Bana şöyle sorular geliyor: O coğrafyada yaşamış ve o yörenin şiirini, öyküsünü yazmış, Türk Edebiyatı’na altın harflerle isimlerini yazdırmış olan şair ve yazarlarımız bir panelde neden anılmıyor? İlgililere (Necdet Saraç’a) analım dedim; fuar programı açıklandığında sessiz bir olurla savuşturulduğumu anladım.
1940 yıllarda Edremit coğrafyasında Gezici Başöğretmenlik yapmış olan ve bölgeye dair gözlemlerini şiir diliyle Yüreğin Sesi Zeytin Ülkesi isimli kitabında anlatan Köy Enstitülü edebiyatçı Mehmet Başaran’ın ve Ceyhun Atuf Kansu, Yunus Nadi, Ergün Günçe şiir ödüllerinin sahibi, ayrıca yüz otuz cıvarında çocuk kitabı yazarı, 2011 yılında yitirdiğimiz Ahmet Uysal’ın Edremit Kitap Fuarı’nda bir panelde anılmasını istedim; önerim kabul görmedi.
1940’lı yıllarda Edremit Kaymakamlığı yapmış, şiirleri bestelere konu olmuş olan Ömer Bedrettin Uşaklı’nın esamesi bile okunmuyor.
Bu olumsuzluklara sosyal medyada kısaca değinmiştim. Akabinde şöyle bir mail aldım. Yaşadığı coğrafyada görmezden gelinen değerlerimizin bilinip, sahiplenilmesi çok duygulandırdı beni.
Her fuar zamanı yaşanan masa / stand kavgası tam bir komedi: Kendi yaşadığımı dile getirmeden geçmek istemiyorum: Ben Türkiye Yazarlar Sendikası Edremit temsilcisiyim. Fuar süresince en az TYS üyesi dört edebiyatçıyı ağırlamak zorundayım. Ve bana bir masanın yeterli olacağını söylüyor sayın Kültür Müdürlüğü ilgilisi. TYS’yi bir kişiden ibaret sanıyor ki çok acı bir durum. Kavga döğüş iki masa verdiler lütfen. Her gece omuz omuza oturan dört edebiyatçıyı gördükçe kahroluyorum. Masa, sandalye yok edebiyatı yapanlara diyorum ki; fuar başlamadan eksiğinizi gediğinizi giderin. Ülkenin kültür kurumlarını, edebiyatçılarını iyi tanıyın. Çünkü yaptığınız bir Kitap Fuarı. Ve yaşadığınız coğrafyanın değerlerini bilin. Bu sizin göreviniz.
Bir de, ki en önemlisi edebiyata gönül vermiş gençlerin görmezden gelinmesi; öyle dolular ki, yazacakları söyleyecekleri o kadar çok konu var ki; ne fuarı organize eden kişiler ne de belediyenin kültür işlerine bakanlar bu kitleyi ne duyuyor ne görüyor. Kitap fuarı arifesinde sözünü ettiğim kişilerle bir toplantı yapmak, onların görüşlerine değer vermek çok mu zor sayın organizatörler, kültür müdürleri?
Hayattan, insandan yana olan edebiyatçılarımıza her zamankinden fazla gereksinmemiz var. Fuarın organizatörünün ve Belediyelerin kültür elçilerinin, adı Kitap Fuarı olan bir organizasyonda halka yakın durmalarını bekliyoruz.
***
Benzer bir yakınmayı da şair arkadaşım Erdal Bila dile getirmiş; aynen sunuyorum:
***
“Öz Evlat mı Üvey Evlat mı ?
Edremit Kitap Fuarı’na davetlisiniz, üvey evlat olarak.
Yaklaşık yirmi altı şöhret yazara yer veren Balıkesir Büyükşehir ve Edremit Belediyesi’nin ortak düzenlediği kitap fuarına gelen şöhretlerin tüm ihtiyaçları belediyelerce karşılanıp mutlu edilmektedirler. Ortalama gider tahminen bir milyon TL’ dir. Hepsine şifa olsun.
Pekala, şehrimizin yerel yazarlarının günahları nedir? Sormak isterim, neden destek olunmuyor? Bir tek kitapları dahi belediyelerce satın alınmıyor. Yerel yazarlar üvey evlat mı? Şahsım adına kınıyorum belediyeleri.”
Erdal Bila