Bu kadar duygusal tonu yüksek bir kelime dizisini duygusal kırgınlıkla eşleştirmemiz doğal olurdu değil mi? “Kalbimi kırdın” diyerek en çok da sevdiklerimize serzenişte bulunmaz mıyız nazlı nazlı…
Kırık kalp sendromu namı diğer kardiyomiyopati; kalp kaslarında zayıflama olarak beliren bir sendrom, öyle ki kalp krizi tablosunu adeta taklit edebilen semptomlarıyla. Bu romantik tınılı duygusal sendromun arkasında da tahmin edilebileceği gibi yoğun duygusal korku ve kayıpların varlığı izlenmekte..
Çoktandır bilim dünyası yetişkin sağlığının hemen hemen her boyutunun altında özellikle çocukluk dönemi travmalarının var olduğunu yapılan araştırmalar ve ölçeklerle kanıtlamaktadır.. Araştırmalar dehşet verici bu gerçeği gözler önüne sermeye başlarken, sağlık alanında tanı ve tedaviye yeni parametreler eklenmesi ve bir dönüşümün sağlanması zaruriyeti doğmaktadır.Beden-zihin-ruh arasında sandığımızın aksine kalın sınırların olmadığı, birbirini etkileyen sistemlerin sonuçlarıyla karşılaştığımızı artık gittikçe daha fazla fark edebilmekteyiz..
Toplamda 10 adet sorudan oluşan Olumsuz Çocukluk Deneyimleri Anketi (OÇD) ile yapılan geniş örneklemli uzamsal bir çalışma gizemli hastalık-deneyim ilişkisine ışık tutmakta ve sarsıcı sonuçları ortaya çıkarmaktadır. Anketi dolduran yetişkin bireylerin 18 yaşından önce sözlü, fiziksel şiddet, cinsel istismar, duygusal ve fiziksel ihmal, ebeveyn kaybı, aile içinde şahit olunan fiziksel şiddet, ev halkından birinde bağımlılık, ağır psikiyatrik rahatsızlık, hapis yaşantısı gibi sıklıkla maruz kaldığı travma yaşantılarına verdiği puanların 30’lu 40’lı yaşlarda geçirebileceği otoimmün hastalıklar, kalp hastalıkları, iltihabı bağırsak bozukluğu, migren, süreğen depresyon, kanser vb. birçok rahatsızlığı öngörebildiği ortaya çıkmıştır.. Korkutucu ama gerçek..Üstelik bu 10 maddenin birine bile “evet” yanıtı vermeniz çocuklukta bu alanda kronik stres koşuluna maruz kaldığınız için artan ve kronikleşen stres hormonları nedeniyle vücudunuzda ve hatta beyninizde iltihaplanma (noroinflamasyon) sürecinin başladığına işaret edebilmektedir.. Velhasıl bugünün ileri yetişkinlik çağındaki insanlarının rahatsızlıklarının pek de yakın geçmişli talihsizlikler ve kötü beslenme koşulları ile sınırlı ilişkisinin olmayabileceği düşünülmektedir. Bugün karşılaştığınız hastalık ipinin diğer ucu geçmişinizin belki bastırarak belki unutarak gömmüş olduğunuz derinliklerinde yatıyor olabilir. Ne yazık ki benim de klinik gözlem ve deneyimlerim bu araştırma sonuçları ile uyumlu görünmektedir…
OÇD anketinin ölçtüğü on tip olumsuz yaşantı dışında yeni araştırmaların bulgularına göre bir beynin ölümü, bir kardeşin istismara uğramasına tanık olmak, yakın çevrede şiddet, yoksulluk içinde büyüme, ebeveynlerin birbirini istismarına tanık olma, bir sınıf arkadaşı veya öğretmen tarafından zorbalığa maruz kalma gibi deneyimler de beyin tarafından kronik stres olarak değerlendirilmekte ve benzeri sonuçları doğurabilmektedir. Akran zorbalığının çocuk ve ergenin ruhunda açtığı yaralar ve bunun evrimleşen beynimizle ilişkisinden bahsetmiyorum bile, bu başka bir yazının konusu…
Ve bu anketin en az bir sorusuna “evet” yanıtı veren bireylerin beyinlerinde (ki bunlar toplumun %65’ini oluşturuyor) kronik stresin yarattığı tahribatın bu kişilerin tepkisellik düzeyi, yakın ilişkileri yönetebilme becerisi üzerine olumsuz etkiler bıraktığını ve şiddete eğilimlerini arttırdığını biliyoruz. Toplum olarak nasıl bir dinamit üzerinde oturduğumuzu buyurunuz siz tasavvur ediniz. Provokasyona gelmemek bu beyinler için pek mümkün değil zira…
Gamlı baykuş gibi olumsuz haberleri sıraladığımın farkındayım Güzel haberler de var elbet. Destekleyici öneriler ve beyin hücrelerinde geri dönüşümün her zaman mevcut olduğu gerçeği var derin bir soluk aldıran..İlerleyen yazılarımda bunlardan da bahsedeceğim
Bir sonraki yazımda buluşana kadar hoşça bakınız zatınıza..Hoş bakasınız ki hoş göresiniz, hoş göresiniz ki hoş davranasınız. Çünkü beyin ve davranışla ilgili çalışmaların da gösterdiği gibi tabiri caizse kendisinin kaktüs olduğunu düşünenden gül kokusu çıkmıyor
Teşekkürler.Sağlık esenlik içinde güzel günler.Kaleminize,emeğimize sağlık