CHP Balıkesir Milletvekili aday adayı Prof. Dr. Ayhan Gökdeniz, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa aday olmayacağını bugünden açıklamasını isterken, “Kurultayda tekrar başkan olmayacağınızı bugünden açıklamanız, partiye bir dinamizm ve sinerji kazandıracaktır. Yoksa, sizin başkanlığınızda girilecek yerel seçimler başarısızlıkla sonuçlanacaktır.” ifadelerini kullandı.
“İki çift lafım da 5,6,7 dönem milletvekilliği yapan, yıllarca Sayın Genel Başkanın en yakınında bulunan ve partideki mevcut görevlerinden uzaklaştırılınca, birden DEĞİŞİM havasına katılan parti büyüklerine..” diyen Gökdeniz, “Sizlerle değişim olmaz. Değişim, gençlerle olur.” mesajını verdi.
Son sözünü de genel başkanlık için adı geçen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na söyleyen Gökdeniz, “Değişim diyerek partinin yaş almış ve isim yapmış popüler kişilerini yanına alarak değişim olmaz. Çıkın, gençlerden ve yeni isimlerden oluşan bir ekiple, DEĞİŞİM MANİFESTONUZU açıklayın.” dedi.
Prof. Dr. Ayhan Gökdeniz’in kaleme aldığı yazısı şöyle:
Sayın Genel Başkan,
Öyle ÇOK HATALAR yaptınız ki. Tabii ki İYİ ŞEYLER de yaptınız. Demokrasi ve adalet adına hak hukuk adına, Ankara’dan İstanbul’a yürüdünüz. Siyaset literatürüne girdiniz. Kazanılamaz, denilen büyük şehirleri (İstanbul, Ankara, Mersin, Adana, Antalya ve diğerleri) kazandırdınız. Bir araya gelemez denilen 6 siyasi partiyi bir araya getirerek ‘Millet İttifakı’nı kurdunuz.
Ve son seçimlerde sağlam bir seçenek olarak yüzde 48’le 25.5 milyon oy aldınız. Ancak 1 oy eksik de alsanız, seçimi kaybetmiş sayılıyorsunuz. Bunun tekrarı yok, aslında var ama 5 sene sonra. Ve siz 76 yaşındasınız. Zirvede bırakmak önemli. Hepsinden önemlisi iyi şeylerle anılmak önemli. Siz partiye ve memlekete iyi şeyler yaptınız.
Başta partiyi, sürekli kurultay partisi görünümünden çıkardınız. Dürüstlüğü, harama el uzatmamayı, ötekileştirmemeyi, nezaketi, aydınlığı, helalleşmeyi, ahlaklı ve erdemli olmayı ve daha nice toplumsal değerleri tekrar hatırlattınız ve bu kavramlarla anılır oldunuz.
HATALARINIZA gelince,
* Kendinizi, ittifakın ADAYI olarak kabul ettirmek için çok uğraştınız. Adeta, dayattınız. Bunun için, tüm başkanlara Cumhurbaşkanı Yardımcılığı verdiniz.
* Yetmedi, ittifaktaki her partiye ilk etapta birer bakanlık, sonra aldıkları oy sayısına göre belirlenecek bakanlıklar vaat ettiniz. İkinci bakanlıkları nasıl dağıtacaktınız? Çünkü, ittifaktaki marjinal partiler sizin listelerinizden seçimlere girdi. Bu partiler bugün bile seçimde yüzde kaç oy aldıklarını bilmiyorlar.
* İttifakta, İyi Parti dışında kalan partilerin sırf desteğini almak için toplam oy potansiyeli yüzde 1,5 olmayan partilere seçilebilecek yerlerden tam 38 milletvekili verdiniz. Ve bugün bu partilerin bazıları sizi acımasızca eleştirebiliyor.
* 8 genel başkan yardımcınıza 81 ilden ‘aday adayı’ olarak başvuran milletvekili adaylarını seçme yetkisi verdiniz. Onlar da demokrasicilik oynadı. Seçer gibi göründü. Ancak, mülakata bile gitmeyen milletvekili aday adaylarını seçilecek yerlere koydular. Tabii, kendilerini de liste başlarına. aday adaylarını önseçimle belirleyebilirdiniz.
* Partide 5, 6, hatta 7 dönem milletvekilliği yapanlara ses çıkarmadınız. Hatta, seçilebilecek yerlerden bir kez daha şans verdiniz. Milletvekili seçildiler, ama partideki görevlerinden alınınca, size başkaldırdılar, DEĞİŞİMİN en büyük taraftarı oldular.
* MYK’yı komple değiştirip, genel başkan yardımcılarını bir gecede görevden aldınız. 17 olan Genel Başkan Yardımcısı sayısını 15’e indirip, parti örgütlerini kendinize bağladınız. Bu kişiler, sizin 5 yıl yardımcılığınızı yaptılar. Yönetim bir bütündür. Siz, yönetimin başısınız. Yani, suçlu bu kişilerse eğer, en az bu kişiler kadar sizin de sorumluluğunuz var. Takım arkadaşlarınıza sahip çıkmanız ve topluca istifa etmeniz daha akıllıca ve rasyonel olurdu.
* Sonra, “Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Başdanışmanı” diye bir pozisyon yaratıp, geçmiş dönem bir milletvekilini bu pozisyona atadınız. Bu kişiyi niye ‘Genel Başkan Yardımcısı’ olarak atamadınız? MYK’ya atanacak kişilerin tüzük gereği PM üyesi olması gerektiği için mi böyle bir pozisyon yarattınız. Ancak, bu sefer de parti tüzüğünü çiğnemiş olmuyor musunuz?
* Seçimlerden tam 12 gün sonra bir TV kanalında, seçim sonucunu “yenilgi” olarak kabul etmediniz, “hayat devam ediyor, yerel seçimlere hazırlanıyoruz” dediniz. Tam 12 gün boyunca arkanıza takılan ve seçimi kaybeden 25.5 milyon seçmen sizi aradı Sn. Başkan. Çıkıp TV’lere bir şeyler söyleseydiniz, sizi destekleyenlere moral verseydiniz, iyi olmaz mıydı. En azından, Büyükşehir yönetimlerinin siz de olduğu şehirlerde billboardlara “TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE” görsellerini astırsaydınız.
* Değişim için bir web sayfası açtınız. Değişim önerilerini 500 karakterle sınırladınız. Fikirleri, görüşleri niye sınırlandırıyorsunuz Sayın Başkan. Bırak kim ne yazacaksa yazsın. Herkes burnundan soluyor. Döksün içini. Boşaltsın düşüncelerini.
* Ve son olarak Sayın Özdağ’la yapıldığı iddia edilen protokolün varlığını kabul ettiniz. Ve ‘hiç kimsenin haberi yok, sadece 2 kişinin namusuna bırakılmış bir protokol’ dediniz. Ama bunu, Sayın Özdağ açıkladı. (Bu noktada, Sayın Özdağ’ın yaptığı etik ve teamül dışı davranıştır, o ayrı). Ancak, bu protokolü önce partinizin yetkili kurullarıyla, sonra da o günkü ittifak ortaklarınızla paylaşmamanız hoş olmamıştır. İnandırıcılığınızı yitirdiniz. Güven, siyasette çok önemli bir kavramdır ve kolay kazanılmaz, yıllar alır ama bir harekette yitirilir.
* Sayın Başkan, seçilen kurultay delegeleriyle muhtemel başkan adaylarını kurultayda, Genel Başkanlığa yani karşınıza rakip olarak düelloya davet etmeniz şık değil. Kurultaya kadar başkanlığa devam edeceğinizi ve kurultayda tekrar başkan olmayacağınızı bugünden açıklamanız, partiye bir dinamizm ve sinerji kazandıracaktır. Yoksa, sizin başkanlığınızda girilecek yerel seçimler başarısızlıkla sonuçlanacaktır.
Lütfen, tekrar genel başkanlığa aday olmayacağınızı bugünden açıklayın. Tıpkı, Aleksis Çipras gibi. Partideki belirsizliği ortadan kaldırın. Su akar, yolunu bulur. Ve parti, yeni genel başkanını mutlaka bir şekilde bulur.
# İki çift lafım da 5,6,7 dönem milletvekilliği yapan, yıllarca Sayın Genel Başkanın en yakınında bulunan ve partideki mevcut görevlerinden uzaklaştırılınca, birden DEĞİŞİM havasına katılan parti büyüklerine.. Sizlerle değişim olmaz. Değişim, gençlerle olur. Gençlere fırsat verin ve önlerini açın. Yeter artık, 6 dönem 7 dönem milletvekilliği. Her ortamda gençler geleceğimiz, gençler gözbebeğimiz diyeceksiniz ama seçimlerde milletvekili sıralamasında GENÇLERE yer vermeyeceksiniz. Bu arada, partide gençlik kotası yüzde 20’dir.
# Son sözüm de Sayın İmamoğlu’na.. Değişim diyerek partinin yaş almış ve isim yapmış popüler kişilerini yanına alarak değişim olmaz. Çıkın, gençlerden ve yeni isimlerden oluşan bir ekiple, DEĞİŞİM MANİFESTONUZU açıklayın. Liderlik, cesaret ister, ortaklaşmayı ister ve en önemlisi GÜVEN ister. Lider, ancak böyle olunur. Suya, sabuna dokunmadan, mevcut sistemi ve yönetimi eleştirerek değişim olmaz. Değişim, RİSK almaktır, topluma ÖNCÜLÜK etmektir ve halkı, SEÇENEKSİZ olmadığına inandırmaktır. Halka dönüp, vizyonunuzla, projelerinizle, öngörünüzle ‘TAKILIN PEŞİME’ diyebilmektir.
Sevgi ve saygılarımla
Prof. Dr. Ayhan Gökdeniz
28.Dönem CHP Balıkesir Milletvekili Aday Adayı