“Geleceğe güçlü biçimde ulaşabilmek, Cumhuriyetimizi korumak ve yaşatmakla olanaklıdır.”
M. Kemal ATATÜRK
20’nci yüzyılın başında Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşında yenilmiş, imzaladığı şartları ağır Mondros Ateşkes Antlaşması ile orduları dağıtılmış, işgaller başlamış millet yorgun, fakir ve çaresizlik içinde…
Saltanat ve hilafet makamında bulunan ve ülkeyi saraydan yöneten Vahdettin, kendi tahtını ve geleceğini kurtarmanın peşine düşmüş. Ülkeyi ve milleti emperyalistlerin insafına (!) terk etmiş. Bir de Damat Ferit Paşası var ki, hak getire…
İşte bu koşullar içerisinde Mustafa Kemal’in öncülüğünde 20’nci yüzyılın sloganı olan “YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” diyenlerin başlattığı ulusal bağımsızlık savaşı sonunda, bu asil milletin önünde emperyalistler diz çökerek, boyun eğerek ve ay yıldızlı bayrağımızı selamlayarak ülkeyi terk etmek zorunda kalmışlardır. Arkasından padişah Vahdettin başta olmak üzere yerli işbirlikçiler de efendilerini takip etmişlerdir.
Bu zorlu ve çetin mücadele sonunda vatan gerçek sahiplerine, bayrak gönderine, millet bağımsızlığına, egemenliğine kavuşmuştur.
Bu sürecin taçlandırılmış sonucu ise 97’nci yılını “PANDEMİ” (!) nedeniyle buruk bir coşkuyla kutlamaya çalıştığımız genç Cumhuriyetimizdir.
O Cumhuriyet ki, kimsesizlerin kimsesi olmuş, her alanda uyguladığı kalkınma modeliyle dünyada hızla kalkınan ülkeler arasında İLK sıralarda yer almıştır.
Bağımsızlık mücadelesiyle ve ekonomik kalkınma modeliyle tarımdan ticarete, eğitimden sağlığa vb. dünyaya örnek olurken, kısa sürede kendi kendine yeten bir ülke olmuştur.
Ya bugün. 97 yıl sonra eğitimden sağlığa, tarımdan hukuka, vb. her alanda durumumuz ortada. Büyük marketlerin rafları acı gerçeği gözler önüne seriyor. Tabi gören gözlere…
Memlekette, Cumhuriyeti kuran parlamento etkisizleştirilmiş, rota ortaçağa çevrilmiş, Anayasa rafa kaldırılmış, demokrasi, hak, hukuk, adalet şahıslaştırılmış. Sokaklarında Korona devriye gibi gezmekte. Millet ise garip garip, GRİP AŞI’sı için sırada beklemede.
Ve güzelim memlekette ASKIDA EKMEK.
Sözün bittiği yer…
Sakalını sevdiğimin hukuk berberi, artık ülkemizde 21’nci yüzyılın hedefi “Hak, Hukuk Adalet” olmuştur.
Yüz yıl sonra A’dan Z’ye emperyalist güçler ve Yeni Kuvayı İnzibatiyeciler yine devrede…
Dedelerimizin kabul etmediklerini bize kabul ettirme sürecini yaşıyoruz.
Unutmayın bu Cumhuriyet icazetle kurulmadı ki, icazetle kutlansın.
Kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyet, KİMSESİZ Mİ?
Türkmen çadırı tüttükçe, Kuvayı Milliyeciler var oldukça ASLA KİMSESİZ değil.
Milli birlik ve beraberlik içinde Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlığı geçme hedefine durmaksızın yürüyenlerin en büyük bayramı kutlu olsun.
Yaşasın Cumhuriyet.
Ne mutlu Türk’üm diyene!
Ayhan Öztürk