BASİAD Başkanı Abdullah Bekki, ” Pandemi dönemi tüm ülkeye olduğu gibi Balıkesir girişimcilerine de üç kritik unsuru çok güçlü bir şekilde hatırlattı ve yeniden öğretti. Bunlar dijitalleşme, iş sağlığı ve güvenliği, eşitsizlikler ile mücadele. Krizden çıkış için ise ihtiyacımız olan şeyin işbirliği olduğunu net bir şekilde gösterdi” dedi.
Yeni dönemle birlikte Türkiye için bir fırsat penceresi açıldığını da sözlerine ekleyen Bekki, “Ama bir yol haritasına ihtiyacımız var. Güvenilir ve istikrarlı bir ekonomi olarak görülmek, güçlü bir hukuk devletine sahip olmak, dijital altyapının yeterliliği ve iklim değişikliğine karşı bir yol haritasına sahip olmak yeni dünyanın yeni kriterleridir” mesajını verdi.
Balıkesir Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı (BASİAD) Başkanı Abdullah Bekki, yazılı bir açıklama yaparak pandemi sonrası Türkiye’nin dış ticaret rotası ve işletmelerin iş modelleri üzerindeki görüşlerini dile getirdi.
“Küresel rekabette oyunun sürdürülebilirlik üzerine yeniden kurulduğu bir ortamda, sürdürülebilir iş modelleri artık bir zorunluluk” diyen Bekki şu açıklamayı yaptı:
“Pandemi dönemi tüm ülkeye olduğu gibi Balıkesir girişimcilerine de üç kritik unsuru çok güçlü bir şekilde hatırlattı ve yeniden öğretti. Bunlar dijitalleşme, iş sağlığı ve güvenliği, eşitsizlikler ile mücadele. Krizden çıkış için ise ihtiyacımız olan şeyin işbirliği olduğunu net bir şekilde gösterdi.
Dünyada yaşanan bu kriz, bir yandan sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmak için gösterdiğimiz çabanın ne kadar önemli olduğunu ve öte yandan bugüne kadar yaptıklarımızın yeterli olmadığını bize gösterdi. Üretim ve tüketim alışkanlıklarımızı, iş yapış şekillerimizi sorguladığımız bu sürecin sonunda, iklim değişikliği gibi hepimizi etkileyen ama bir türlü üzerine kararlılıkla gidemediğimiz küresel riskler iş dünyası gündeminde hızla ön sıralara çıkacak”
“İKLİM VE ÇEVREYİ ÖNE ÇIKARAN İRADEYE VE LİDERLİĞE İHTİYAÇ VAR”
“Balıkesir ve çevre illerde yaşanan yağış felaketi ekonomi ve girişimlere ne kadar büyük oranda zarar verebilir; hep birlikte gördük.Önümüzdeki dönemde çok taraflılığı, kamu sağlığını gözeten ve bilime kulak veren, iklim ve çevreyi öne çıkaran iradeye ve liderliğe ihtiyaç var”
“SÜRDÜRÜLEBİLİR İŞ MODELLERİ ARTIK BİR ZORUNLULUK”
“En büyük ticaret ortağımız Avrupa Birliği, AB Yeşil Mutabakat ile sürdürülebilirliği rekabet gücünün merkezine koyduğu oldukça kararlı bir politika izliyor. Türkiye gibi AB ile yakın ticari ilişkileri olan ülkeler yerel politikalarını da bu yönde değiştiriyor. Şirketler bu süreci izleyerek gerekli adımlarını atmalılar. Burada ‘yapılsa iyi olur’ gibi bir yaklaşımdan bahsetmiyorum. Küresel rekabette oyunun sürdürülebilirlik üzerine yeniden kurulduğu bir ortamda, sürdürülebilir iş modelleri artık bir zorunluluk…”
“DÖNÜŞÜM, FIRSAT PENCERESİ VE YOL HARİTASI”
“Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat ile yeni büyüme stratejisini ‘modern, kaynak verimliliğine odaklanan, rekabetçi bir ekonomi…’ olarak ortaya koydu. AB, önümüzdeki dönemde geliştireceği ikili anlaşmalarda gelecekteki olası krizlerden korunmak için Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı, dijitalleşmeyi ve herkes için adil ve kapsayıcı kalkınmayı göz önünde bulunduracak. Bu dönüşüme hazırlıklı olursak Türkiye için bir fırsat penceresi açılıyor. Ama bir yol haritasına ihtiyacımız var. Güvenilir ve istikrarlı bir ekonomi olarak görülmek, güçlü bir hukuk devletine sahip olmak, dijital altyapının yeterliliği ve iklim değişikliğine karşı bir yol haritasına sahip olmak yeni dünyanın yeni kriterleridir” (balikesir24saat.com)
