Kıramadınız o erkek egonuzun sizi kuşattığı cam kavanozu.
O kavanozun içinde yaşamaktan bıkıp usanmadınız.
İnsan olmak için verdiğiniz mücadelenizde baktım , boş çuval gibi buruşuksunuz. Yerlerde sürünüyorsunuz. Dik durmak için bir çabanız da yok !.
Kadına değer veren erkek arkadaşlarınızı kıskandınız , onun gibi olmayı hiç düşünmediniz. Kıskançlığınızın tavan yaptığı bir sözcükle onu sınıflandırdınız.
– Kılıbık diye aşağıladınız!.
***
Elinize iki kitap alıp okumaya üşendiniz. Okuyanı gözlemleyip ibret almayı zul saydınız.
Yaban ormanı gibi , arasında yaşattığınız eşinize güzel bir sözü bile çok gördünüz.
Sokakta yaşadığı erkekliğini evinde sürdürenleri örnek aldınız.
Emeğe ve kadına değer vermeyi hiç düşünmediniz.
Anadolu kadınının çilesini anlatan türkülerden bile bir ders çıkaramadınız. Arabesk takılmayı hüner saydınız.
***
Siyasilerin sözlerine , iktidarın ağalarının davranışlarına öykündünüz.
“Çalıyo ama çalışıyo”, diyecek kadar, zavallılaştınız ve insanlığın değerlerini paramparça ettiniz !.
Kazancınızın neden bu kadar yaşamla ters düştüğünü düşünemeyecek kadar körleştiniz. Çarşı pazara üç kuruşla gönderdiğiniz kadınlarınızın tencereyi kaynatırken yaşadığını mutfak kokusundan duyamadınız.
Sadece önünüze gelen yemeğin lezzetini düşündünüz.
Dayanışma ruhunu kaybedeli çok olmuştu.
Kadın eksik etekti. Saçı uzun aklı kısaydı size göre.
İşte çelişki tam burada başlıyordu , algılayamadınız.
Stefo Seyisoğlu yazısının bir yerinde şu bilgileri paylaşmış
“Koca bir hayatı yarım kalanlara…
Veya son 10 yılda “sadece kadın olduğu için ölen” 7 bin 554 masum PINAR GÜLTEKİN’e ithaftır…
Ve bu yazı, son 10 yılda “erkekler doğru yetiştirilmediği için tecavüze uğrayan” 14 bin 575 kadınımıza ithaftır…
Aziz hatıralarının önünde saygı ile”
Bu sözlerini internetteki bir yazısından izinsiz alıp yazdım .
Stefo Seyisoğlu kalemine , yüreğine sağlık.Bin selam olsun sana ve senin gibi düşünen erkeklere..
***
Aşağılamaktan , itip kakmaktan keyif aldığınız eşlerinize evinizi , çocuklarınızı emanet ettiğinizi hiç düşünmediniz !.
Kadının özgürlüğünü yok sayıp , kendi özgürlüğünüzü en yükseğe koydunuz.
Kör bir bakışla yaşamın taa ortasındaki kadınlarınıza aydınlık olmayı başaramadınız. Ortaçağ zihniyeti ile kadına yönelen şiddetin kaynağını sorgulayamadınız. İmzayı atan kadınınızı “malım” diye sahiplenip , ahırdaki hayvanınızdan daha aşağılarda yaşattınız. Kurban keser gibi kesip doğradınız. Katlettiniz.
Mahkemede takım elbise ve bir kravat ile indirimi kapmanın derdine düştünüz.
***
Dinci yobazların size söylediği her sözü ” inancınız ” sandınız.
Gerçek inanç sahiplerinin yaşamına öykünmediniz. Okuyup aydınlık inançları öğreten profesörlerin sözlerine kulak asmadınız. Nerede bir din sömürüsü var orada öbek oldunuz.
Türk kültürünün o erdemli inancını görmezden geldiniz.
Anadolu töresinin kadına verdiği önemi Aşık Veysel misali yaşamınıza katamadınız.
Görmeyen gözü ile dünyanın en güzel sözlerini yaşamımıza katan usta ozanın ” kadına verdiği değeri ” bir türlü anlamadınız.
***
Bozkırın orta yerinde yetişen , yoksulluğun talan ettiği yüreği ile insanın en bilge sözlerine hayran olduğu Neşet Ertaş usta kadar olmanızı beklemedik. Keşke bir dizesi kadar olmaya çabalasaydınız , gurur duyardık.
” Analar , insan , biz insanoğlu ” diyen yüreğine binlerce selam olsun diye başımızın , gönlümüzün türkülerini yakan ustam, keşke daha çok yaşasaydın aramızda.
Yazımızı kışa çevirdiniz ya, baharı beklerken saçımıza düşen akları görmediniz.
Pir Sultan Abdallar gibi bize darağacını gösterdiniz ya..
İçinizdeki insanlığın dar ağacını yıkmasını,kadınca umudumuzu yaşatmayı sürdürürken kırın o camları.. Kırın , çemberinizi insan olmaya kadınlarınızla birlikte el ele verin..
Yan yana durun. Birlik olun , dirlik olun. Hep birlikte huzurla , mutlulukla yaşamak için..
Yüreğine sağlık.