Bu yaz Balıkesir’de gündemi çevre olayları belirledi.
Özellikle Çanakkale Kirazlı’dan Havran Demirtepe’ye, Balya Orhanlar’a kadar uzanan altın arayışı Balıkesir’de çevrecilerin haklı tepkilerini getirdi.
Bu konuda yazılmadık, söylenmedik laf kalmadı.
5 Ağustos’taki büyük buluşmada görme engelliler bile vardı ama gerçekleri görmek istemeyen bazıları hala “Kirazlı Kazdağları’nda değil, Kazdağlarına 40 km uzaklıkta” demeyi sürdürüyor.
Bazıları ise Edremit Körfezi’ndeki yapılaşmaya dikkat çekerek, olayı başka yerlere çekmeye çalışıyor.
Kazdağları’ndaki altın arayıcılarını gizlice savunuyor. (Bu konuda kendini parçalayan bir avukatımız ‘İstanbul’a ihanet ettik’ diye özeleştiri yapan liderin partisinden ama muhalefet günlerini özlemiş sanıyorum. Muhalefete muhalefet yaparak dikkat çekmeye çalışıyor)
Yok 195 bin değil 13 bin 500 ağaç kesilmiş, yok ağaçları Kanadalılar kesmemiş gibi bir çok garip savunma ise taraftar bulabiliyor.
Vatan Partisi’nin Kazdağı çıkışı ise bir başka tartışma konusu oldu.
Önce Balıkesir’deki yeni il başkanının ardından genel sekreterin çevrecileri Avrupa Birliği casusu gibi göstermesi parti içindeki görüş ayrılıklarını ortaya koymaktan ve partiyi yıpratmaktan başka bir işe yaramadı.
Kazdağları’ndaki mücadele şimdi Kanada Başbakanına yazılan mektupla, UNESCO’ya yapılan başvuru ile uluslararası boyuta taşındı
Dünyaca ünlü sanatçılarımızdan Fazıl Say, Kazdağları resitali, Bedri Baykam Kazdağları tablosu ile bugün bu duyarlılığı daha da arttırmaya hazırlanıyor.
Bu arada Havran Demirtepe altıncılardan şimdilik kurtulmuş görünüyor. Balya Orhanlar’da ise 24 Ağustos’ta önemli bir toplantı var.
MARMARA NİYE YANDI?
Marmara Adası’ndaki yangın ise bir başka çevre gündemi oldu.
Yangın başladığında olayın bu kadar büyüyeceğini hiç kimse beklemiyordu …
Yangını duyduğumda öncelikle valilik, kaymakamlık ve belediyelerin resmi sitelerine , başkanların sosyal medya hesaplarına baktım.
Saatlerce tek bilgi verilmedi.
Sosyal medyada tatilciler ve ada sakinlerinin feryatları vardı.
Müdahalede geç kalındı, yangın büyüdü.
O zaman yetkilileri TV’lerde gördük.
Yapılan açıklamalar ise çevrecileri bir kez daha isyan ettirdi.
“Çok şükür can kaybımız yok” açıklaması sonrası çevreciler bitkilerin, hayvanların börtü böceğin de bir canı olduğunu anlatmaya çalıştı.
Yetkililerin önemli konularda yapacakları açıklamalara biraz daha özen göstermesi şart.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın Marmara’daki yangın sonrası ‘Neşemizi kaçıracak negatif bir olay olmadı” açıklaması ise gözden kaçtı.
Yılmaz’ın önemli olaylarda hareket ve açıklamalarına biraz daha dikkat etmesi gerekiyor…
Sonuçta bahçelerindeki otları yakarak kıvılcımı ateşleyen baba oğul tutuklandı ama bu tür olayların yinelenmemesi için ihmali olanlar da bulunmalı…
KİM BU BAKAN?
İyi Parti Balıkesir Milletvekili İsmail Ok, hem Kazdağları’ndaki altın arayışı hem Marmara yangınında iyi bir sınav verdi.
Hem olay yerlerine gitti hem önemli ayrıntılara dikkat çekti.
Ancak Ok’un Susurluk’taki çevre katliamını gündeme getirdiği sözleri arada kaynadı gitti.
“Balıkesirimizin Susurluk ilçesi Yıldız Mahallesi ve Aziziye mahalleleri arasında kalan bir besihane, Simav çayına, Balıkesir halkının ifadesiyle Susurluk çayına deşarj ediliyor. Bu besihanenin AKP hükümetleri döneminde İçişleri Bakanlığı yapan bir şahsa ait olduğu için, üzerine gidilemediği, gidilmesinin de formaliteden olduğunu maalesef üzülerek görüyoruz. Balıkesir Çevre İl Müdürlüğü durumu tespit ediyor ve bu şahsa ve besihaneye bir ceza kesiyor. Ama bu ceza o kadar komik ki ‘Sen işine devam et, bakma biz ceza kesiyoruz ama sen çevreyi katletmeye devam et’ der gibi. Kısacası ödül verir gibi. Ve bu cezadan 10 gün sonra Simav çayına, çevreyi katleden zehirli atıklar boşaltılmaya devam ediliyor. Özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanıyla, Tarım ve Orman bakanına buradan sesleniyorum. Lütfen gereğini yapınız. Aksi takdirde Balıkesir halkı burada toplumsal eylemlere başlayacak”
Ok bu açıklamayı TBMM’deki basın toplantısında yaptı ama gazetecilerden hiç biri “kim bu bakan” diye sormadı.
Ok da bu açıklama ile yetindi.
Bakanla ilgili bazı isimler geçiyor.
Eski bir İçişleri Bakanı ile birlikte eski bir Tarım Bakanı’ndan söz ediliyor.
İsmail Ok, artık tecrübeli bir siyasetçi kesin bilgiler olmasa bu açıklamayı yapmazdı.
Şimdi buradan sormak istiyorum.
“Kim bu bakan”
“ÇEVRE SİYASET ÜSTÜ OLMALI”
Siyasetçilerin çevre konusunda iktidar muhalefet demeden aynı duyarlılığı göstermeleri gerekiyor ama son yıllarda her şeyde olduğu gibi çevre konusunda da bir kutuplaşma yaşanıyor.
Gönen’de bu konuda bir umut ışığı doğdu.
CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, AK Parti Balıkesir Milletvekili Yavuz Subaşı ile kirliliği ile insan ve çevre sağlığını tehdit eden Gönen Çayı’nda birlikte incelemelerde bulundu.
Akın, “Gönen Çayı kirliliğine siyasi değil siyaset üstü bir bakış açısıyla yaklaşmalıyız. Bu sular bizim sularımız, bu topraklar bizim topraklarımız. Zaman kulağımızın üstüne yatma zamanı değil” diyerek güzel bir mesaj verdi.
CHP’li Akın, Ekim ayının başında açılacak TBMM’de Gönen Çayı ve Türkiye’nin su kaynaklarının korunmasını sağlamak ve ulusal bir su politikasına temel dayanak oluşturacak araştırma komisyonu kurulması için verdiği önergenin gündeme alınmasını isteyeceğini sözlerine ekledi.
“Daha önce biz 9 kardeşiz” diyen ve bu sözleri ilginç bir Ankara ziyareti ile hemen yalanlanan Akın’ın çevrenin siyaset üstü olması konusunda ki girişimi bakalım nasıl sonuçlanacak?