2013 yılında, Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine bağlı Kurşunlu Köyü’nde, Zafer Maden Nakliyat San. ve Tic. Ltd. feldspat ocağı ve kırma eleme tesisi kapasite artışı projesini hayata geçirmek istemişti. Bu proje, hem büyük bir ormanlık alanı hem de Kurşunlu Köyü’ne sadece 100 metre uzaklıktaki bir Troya şehri olan Skepsis Antik Kenti’ni tehdit etmekteydi. Antik kentin 200 metre uzağında yer alan Killiktepe mevkiinde yapılan işlemlerin, heyelan riski oluşturacağı bilirkişiler tarafından tespit edilmişti. Bölge halkı, bu durum karşısında uzun yıllar süren bir hukuk savaşı verdi.
Kurşunlu halkı, önce proje hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen ÇED olumlu kararının iptali için dava açtı. Çanakkale İdare Mahkemesi, açılan dava hakkında 7 Temmuz 2021 tarihinde tebliğ ettiği karar ile idari işlemin iptaline karar verdi. Böylelikle kazanan Kurşunlu halkı ve doğa oldu. Daha sonra davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından bu karar temyiz edildi. Danıştay’ın bugün tebliğ edilen kararı ile kararın onanmasına, temyiz isteminin reddine, kararın karar düzeltme yolu kapalı olarak karar verildi. Ve Kurşunlu halkının elde ettiği zafer pekişti.
Bu onurlu direnişi başlatan ve ağaç katliamının durması için kendi sağlığını ve can güvenliğini hiç düşünmeden 24 günlük açlık grevini sürdüren Bülent Özüren’di. Çiftçi ve doğa savunucusu Özüren, Kirazlı’da da mücadele eden isimlerin başında yer aldı. Alamos Gold şirketi, “Çalışmayı durdurdum.” şeklinde bir açıklamada bulunduğu sıralarda, Çanakkale’nin Çan ilçesine bağlı Kumarlar Köyü’ndeki bir grup köylü de şirketin köylerinde bir üs kurduğunu bildirdi. Bu haberi alır almaz soluğu Kumarlar Köyü’nde alan Bülent bey, köyden 4 km. uzakta, Kumarlar Göleti’ne 20 m. uzaklıktaki bir koyun ağılına yerleşti. Kurmuş olduğu direniş çadırı, kısa bir sürede bütün dünyanın Kirazlı’nın adını duymasına neden olan o unutulmaz mücadelenin simgesi haline dönüşüverdi.
Alamos Gold’un projesinde yer alan tezatlıkları da gözler önüne seren Bülent Özüren, köylü ile yakın ilişkiler kurarak onları gelişmeler hakkında bilgilendirdi. İlgili projede, maden şirketinin ihtiyacı olan suyu Altı Zeybek Göleti’nden karşılayacağı belirtildi Yer olarak da Ağı Dağı gösterildi. Fakat orada gölet olamayacağı mühendisler tarafından belirtilince, şirket DSİ ile Kumarlar Köyü’nde gölet yapımı için anlaşma sağladı. Göletin adını dikkat çekmesin diye projeye uygun olarak aynı isim verildi. Bülent bey, boş durur mu onlarca direğe Kumarlar Göleti diye yazdı. Bu yazıları şirket sildi. O yine yazdı. Bugün de Kumarlar Göleti yazıları halen daha durmaktadır.
Özüren, her gün kahvede köylüye, Kumarlar’ın madene vereceği bir damla bile suyunun olmadığını bıkmadan usanmadan anlattı. Her geçen gün kendisini dinleyenlerin sayısı arttı. Sonunda Kumarlar Köyü’nün kadınlarının önde olduğu direnişle son buldu mücadeleleri. Bu süreç içinde Borusan şirketi RES projesini burada hayata geçirmek istedi. Kazdağları sevdasıyla İstanbul’a giden Bülent bey, Borusan şirketinin işletme müdürü Meltem hanımla görüştü. Kumarlar Köyü’nün merası olan Koca Orman mevkiinde maden şirketinin yaptıklarını ve mağdur edilen köylünün durumunu anlattı. Kendisi bu görüşmeyi gerçekleştirmeseydi büyük ihtimalle maden talanından sonra Kumarlar Köyü’nde RES projesi de başlamış olacaktı.
Maden şirketlerinin, köylüye iş vaadinde bulunmasına karşı köylünün kurtuluş umudunun kooperatifler olduğunu söyleyen Bülent bey, “Üretici ve tüketici kooperatifleri aracısız çalıştıklarında iki taraf ta ekonomik rahatlığa kavuşur.’’ görüşünü savunmaktadır. Kumarlar Köyü için bir çözüm de bulmuş. Köylü süt fiyatlarından şikâyetçi olunca Bayramiç Kaymakamı ile konuşmuş ve kooperatif binasının yapılacağına dair bir söz almış. Köylülere birçok peynir çeşidini üretebilmeleri için, sütun litresinin o zaman için 10 liradan alınacağını ve kârdan da ekstra kazanç elde edeceklerini anlatmış. Ne yazık ki, bu düşünceler pratiğe dökülememiş. Bülent bey, bu konuyu köylü ve kaymakamlık ile yeniden konuşulması gerektiğini belirtiyor. Köylümüzün sürüklenmek istendiği durumu da bütün gerçekliğiyle şu tespitiyle gözler önüne sermektedir: “Fakirleşip yalnızlaşan köylü madencilerin kucağına düştü ne yazık ki…”
Kalkınma projeleri hayata geçirilmezse, köylünün maden şirketlerinin iş vaatlerini tercih edeceği uyarısında bulunan Özüren, bu olumsuzluğu kırmak için bir başka proje daha düşünmüş süt soğutma tankının olduğu ve her ay 2,5-3 bin liralık gelir elde etmesi planlanan kooperatif binasının çatısına güneş enerji sistemi kurulması, sulu tarım yapılması için gereken pompa istasyonu için gereken masrafların karşılanması konusunda ciddi desteklere ulaşmış. Buraya kadar her şey güzel de maden şirketi ile gölet yapımı için anlaşan DSİ ne hikmetse köylüye rahat bir nefes aldıracak projelere geçit vermemiş.
Kazdağları’nın cesur yüreği Bülent bey, son olarak, ülke olarak ekonomik sıkıntılar yaşadığımız bu günlerde, Çanakkale il merkezinde askıda ekmek uygulamasını başlattı. ‘’Yardımın partisi, bayrağı olmaz, paylaşmak ve dayanışma sergilemek esastır.’’ ifadeleri ile dayanışmanın en güzel örneğini sergilemektedir. Sadece Çanakkale halkının değil, yediden yetmişe bütün herkesin gönlünü kazandı. Çanakkale merkez Köprübaşı üçgen park bölgesinde ihtiyaç sahiplerine ücretsiz ekmek dağıtan Özüren’e, Çanakkale Belediyesi’nden izin gecikmedi. Yeni yılda da askıda ekmek kampanyası devam ediyor.
Değerli dost Bülent Özüren’i öncüsü olduğu dayanışma için canı gönülden kutluyor, kendisine uğruna yıllardır mücadele verdiği Kazdağları’nda sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yaşam diliyorum.
Askıda ekmek kampanyasına katkı sağlamak isteyenler için iletişim numarası Bülent Özüren: 0537 839 10 17