KESK Genel Merkez yöneticileri bugün Balıkesir’de basın toplantısı ve ziyaretler gerçekleştirip, emekçileri İzmir’de 11 Ocak’ta gerçekleştirilecek “Halk İçin Bütçe” mitingine davet etti.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) MYK Üyesi Yusuf Şenol, Haber Sen MYK üyeleri Burak Ustaoğlu ve Yaşar Polat, Büro Emekçileri Sendikası MYK Üyesi Bahadır Berdicioğlu’nun katılımı ile gerçekleşen toplantıda mitingin önemine vurgu yapıldı.
Eğitim Sen Şube Başkanı Abdurrahman Bulut, Büro Emekçileri Sendikası (BES) Balıkesir Şube Başkanı Özgül Erdem Coşar ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Sekreteri Ahmet Naif Yılmaz’ın da katıldığı toplantıda KESK Yürütme Kurulu adına konuşan TİS- Hukuk ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Yusuf Şenol, 2020 bütçesinin gerçek verilerden uzak, tamamen bir rant bütçesi olduğunu söyledi. Şenol, hükümetin politikalarından ve ekonomik durumdan rahatsızlık duyan tüm kesimleri taleplerini dile getirmek üzere 11 Ocak günü İzmir Gündoğdu Meydanı’nda yapacakları “Halk İçin Bütçe” mitingine davet etti.
CHP’YE ZİYARET
KESK üyeleri basın açıklamasının ardından CHP İl Başkanı Serkan Sarı’yı da ziyaret ederek, bu mitinge destek istedi. Çağrıya olumlu yanıt veren İl Başkanı Serkan Sarı ise nerede bir hak mücadelesi var ise her zaman yanında olacaklarına vurgu yaparak bu konuda üyelerine katılım sağlamaları için çağrıda bulunacaklarını dile getirdi.
“EMEKÇİLER İÇİN HAYAT HER GEÇEN GÜN ZORLAŞIYOR”
KESK’ten yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Emeğiyle geçim mücadelesi veren geniş halk kesimleri için hayatın her geçen gün daha fazla zorlaştığı bir süreçten geçiyoruz İktidarın suni gündem yaratma çabaları ve çizilen pembe tablolar emekçi sınıfların, yoksullaştırılan halkın yaşadığı gerçeği perdelemeye yetmiyor. İşsizlik rekor üstüne rekor kırıyor. Resmi işsizlik %14,2 ile son 15 yılın en yüksek seviyesinde. Resmi işsiz sayısı 4 Milyon 650 bin. Her 100 Gençten 28’i, her 100 Genç Kadından 43’ü işsiz. Üstelik bu rakamlar dar işsizliği temel alan resmi rakamlar. Buna iş bulma ümidini kaybedenleri, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olanları, mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanlar da eklediğimizde ulaştığımız geniş tanımlı işsizlik oranı %20,6 oluyor. Geniş tanımlı işsiz sayısı ise 7 milyon 305 bine ulaşıyor.
Enflasyon TÜİK vasıtası ile ne kadar perdelenmeye çalışılsa da milyonlar iğneden ipliğe zamlarla çekilmez hale gelen hayat pahalılığını iliklerine kadar yaşıyor. Çarşı, pazar el yakıyor. Son iki yılda elektrik fiyatları yüzde 72.4, doğalgaz fiyatları ise yüzde 60.7 artmış bulunuyor. Geliri gittikçe eriyen, borçları artan emekçiler, dar gelirliler olarak bu fahiş zamlarla önümüzdeki kışı nasıl atlatacağımızı düşünüyoruz. Adalet; gelir dağılımında, vergide, sokakta, mahkemede her yerde aşınıyor, yok ediliyor.
Nüfusun yüzde 1’lik kesimi ulusal servetin yüzde 54,4’ünü elinde tutarken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay ise sadece yüzde 6’da kalıyor.
Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi politikası sürdürülüyor. Hem dolaylı vergilerin hem doğrudan vergilerin yükü biz bordrolulara yıkılıyor. Toplam vergi gelirlerinin yüzde 70’i oluşturan dolaylı vergiler de Gelir Vergisinin yüzde doksanı da bizim cebimizden çıkıyor.
Bakmayın bir kısmının isminin saklandığı, açıklanmadığı vergi şampiyonları listelerine.
İster mavi yakalı olsun, ister beyaz yakalı; Bu ülkenin gerçek vergi şampiyonu ücret geliri ile yaşam
mücadelesi veren emekçilerdir. Rakamlar, veriler bir yana ..“Tünelin sonundaki ışık büyümeye başladı” masalları anlatılan 2019’un Türkiye’sinde işsizlikten, yoksulluktan bunalan insanlarımız canlarına kıyıyor. Kapılarında “Dikkat siyanür var, polisi arayın, içeri girmeyin notu yazan, yoksulluğun sindiği evlerden cansız bedenler çıkarılıyor.
İşsizliğe, yoksulluğa çare üretmekle görevli olanlar ise çareyi internetten siyanür satışını yasaklamakta arıyor.
HAK ARAMAK HAİNLİK Mİ?
Bu ağır koşullara rağmen ücretine zam istemek, hak istemek, adalet istemek hainlik(!) olarak görülüyor, en meşru talepler gözaltı ve tutuklamayla karşılık buluyor.
Öte yandan bir gecede çıkartılan KHK’lerle ihraç edilen kamu emekçileri, seçilmişlerin yerine atanan kayyumlar tarafından işlerine son verilen belediye çalışanları ve aileleri açlığa mahkûm ediliyor. İşçilerin, sendikaların grev kararları yasaklanıyor. Ankara’ nın yolları gerçek grevli bir toplu iş sözleşmesi için taleplerini ifade etmek isteyen kamu emekçilerine, tazminatını isteyen maden işçilerine, emeklilik hakkını arayan EYT’lilere kapatılıyor.
Bu zor koşullarda hepimizin geleceğini yakından ilgilendiren bütçe süreci TBMM’de şeklen görüşülerek tamamlandı.
2020 Bütçesi tam da ifade ettiğimiz biçimiyle krizin yükünü emekçilere yıkan bir biçimde sonuçlanmış, TÜİK verilerine göre %11, 84’lük enflasyonla kamu emekçilerine enflasyon payı ile birlikte%5,5, SSK ve BAĞ-KUR emeklilerine ise %6,49 artış verilirken; vergi harç ve cezalara%22,58, Köprü ve otoyollara %14 oranında artış yapıldı. Kamu emekçilerinin en yoğun yaşadığı illerin başında gelen Ankara’da yeni yılın ilk gününden itibaren ekmeğe%25 zam yapıldı .
Peki, %1’in çıkarı için %99’u yok sayan bu adaletsizliğe, haksızlığa karşı işçiler, emekçiler, yoksullaştırılan halk çaresiz midir?
Ebetteki hayır. Onlar bir avuç, biz milyonlarız. Biliyoruz ki, bizim gücümüz birliğimizdedir. Tek yapmamız gereken el ele vermek, yan yana gelmek, omuz omuza yürümek. Bunun için sendikalar, emek, meslek örgütleri, emekten yana siyasi partiler, örgütler olarak ülkemizi krize sürükleyen politikalardan, faizden, ranttan beslenen %1’lik asalak takıma karşı işçisi, kamu emekçisi, emeklisi, EYT’lisi, asgari ücretlisi ile birlikte emeğin, halkın, %99’un taleplerini
oluşturduk.
KESK’İN ÖNCELİKLİ TALEPLERİ
1_İşten çıkarmalar yasaklansın, 1 yıl daha uzatılan OHAL inceleme komisyonu lağvedilerek haksız
hukuksuz işinden edilen emekçiler görevlerine döndürülsün,
2- Açlığa mahkum edilen asgari ücret artışı insan onuruna yakışır düzeye çekilsin ve vergiden muaf
tutulsun,
3-İşsizlik fonu işçilere verilsin,
4-Emeklilikte yaşa takılanların talepleri kabul edilsin,
5-Maaşlarımızda hedeflenen enflasyon oranında değil, yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın
alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artış yapılsın,
6-Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamlar geri
alınsın,
7-Tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğinden vazgeçilsin, emekçilerin temel
tüketim ihtiyaçlarından alınan KDV sıfırlansın,
8-Toplumsal barış sağlansın; sosyal devlet olmanın gereği bütçenin öncelikleri başta eğitim ve
sağlık olmak üzere kamusal hizmetlere öncelik verilsin. C.Saffet YILMAZ (balikesir24saat.com)