağmen %30 oyu nasıl koruyor?” Sorusunun bilimsel cevabını bulmak için Canetti’den kısa bir alıntı yapacağım.
“Bir kitlenin iç yaşamının en çarpıcı özelliklerinden biri zulme uğramış olma duygusudur. Bu duygu bir kez ve sonsuza dek düşman ilan ettiği insanlara yönelttiği kendine özgü bir öfke ve sinirliliktir.”
Paragrafın sonunu şöyle bağlıyor:
“Kitle düşman ilan ettiği diğer kitleyi ne yaparsa yapsın affetmiyor.”
Mesele şu ki; %30’u çözmek için onun gibi olmaya çalışmanın bir yararı yok. Çünkü o kitle muhalefetin iktidara gelmesinden çok korkuyor ve geleceğini iktidara bağlamış olan itaatkâr kitle ne yaparsa yapsın iktidardan vazgeçmiyor…
17-25 Aralık’ta ayakkabı kutularında yakalanan milyon dolarlar, yaşanan adaletsizlikler, yargı güvencesinin iyice zedelenmesi, yurt dışına kaçırılan paralar %30’luk dilimin hiç umurunda değil.
Bir tek yol kaldı açlıkla boğuşan, yoksulluk ateşiyle yanan insanların artık yeter demesi…
Derler mi?
Muhalefete bağlı
Daha iyi bir yaşamı sizin sağlayabileceğiniz konusunda onların güvenini kazanmanız gerekiyor…