28 Eylül tarihi 2007 yılından itibaren 150’den fazla ülkede halen var olan kuduz hastalığı hakkında kamuoyunda farkındalık oluşturmak ve hastalığın önlenmesi suretiyle kayıpların en aza indirilmesi amacıyla dünya genelinde Dünya Kuduz Günü, olarak idrak edilmektedir.
Başlıca Lyssavirus (RABV) adlı virüsün neden olduğu kuduz, tüm insan ve memeli hayvanların duyarlı olduğu bir hastalıktır. İlk belirti gözlendikten sonra %99 ölümcül olan bu hastalık doğru bir aşılama protokolü ile günümüzde %100 önlenebilmektedir.
Bu anlamda, özellikle aşı kararsızlığının COVID-19 pandemisi ile mücadeleyi olumsuz yönde etkilediği dikkate alındığında, Kuduz vb. zoonotik hastalıkların kontrolünde aşılamanın en önemli ve sonuç alıcı bir yaklaşım olduğu gerçeği çerçevesinde hastalıklarla mücadelede aşının etkisinin bir kanıtı olması açısından kuduz dikkatle takip edilmesi gereken bir hastalıktır. Dünyayı bir buçuk yılı aşkın süredir etkisi altına alan COVID-19 pandemisi, bilgisizlik yada daha da vahimi hatalı bilginin hastalıklarla mücadelede başarıyı ne denli etkilediğini bir kez daha ortaya koymuştur.
Kuduz içinde geçerli olan korkular, yanlış anlamalar ve yanlış bilgiler hastalığın yüzlerce yıldır ortadan kaldırılamamasına neden olmuştur. Hastalık hakkındaki gerçeklerle ilgili gerekli farkındalık yaratılmadan, hastalık bilincini artırmak, kuduz vakalarını önlemek, hayvanları aşılatmak ve insanları kuduzun tehlikeleri konusunda bilinçlendirmek mümkün değildir.
Kuduz hastalığına karşı yanlış bilgilenmeden kaynaklanan korku ki bunlar; kuduz hastalığının ölümcül olması, insanlara bulaşması ve yalan haberler ile şehir efsanelerinin toplumda ortaya çıkardığı insanlarda aşı tedirginliği oluşturan, insanları hayvanlarını kısırlaştırmaktan veya aşılatmaktan alıkoyan ve insanları hastalık için etkisiz tedavilere inandıran korku hastalıkla mücadeleyi olumsuz etkilemektedir.
İşte bu nedenle dönemin ruhuna uygun şekilde bu yıl Dünya çapında 15’incisi kutlanan Dünya Kuduz Günü’nün teması kuduz hakkında gerçekleri paylaşmak ve yanlış bilgi ve efsanelere dayanarak oluşturulan korkuyu engellemek için “Kuduz: Gerçekler, Korku Yok” olarak belirlenmiştir.
Kuduz %100 önlenebilir bir hastalık iken, her yıl dünya çapında 59.000’den fazla insan bu hastalıktan ölmektedir. Bunların %40’ı özellikle Afrika ve Asya’da beşeri hekimlik ve veteriner hekimlik hizmetlerinin etkin bir biçimde sağlanamadığı kırsal bölgelerde yaşayan çocuklardır. Ölüm vakalarının %99 enfekte köpekler tarafından ısırılma nedeniyle meydana gelmektedir. İnsan ölümlerine ek olarak her yıl başta köpekler olmak üzere milyonlarca evcil hayvan bazen hastalık taşıması bazen de hastalığın neden olduğu korku nedeniyle yersiz yere itlaf edilmektedir. Elimizde var olan etkili aşılar ve koruyucu tedbirlerin varlığında tüm bu insan ve hayvan ölümlerini kabul etmek mümkün değildir.
Hayvanlardan insanlara geçen hastalıklarla mücadelede en etkili çalışmalar Veteriner Halk Sağlığı Biliminin konularındandır. Kuduz hastalığının, insan ve hayvan hekimlerinin iş birliğini ifade eden Tek Sağlık yaklaşımı ile bölgesel ve küresel düzeyde ele alınması gerekmektedir. Kurumsal bazda ise, 2030 yılına kadar köpek kaynaklı kuduzdan kaynaklanan insan ölümlerinin sıfıra indirilmesi çalışmalarına Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) ve Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) öncülük etmektedir.
Bu bağlamda başta köpekler olmak üzere vahşi ve evcil yaşamda hayvanların kuduza karşı aşılanması gerekmektedir. Kuduz hastalığında köpekler hastalığın kaynağı değil bilakis insanlar gibi mağdurlarıdır. Bu nedenle insan ve hayvan sağlığının korunması için vatandaşlarımızın her yıl kedi ve köpeklerini kuduz aşısı ile aşılatmalarını şiddetle tavsiye ediyoruz.
Vatandaşlarımızı şüpheli bir köpek ısırılması sonrasında;
* Yarayı hemen sabunladıktan sonra yaklaşık 15 dakika bol su ile iyice yıkamalarını,
* Yara bölgesin yıkandıktan sonra iyot içeren bir solüsyon (tentürdiyot vb.) veya antiviral ilaç ile temizlemelerini,
* Yarayı pansuman, dikiş veya bandajla kesinlikle kapatmamalarını,
* Hızla bir sağlık kuruluşuna başvurmalarını ve vakit kaybetmeden aşılanmaları gerektiğini hatırlatıyoruz.
Unutulmamalıdır ki, kuduz virüsüne maruziyetten sonra aşı tipine göre tekrarlayan dozlardan oluşan aşılama protokolüne en kısa süre içinde başlanması ve immunoglobulin (RIG) uygulaması başarı şansını arttırmaktadır. Bu uygulamalara ilave olarak, ısıran hayvanın güvenli bir şekilde karantina altına alınması ve 10 gün boyunca kapalı olarak gözlem altında tutulması hastalığın veteriner hekimler tarafından teşhis edilmesi, bölgede gerekli tedbirlerin alınması ve hastalığın yayılımının önlenmesi açısından önem taşımaktadır.