“Bu kitap satın alındığı zaman çok seviniyorum. Çünkü bu kitaptan elde edilen gelir ile bu kitabın devamı olan ikinci kitap basılacak.”
İfadeleri şehrimiz Balıkesir’e uzun yıllardır kültür hizmetinde bulunan Kitapçı Tivoli’nin sahibesi Sibel Kutluel Rodoplu’ya ait. Zaten satın aldığım kitabın öneminin farkındaydım. Bu bilgiyi de öğrenince kitabı iyi ki alıyorum dedim. Ve daha çok kimselere nasıl ulaştırabilirim düşüncesine kapıldım. Bu doğrultuda elbette girişimlerim olacak. Değer verdiğim kişilerin de kitabı eline aldığı zaman benimle aynı düşünceleri hissedeceğini biliyorum.
Kitabı aldığım zaman saygıdeğer Sibel hanıma, her birimize bu kitabı neden satın almamız gerektiğini anlatan ifadesine cevaben şöyle dedim : ‘’Keşke bizim partimizde herkes üretebilse. Keşke herkes birbiri ile uğraşacağına geleceğe kalıcı eserler bırakabilse.’’
Partimde siyaseti bilim olarak görenlerin her zaman egemen olmasını istemişimdir. Parti Okulu eğitmeni olarak vermiş olduğumuz eğitimlerde partide hiçbir zaman hemşehricilik anlayışının hâkim olmaması gerektiğini söylemiştik. Üyelerin Temel Siyasi Eğitimi’ne katılan üyelerimiz konuları bilir. Etnik, mezhepsel ayrımcılığa dayanan gruplaşmaların varlığı bile düşünülemez. Parti programını, tüzüğünü olduğu gibi partide bir yerlere gelebilme endişesi taşımadan uygulayabilmek as olandır.
Kurultay sonuçlarını takip edebilmek, partinin ilkelerine uygunluğuna göre değerlendirmek çok önemli. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partimizin 18. Olağanüstü Kurultayı’ndaki özerklik sözüne dair açıklamalarını halen daha siyasi anlayışıma sorgularım. 2014’te yılındaki ve bugünlerde yeniden gündeme gelen Altı Ok’un yorumlanacağına dair söylemler benim için oldukça düşündürücüdür. Karşı devrim ülkeyi yönetiyorken neden böyle bir şeye ihtiyaç duyulur ki?!.. Altı Ok’a sımsıkı sarılmak varken!..
CHP Gençlik Kolları’ndan gelen bir nefer olarak; partimin, ülkemizin kuruluş felsefesinden sapmadan, savaşta her şey mubahtır anlayışını taşımadan, hiçbir seçimde kazanmak uğruna içimize sinmeyen adayları dayatmadan, ülkenin temel direği olarak partili olsun ya da olmasın bu ülkede yaşayan herkesin geleceğe dair tek sigortası olmasını istemekten başka bir temennim yok.
Partime üye olduğum ilk yıllardan beri hem o zamanki Balıkesir’deki siyasi havayı hem de genel tabloyu anlamaya, yorumlamaya çalıştım. Hiç bir zaman şu an bu kişi başkan ve onun yönetimi partiye hakim, bende ona göre var olmaya çalışayım demedim. Bir önceki başkanların kimler olduğunu, partime neler kazandırıp neler kaybettirdiklerini, partinin genel durumuna karşı tavırlarının neler olduğunu öğrenmeye çalıştım. Hiçbir zamanda kimsenin adamı olmadım. Kişiler yerine her zaman en önce ve sadece ve sadece Mustafa Kemal Atatürk benim önderimdir, genel başkanımdır. Her birimiz buna bağlı kalmalıyız. Başka maceralar aramaya hiç ama hiç gerek yok. Bunun gerçek olduğunu, son 17 yıldır yaşadıklarımız ile çok daha iyi anladık.
1987 doğumlu olarak ilk oyumu 2007 Genel Seçimleri’nde kullandım. O zamanki genel siyasi ve partimin durumunu algılamaya çalışmıştım. Partimin DSP ile ittifakının gelecekte ne gibi sonuçlar doğuracağını düşünmüştüm. Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik açıklamaları takip ediyordum. Partimin o zamanki Genel Başkanı Deniz Baykal’ın sakın ha cumhurbaşkanı adayı olmayı düşünme gibi sert ifadelerini bugünde hatırlarım. CHP Balıkesir olarak 2011 seçimlerinden itibaren mecliste 3 milletvekili ile yer almamız olumlu bir sonuç. Bu sonuç, bana nitelik mi nicelik mi sorgusalını beraberinde getirdi. Bunun değerlendirmesini de sizlere bırakıyorum. Her seçim ile partimde yaşanan gelişmeleri birbirine bağlantılı olarak düşünce süzgecimden geçiririm. Önümüzdeki gelişmelerin neler olabileceğini az çok tahmin edebiliyorum. Bugünün rüzgârına kapılıp dünü unutmamak gerekir.
Partili büyüklerimden geçmişteki olayları bizlere ders almamız ve daha güzel işlere imza atmamız için anlatmalarını, günlük siyasi gelişmeleri günahıyla sevabıyla değerlendirmelerini, bizlerden de öğrenecekleri çok şeylerin olduğunu bilmelerini istiyorum. Kendi hatalarını yok sayarak bu durumu yaratan koşullardan kurtulmak için partili bir genci harcamak hiç bir CHP’liye yakışmaz. Bunu neden söylüyorum çünkü partimde yaşadığım bazı şeyler bana bu ifadeyi söyletti. O yaşadıklarım beni hiç etkilemedi. Bu tür kişilerin siyasette nasıl var olduklarını gördükçe kendi siyasi duruşumun ne kadar önemli bir çizgide olduğunu gördüm. Parti terbiyesi ve ahlakı bunu gerektirir. Herkes kendi ektiğini biçer. Partimde bu duruşumla hep var olmaya devam edeceğim.
“OSMANLIDAN CUMHURİYETE BALIKESİR MİLLETVEKİLLERİ” adlı kitabı Tivoli’den alırken memleketim Balıkesir’in tarihini, kimlerin bugünleri bizlere hazırladığını, bu konularda eksiklerimin neler olduğunu, öğreneceklerimi başkalarına nasıl anlatabilirim gibi düşüncelere dalıp gittim. Bir taraftan da yazımın bu kısmına gelene dek sizler ile paylaştıklarım aklıma geldi. Pek değerli bu kitap, daha birkaç ay önce biz okurlar ile buluştu. Geçtiğimiz hafta içi de gidip aldım. İçimi çocuklar gibi bir mutluluk kapladı. Tarihe ışık tutan, bizlerin geleceğe aktarması gereken kitaba daha da zaman kaybetmeden sahip olmanın mutluluğu. Kitabı satın almayı bir vatandaş olarak görev gibi görmekteyim. Balıkesirliler olarak tarihimize, önemli kişilere, bugünü oluşturan olayların nedenlerine duyarsız olamayız. Kuvayi Milliye şehri olarak gurur duyduğumuz Balıkesir’imizi tüm özellikleriyle tanıyalım, öğrenelim ki onu hak ettiği gibi tüm dünyaya tanıtabilelim. Şehrimizin kimliğine her zaman sahip çıkabilelim. Onun kimliğini çalıp ruhsuzlaştırmak isteyenlere karşı ne yapabileceğimizi bilelim.
Değerli partili büyüğüm Sayın İsmet Önder KIRLI’nın, öğretmenlik görevini yerine getirirken hukuk okuması ve ardından Balıkesir Barosu Başkanlığı gibi üst düzey görevlere gelmesi, üstlendiği görevleri layığı ile yerine getirmesini ayakta alkışlıyorum. Bunlar için harcadığı o büyük emeğe saygı duyuyorum. Bizlerde hangi alanlarda okuyorsak, çalışıyorsak her zaman daha iyisini yapabileceğimizi bilelim, unutmayalım. İstemediğimiz koşullar içinde değilsek bunu değiştirmek için çabalayalım. Sayın KIRLI’ya ve diğer değerlerimize onlar hayattayken sahip çıkalım, hak ettikleri değerleri gösterelim. Toplum olarak bu konularda çok eksiğimiz var. Önümüzde Sayın KIRLI gibi gurur duyduğumuz bir örneğimiz var. Balıkesir’in böylesine bir değer yetiştirmesinin önemini bilelim. Sadece kuru kuru övgü sözlerini söylemeyelim. Kendimizde en az onlar gibi olmak için yolumuza, Cumhuriyetin kültür olduğunu unutmadan, devam edelim.
Avukatlığa adım atması ile siyasete de merhaba demiş olan Sayın KIRLI’nın, CHP İl Başkanlığı dönemine, milletvekilliği dönemine bizzat tanık olmak isterdim. Ne yazık ki o yıllarda yaşım gereği aktif olarak siyasette olamazdım. Parti üyeliğimin başlaması ile partimin geçmişini öğrenirken karşıma çıkan ilk isimlerden biri oldu Sayın KIRLI. Pek çok partili isimden kendisinin özellikle 80’li yıllarda yaşanan gelişmelerde partililere sahip çıktığını duydum. İl Başkanlığı döneminde partide birlik ve beraberliği sağladığını da biliyordum. Milletvekili olarak görev aldığı 20. Dönem’den sonrada Balıkesir’den ve partililerden hiçbir zaman uzak kalmadı. Kendisini seçim dönemlerinde partinin aday tanıtımı gibi pek çok etkinlerinde gördüm. Siyasi gelişmelere yönelik açıklamaları tam yerinde ve dikkate alınacak nitelikteydi. Milletinvekili olmak zaten bunu gerektirir. Seçilmek ve görev almakla iş bitmiyor. Aktif siyasetten görev bazında uzak kalınmış olsa da Sayın KIRLI’nın kitaplar yazması, araştırmalarda bulunması, görüşlerini kamuoyu ile paylaşması ve mecliste temsil ettiği partisi, kendisini mecliste taşıyan Balıkesir’ e karşı tarihi görevini yerine getirmek adına yapmış olduğu çalışmalar gibi pek çok güzel işler yapılabilir.
Sayın KIRLI’nın, en son ‘’OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E BALIKESİR MİLLETVEKİLLLERİ’’ adlı kitabından önce yayınlanan ‘’BİR GÖREVİN HESABI’’ adlı bir kitabı da bulunuyor. Cumhuriyet, Milliyet ve Balıkesir Baro Dergisi olmak üzere çeşitli yerel basın organlarında yer alan makale ve incelemeleri de var. Osmanlı’dan, Cumhuriyete Balıkesir Milletvekilleri kitabının Cumhuriyet dönemini kapsayan 2’nci cildiyle, Balıkesir Barosu Tarihi, CHP’nin Balıkesir Tarihi, İttihatçı Hüseyin Kadri Bey ve Anıları, Edebiyatımızda Gönen konu başlıklı araştırmaları yayına hazırlanıyor.
Yazımın en başında belirttiğim gibi ‘’OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E BALIKESİR MİLLETVEKİLLERİ’’ adlı kitabın 1. Cildini satın almalıyız. Bu konuda duyarlılık göstermek; hangi siyasi düşünceye sahip olursak olalım Balıkesir’e, onurlu geçmişine, varlığımızı borçlu olduğumuz Kuva-yi Milliye ruhumuza sahip çıkmaktır. Öz benliğimizi öğrenmekten daha doğal ne olabilir ki. Okullarımızda ezbere dayalı tarh dersleri yerine bu kitap ve bu kitap gibi önemli tarihi kitapları da bilmeli çocuklarımız. Şehrimizin tarihini öğrenmemizi sağlayan çok sayıda kaynağa ne yazık ki sahip değiliz. O nedenle bu kitap çok önemli.
Sayın KIRLI’nın, hayatının 12 yılını bu kitabına adamasını çok önemsiyorum. Kutsal bir durum. Bizler için gecesini gündüze katarak yapmış olduğu araştırmaları kitaba dönüştürmesinin değerini ne kadar anlatsam hep az kalır. Hangimiz ailemizden, işimizden, yapmak istediklerimizden vazgeçip tarihi bir misyon üstlenerek böylesine derin ve önemli bir konuda araştırmalar da bulunabilir ki?.. Araştırmalardan sonraki yazıya dökülmesi, yayına hazırlanması gibi aşamalardan oluşan uzun bir süreç. Sayın İsmet Önder KIRLI’ya ne mutlu kitabının Yazım, Düzeltme, Düzenlemeleri kızı Yrd. Doç. Dr. Deniz Defne Kırlı Aydemir’e ait. Kendisi gibi emekli öğretmen olan eşi saygıdeğer R. Nur KIRLI’da en büyük destekçisi olmuş. Başta değerli partili büyüğüm Sayın KIRLI ve ailesine, tarihi kitabı bizlere kazandırmak için emeği geçen herkese sevgi ve saygılarımı iletiyorum. İyi ki varsınız. Sizler sayenizde Balıkesir’in tarihini, bizleri Gazi Meclisimizde temsil eden değerli isimleri öğreneceğiz. Tarihi gelişmeleri bileceğiz. Bugünümüzü, kitaptan öğrendiklerimiz doğrultusunda çok daha doğru olarak değerlendirebileceğiz.
Sayın KIRLI ile gündemin sıcak gelişmelerini değerlendirmek, görüşlerini öğrenmek, kitabına dair düşüncelerimi aktarmak isterim. Bu isteğim partimizin yöneticilerine, Balıkesir’e sahip çıkmak isteyen herkese bir mesaj olsun. Bu isteğimin gerçekleşeceği ortamları yaratmak sizlerin elinde. Kitabın biz okurlar ile buluşmasını sağlayacak bir imza günü düzenlemek, Sayın KIRLI’nın bir konuşma yapacağı bir konferans düzenlemek çok zor olmamalı.
Kitaba dair teşekkürlerimin en sonuncusunu da Sayın Yılmaz Başkanıma iletiyorum. Yılmaz başkanım, yani SAYIN Yılmaz ATEŞ. Sayın Kırlı’nın kitabının dizgi ve baskı işini üstlenen Yılmaz ATEŞ. Kendisi için Sayın KIRLI’nın, ” dostum” ifadesini kullanması ve yürekten teşekkürlerini iletmesi beni çok duygulandırdı. Yılmaz Başkanımı, herkes mütevazı ve vefakârlık gibi pek çok örnek alınacak özelliğiyle tanır, bilir, sever.
Partimizin önceki dönem Genel Başkan Yardımcısı Sayın ATEŞ, önceki Genel Başkan Sayın Deniz BAYKAL ve beraberindeki ekip 2014 Genel Seçimlerinde Balıkesir’imize gelmişlerdi. Susurluk, Sındırgı, Bigadiç, Altıeylül ilçelerimizde coşkulu seçim çalışmalarını yaşamıştık. Aramızdan ayrılışının üzüntüsünü yaşadığımız değerli başkanımız Tahsin Bozoğlu’nu sevgi ve saygı ile anıyorum. Daha sonra İzmir’de, Karşıyaka Belediyesi’nin gerçekleştirdiği 100. Yıl Meydanı açılış törenlerine partimin değerli isimleri ile birlikte katılmıştım. O günkü törende dönemin Belediye Başkanı Sayın Cevat DURAK’ın konuşması çok anlamlıydı. Değerli başkanın o gün dediği gibi vefa, dostluk, değerler, ilkeler çok önemli. Ondandır tarihimize sahip çıkmak gibi partimin böylesine önemli bir ismi Sayın KIRLI’nın kitabı ile kendisine ve üstlendiği misyona sahip çıkmak isteğim. Ondandır Sayın Yılmaz Başkanıma teşekkürüm.
ÜLKEMİN CHP’ye, ölene dek üyesi olarak kalacağım CHP’min ALTI OK’a canı gönülden sahip çıkanlara her zamankinden daha çok ihtiyacı var. Kazdağ Çiğdemi …