Kimse kusura bakmasın..
Caydırıcı önlem ve uygulamalar yapılmadığı sürece ne kavgalar biter, ne ambulans girebilir ne de itfaiye yol alabilir.
Eğitimsizlik zaten başımızın belası..
Öfke kontrolü sıfır!..
Herkes “Ali kıran baş kesen” modunda..
O zaman kala kala elimizde “yaptırım” seçeneği ile “düzenleyici önlemler” kalıyor.
*Polis
*Jandarma
*Zabıta
Bu üç unsur..
Etkin tedbirler ile caydırıcı önlemleri almak ve uygulamak zorundadır.
Elbette “Polis devleti” olmayalım..
Ne var ki..
Bizzat tanık olduklarım hem “idari açıdan” hemde maalesef “birey” olarak bizlerin “sorumsuz” ve “keyfi” davranışlarımız ile birlikte yarattığımız kaostur.
Körfezin sahil şeridinin hemen,hemen her noktasında aynı düzensizlik hakimdir.
Zeytinli, Akçay, Güre, Altınoluk, Ören..
Meskun alanlardaki siteler..
Yerleşim birimleri..
Sorun hep aynı!..
Vali Şıldak, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz, Jandarma Alay Komutanı Hekimoğlu’ndan vatandaş ve gazeteci olarak isteğimdir.
Talebimdir…
Her üç yöneticiyi de her zaman “sahada” görüyorum.
Ama gözden kaçırdıkları var.
Elbette sürekli gözlem yapamazlar.
Alt birimlerin önemi buradadır zaten..
Yaz mevsiminin bitmesine daha zaman var.
Lütfen yaya yoğun yerlerde trafiğe kapalı alanlar oluşturulsun..
Adam nerEdeyse denize arabasıyla girecek!..
Otoparka girip 10 lira vermemek için aracını “kafasına göre” park etmek,
köprü üzerinde saatlerce trafiğe engel olmak,
konut güvenliğine engel olup kapı önlerini kapatmak,
haklıymış gibi “hır çıkarmak” her türlü olumsuzluk mubah!..
Ambulans giremez..
Ara jandarmayı..
İtfaiye geçemez..
Ara polisi..
Bakın jandarmanın başvuru telefonlarına..
Hep aynı şikayet!..
Tahminim onlar da bıktı!..
Bu sorunu çözmek kolay..
Delinatörler ile yolların , sokakların boş kalmasını sağlamak mümkün..
Biri kırılır belki ama beşi ayakta kalır.
Sürekli denetim yarar sağlar!..
Asli görevinin dışında meşguliyetlerden birimler kurtulur!..
Otoparkların çoğu boş..
Zihniyet “eşeğim evimin önünde olsun” zihniyeti olunca ; o zaman “polisiye tedbir” kaçınılmaz..
Bisikletli Turizm Polisi, mobil Zabıta ve Jandarma’nın koordinasyon içinde sahillerde “etkin” görev yapması , belediye yönetimlerinin alacağı önlemler ile bu kaosu ortadan kaldırmak mümkündür.
Sadece şikayet halinde duruma müdahale etmek çözüm değildir.
Yaya veya mobil timler aktif olarak iş başında olmak zorundadır.
Cumartesi-Pazar yoğunluğun yaşandığı iki günde..
İkamet ettiğim bölgede (Güre) bir görevliye rastlamadığımı söylemek zorundayım.
Mobil Jandarma hariç..
Genç bir kadına otopark tartışmasında “fiili” müdahaleye varan eylem sırasında zabıtayı uyarmama rağmen “benim görevim değil” diyerek uzaklaşması “bana ne” anlayışının tipik örneğidir.
Milyon metrekare çim döşendi..
Sulama sistemleri yapıldı.
Koruyucu olması gereken “birey” iken ; fıskiyeleri kırarak çimlerin üzerine oturanlar yine “sorumsuz bireyin” ta kendisidir.
Ne var ki..
İdare ; mücadelede “popülist” davranmamalıdır
Bir yerel yöneticinin kendisine bu anlamda yapılan şikayet üzerine “kırsınlar canım biz yaparız” ifadesi düzensizliğe prim vermekten başka bir şey değildir.
Motosiklet terörü başa beladır.
Kurallara uyanları tenzih ederim.
Araç trafiğine kapalı alanlarda “egzozu çıkarılmış” veya “susturucusu olmayan”motorlar ile çevre kirliliğinin yanı sıra “can güvenliği” hiçe sayılmaktadır.
Üç kilometrelik yaya yolunda “iki levha” uyarıcı değil göstermeliktir.
Eş güdümlü önleyici tedbirleri “uygulayacak olan birimler” sahada “aktif ve etkin” olarak “görünür” görev yaparsa bu kaosu ortadan kaldırmak ancak mümkündür.
Kalın sağlıcakla..
