featured
  1. Haberler
  2. YAZARLAR
  3. KENDİME ÖĞÜT/ AÇİK USTA’YA MEKTUP

KENDİME ÖĞÜT/ AÇİK USTA’YA MEKTUP

Kendime Öğüt.

Yalnızlığını korkut.

Otur antika masaya , eskilerden aklında kalan gün doğumu gurbet sevdalarına şöyle bir göz at ve bak.

Anılar denizinde aldığın notlarını yeniden oku.

Diyarbakır sıcağında  el yazısı ile yazdığın günkü gibi ellerin terleyerek.

Bu kez bilgisayarda yaz onları.

Buz gibi tadına sevdalandığın ,

Diyarbakır surlarının gölgesinde içtiğin meyan kökü şerbetini anımsa..

Sevdadır yüreği diri tutan.

Her tütüne sarıldığında , bir güzelliğe sevdalan.

Ne o , ne şu , ne bu umurunda olmasın.

Doğrular senindir , yanlışlar karşı tarafın.

Unutma!..

– Hep öyle olmadı mı ?

Sen Anadolu’yu şehir , köy , mezra demeden dolaşansın.

Kara tahta başında, ak tebeşirle savaşansın.

Kıskansınlar seni , yerinde durağan yaşayanlar.

Gökyüzüne her baktığında gün ışısın , yüreğin dalsın en kocaman sevdalara.

Siirt’in Botan çayı kenarında bir alabalığın suda atlayışına sevdalandığın günleri anımsa.

Balığın suda atlayışını anlatmak için kızlarına ellerini balık gibi yapmasını öğrettiğini anımsa.

Siirt  ve Botan çayı yerinde,  anılarda dursun.

Elindeki sepetin içinden çıkar diğer  unutulmaya yüz tutmuş anılarını..

Hangileri mi ?

– Diyarbakır eski çarşıya git , Açik ustaya bir kaşı yakut yüzük ısmarla.

Yarısı peşin. Açik usta haftaya hazır edip seslensin sana.

Açik ustanın nasihatını anımsa..

– Gel kızsçacım hazırdır yüzügün..

O tebeşir tutan parmaklarına güç verecek.

Senin hareli yeşil gözlerine benzer ortasındaki kaşı yüzügün..

Sakın kaybetmeyesin , büyüsü bozulmasın o güzel hareli bakışlarının.

Ben içimdeki sevdanın en eskisiyle bezemişim yüzügün üstünü..

Yanına kondurdum bir uçan kuşun kanadını.

Karanlıklarda olmayasın diye..

Kimseye deme sakın , büyüsü bozulmasın , uçan kanatların.

Senin elinden aldığım kazancım helaldir bana bilirim, kazancın derde dermandır.

Hasta ciğerime serinlik vermişti bu kanatlı yüzügün ederi.

Diyecaksın ki niye ?

Vardım hekimin yanına. Dedim derdim budur.

Dedi ki kolaydır.

Söhbetleşirken , hekim dedi ki bana.

Açik usta bir ilaç getirmişim , tam senin derdine dermandır.

Nefesin , yüreğin serinleyecektir.

Dedim ki ona ;

– Yeşil hareli gözleri vardır bir müşterimin.

Velinimet gibi gelir bana ondan aldığım harçlığım.

Bir yüzük yapmışem uçan kanatlı kuş kondurmuşem yüzügün üstüne.

Derde dermandır. Sevdaya harmandır.

Bizim Diyarbakır Hevsel bahçalarının maydanozu gibidir yeşil gözlerinin rengi. O girince tükkanıma , Gazi Köşkü Bahçesi serinliği gibidir tükkanım , Diyarbakır sıcağında.

Yanında hep üç evladıyla gelir , ayın başında.

Hal – hatırlaşırız . Kızları bakar elime , nasıl yapıyorum , yüzügü , küpeyi , bileziği.

Biri sarı , biri kara saçlıdır. Oğlu en küçüğü , küçük kürsülere otururlar , bahçemde açan gül misali kokuları. Bir çey içerler , bir de meyan şurubu.

Her ay başında , borçlanır gider , ben kazanayım diye..

Geçen gün mezun ettiği öğrencilerinden bir kaçı uğradı tükkanıma..

Ellerinde mezuniyet fotoğrafını getirdiler bana..

Bak işte duruyor orada , iliştirdim  aynanın kenarına..

– Burdan gidende tayinle Ankara’ya mektup yazdı bana.

– Açik usta , evim Anıtkabir karşısında Ankara / Anıttepe’de , senin kumandanın Atatürk’ün karşımda.

Bak mektubu cebimde.

Demiş ki ;

Açik ustam , bu gece 10 Kasım , hüzünlü elim yüreğim.

Hareli yeşil gözlerimde yaş var. ,

Bir çay bardağı rakı koydum kendime, küçük tabağın kenarında sakız  leblebisi.

Torunlarım diye şımarttığın,  evlatlarım şimdi uykuda.

Seni üzmeyi canım taşımaz ama , uçan kanatlı yüzüğüm kayboldu..

Gülsem mi ağlasam mı , Araf’tayım , tebessümle anıyorum geçen zamanları.

Yüreğimde üç evladımın sevdası yamandır biliyorsun.

Yalnızım yine , altun yüzügüm kırıldı , kayboldu, dediğin gibi büyü bozuldu..

Bin umut dolduracak kadar uçan kuşun kanatlarına takılı yüreğim.

Yeniden , eskisi gibi olan bir yeşil hareli taşı olan yüzük yapsana bana.

Şimdi üç evladımla birlikte yol alacağız.

Artık evde kumandan benim , yeşil  hareli  Uğur yüzügümü acele gönder emi.

Yalnız yolculuğumda bana güç katsın. Kara tahta başında ellerim daha sıkı sarılsın tebeşire.

Açik ustam benim , yüreğindeki o kocaman Atatürk sevgisini gözyaşı ile anlatan sesin hala daha kulağımda..

Selam eder , ellerinden öperem..

Böyle demiş bana..

Benim yüreği hüzünlü gurbet kızım Fatma Zehra.

Bir de nasihat etmiş bana .

“Seksen yaşına vardın ya , sen yine de çok yaşaa.”

Hoşça kal Açik usta.

Yüzüğün içinde tarih ve adı vardı.

Diyarbakır 20 Ağustos / 1984. Açik Usta.

***
Açik ustaya bir kaşı yakut yüzük ısmarladım yeniden.

Hareli yeşil gözlerimin renginden  olsun yine dedim.

Bu kez yüzügün parası peşin.

Elini çabuk tut Açik usta.

Bayrama az kaldı,

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
KENDİME ÖĞÜT/ AÇİK USTA’YA MEKTUP
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!