Anlatacaklarım bir asır öncesinin değil, son yetmiş üç yılın bir özetidir, benim yaşım kadar desek daha doğru olur. Çileli yollar ve çileli yılların konusu; Kayalar köyüne ulaşan ve bir türlü ulaşamayan yollar ile bu yolların yapım aşaması çalışmaları esnasında sıkıntı çeken Kayalarlılar’ın çileli yıllarıdır. Keza bu yıllarda ve bu yollarda aş ve iş peşinde yaya olarak yürüyenlerin ve civar köylerin de çilesidir.
Kayalar gibi güzel yurdumuzun köylerini, bucaklarını, kasaba ve şehirlerini birbirine bağlayan kara yollarının bu günkü hale gelişine kadar ki dönemde köylerde yaşayan vatandaşlarımızın çektiği çilelerden bahsetmek istiyorum…
İlkokulu, 1960 yılında Balya’nın Kayalar köyünde bitirdim ve köyümden yaya olarak yola çıktım. Ortaokul dahil daha sonraki yıllarda, hafta sonlarında, yarı yıl ve bayram tatillerinde, subay çıktıktan sonra da yıllık izinlerimde Kayalar’a karayolu ile gelir giderdim. Bu yolculuklarım esnasında ne çileler çektiğimi ve çektiğimizi anlatıyor bu yazım.Yaşım yetmiş üç, bizzat yaşayıp gördüklerimi anlatıyorum. Bu çileleri Balya’ya bağlı kırk altı köyün vatandaşları da benim ve bizim gibi yıllarca çekmişlerdir. Bunları ne amaçla yazıyorum;
1- Amaç ; Kayalar’dan ilçe merkezimiz BALYA ‘ya, bucak merkezimiz ILICA”ya, İl merkezimiz BALIKESİR’e o tarihlerde nasıl ulaşıldığını, keza komşu köy ve kasabalara nasıl ve ne gibi zorluklarla gidip geldiğimizi anlatabilmek için.
2- Amaç; o tarihlerde köylü vatandaşlarımız okumak, pazar, alışveriş ve ticaret yapmak, resmi işlerini takip etmek için (nüfus, maliye, mahkeme ve adliye, tapu ve kadastro, askerlik..vb) ile iş bulma, çalışma, haberleşme, seyahat ve ulaştırma hizmetlerini nasıl yerine getiriyorlardı sorularına cevap bulabilmek için.
Kayalar halkı İlçe merkezimiz Balya’ya tek bir yoldan , Balıkesir İl merkezine dört ayrı yol güzergahından gider – gelirdi:
Birinci yol: Kayalar – Balya – Akbaş – Güngörmez – Gökçeyazı – Balıkesir karayolu ile (52 +18=70 Km.) Bu yolu kullananlar 1960 yılına kadar Kocaçay üzerinde “KAYALAR” köprüsü olmadığından yaya, at, eşek ve katır sırtında Balya’ya kadar gidebilirlerdi. Dönüşte de Balya’dan Kayalar’a aynı şekilde gelinirdi. Balya’ya gidiş yolumuz Yeni pınarlar, Selef yokuşu, Dışbudak köprüsü ve deresi, Çiftlik altı, Kocaçay, Kadıköy, Balya yoludur, bunun başka bir alternatifi de yoktur. Balya’dan Balıkesir’e giderken yol üzerinde KARAGEDİK YOKUŞU diye bilinen bir yokuş vardır, bu yokuşu motorlu araçlar kolay kolay çıkamazlardı … o tarihlerden beri hafızama yerleşmiş bir engel gibidir.
İkinci yol: Kayalar – Ilıca – Armutalan/Kurtdere – Şamlı – İbirler- Balıkesir karayolu ile (65 – 70 Km.) Bu yol üzerinde aşılması zor bir akarsu engeli olmadığı için Ilıca’ya kadar yaya, at veya eşek üstünde, yahut da öküz ve at arabası ile gidip gelinirdi.Kayalar köyünde her hanede öküz arabası olmasına rağmen, sadece üç adet atlı talika arabası vardı. Topallar’ın Hasan (Erdoğmuş) ile Hatıb’ın Adil ‘de ve Öksüzler’in Ali (Kocaoğlan)’da atlı araba vardı.
Üçüncü yol: Kayalar – Büyükpınar veya Kavakalan – Kırmızılar – Tatlıpınar – Beyköy veya Üçpınar – Balıkesir yolu ile ( 48 Km.) Bu yol tam kara yoludur, ancak ve ancak yaya, at ve eşek üzerinde, at arabası ve öküz arabası ile gidilebilirdi (en kısa mesafeli, kestirme yaya yoludur)
04 MART 2021 tarihinde 98 yaşında iken kaybettiğimiz Kayalarlı Prof. Dr. Hasan ÖNAL orta okul yıllarından itibaren (1936’dan itibaren) BALIKESİR – KAYALAR arasındaki bu kestirme karayolunu üniversite tahsili sonuna ve hatta 1960 – 1961yıllarına kadar kullandığını söylerdi..
Dördüncü yol: Kayalar – Büyükpınar/Kavakalan – Kırmızılar – Tatlıpınar – Şamlı – İbirler karayolu ile Balıkesir. (65 – 70 Km.) Bu yol da keza üçüncü yol gibi ulaşımı zor karayoludur. Üçüncü ve dördüncü yollar, o tarihlerde bizi Ilıca’ya uğramadan Balıkesir’e kamyon, traktör ve kamyonetlerle ulaştıran bir yoldur.
Bu yolların tamamı 1960 yılına kadar topraktır, 1965’den sonra şose, 1980’den sonra stabilize ve 1985 – 1990 dönemi ile devamında asfalt hale getirilmiştir.1960 yılına kadar Kayalardan Kocaçay’a ve Kayalar’dan Ilıca’ya kadar, greyder ile tıraşlanmış toprak bir yoldan başka yolumuz olmamıştır. Kayalar – Kavakalan/ Büyükpınar – Kırmızılar – Tatlıpınar – Şamlı üzerinden Balıkesir’e giden karayolunun Şamlı’ya kadar olan bölümü, neredeyse ulaşıma elvermeyecek kadar bozuk ve toprak bir yol idi.
Balya, çok eski bir tarihe sahip olup, 1200 yıldan beri işletilen maden kasabasıdır. Balya’dan, altın dahil onaltı kalem maden çıkartılmıştır. BALIKESİR – BALYA – ÇANAKKALE kara yolu çok virajlı da olsa asfalt bir yoldur. Balya’dan EDREMİT körfezine ve GÖNEN istikametinde (Mancılık ve Dereköy’e kadar) dekovil ve demir yolu hattı varmış, bu hat maden işletmecisi şirketlerce çok önceki yıllarda döşenmiştir. Bu dekovil ve demiryolu hatları maden kapatıldıktan sonra hükümet kararı ile sökülmüştür. Balya – Gönen karayolu da 1965’li yıllara kadar şose idi, daha sonraki yıllarda asfaltlanmıştır.
1959 – 1960 yılına kadar Kocaçay üzerinde köprü yoktur, kış aylarında aşılması imkansız olan Kocaçay üzerinde karşıya geçiş için elle çalışan makaralı bir sal mevcuttur. (Şimdiki köprünün 500 – 600 m. alt tarafında) Bir kış günü azgın suların akıntısına dayanamayan sal ve makaralı halatlar koptuğu için, köyümüzden iki kişi, birde Dereyörükler’den olmak üzere üç yiğit boğularak can vermiştir.(Karabıyık, Koca Ali ve Dereyörüklü…) Kayalar köprüsü 1959 /1960 yıllarında yapılmıştır. Dolayısı ile Ilıca’ya, Şamlı’ya veya Kayalar köprüsüne kadar olan toprak yolların yapımı, düzeltilmesi ve tamiri zorunlu bir ihtiyaç olduğundan köy halkı tarafından imece usulü ve angarya ile, kazma küreklerle yapılmıştır. Greyderli ilk düzeltme işleminin 1957-1958 yıllarında bir defaya mahsus olmak üzere yapıldığı bilinmektedir.
1964 – 1965’den sonra bu yollara, köy halkının yanında devlet imkanları da kullanılarak, çakıl serilip, şose haline getirilmiş ve çamurdan kurtarılmıştır.Nihayet, köyümüze sadece yaz aylarında ve kuru havalarda gelebilen motorlu araçlar bu tarihten itibaren gelip gitmeye başlamıştır. Bu araçlar traktör, kamyon, kamyonet ve cip gibi araçlardır. Otomobil, cip, otobüs, kamyon ve minibüsler ile Balya’ya gider ve gelirken, Selef yokuşu ve Dışbudak yokuşuna geldiğimizde araçlardan iner ve araçları yokuşu çıkabilmeleri için hep beraber ittirirdik. (Yokuş ve rampalar çok dik olduğundan ve zeminin karlı, çamurlu ve yağmurlu havalardaki kayganlığından dolayı)
1964 – 1965’den önceki yıllara ait anlatılacak çok … hikayelerim var;
*** 1957 -1958 yılları ilkokul ikinci veya üçüncü sınıfa gidiyorum köyümüze Ilıca’dan bir greyder geldi, koca mektep önünden , ormancı evlerinin yanından Büyükpınar’a doğru giden patika gibi büyük bir araba yolu vardı, bu yolu Büyükpınar’a kadar tıraşlayarak düzeltmeye çalışıyordu, bizde makinenin o güçlü çalışmasını arkadaşlarla hayretle izlemiştik. Aynı greyder Kayalar köprüsüne kadar ve Ilıca’ya kadar olan yolunda düzeltme işlerini yaparken çocuklarla birlikte peşinden giderek izlemiştik.
*** Yine ; 1957 – 1958 yılları idi, Emir Pınarı’nın başında Göbekçi Mustafa (Mustafa ŞENYÜZ) tarafından açılan ve işletilen kireç ocağından çıkartılan bir ocak dolusu sönmemiş kireç Balıkesir’e sevk edileceği zaman köyümüze gelen açık bir yük kamyonunun ocak ağzına kadar yüklemek için gelişi, yanaşması ve dönüşü çok sıcak ve kuru bir havada olduğumuz halde bile zorlukla gerçekleştirilmişti. (Bu olayı da emsalim arkadaşlarımla ve heyecan ile izlemiştik)
*** İçinde olduğum diğer bir anekdot: Köyümüzden Balıkesir’e sadece pazartesi günleri bir araba giderdi ve köy halkı ona koca araba adını vermişti, o arabaya babamla beraber bindik, aracın çok ayrı özellikleri vardı. Askeriyeden hurdaya çıkmış, daha sonra onarılmış, DAF marka çok büyük ve yüksek tekerlekli, çekicili, kendi kendini batma, kayma ve devrilmelerde kurtarabilen, arazi vitesli, bir arazi arabası idi. Sahibi Balıkesir sanayi sitesi esnaflarından A.Niyazi diye bir zat. Arabayı kendisi kullanıyor.
Tenteli, gerektiğinde üzeri açılabilen sağlı sollu iki uzun oturaklı 50 – 60 kişilik bir araba idi. Sabah saat 04 : 00 de Kayalar’dan Kalkar Büyükpınar üzerinden tüm köylerde durarak hem yolcuları alır, hem de köylünün yükünü alır, saat 08:00 – 08:30 gibi Balıkesir’e varırdı. Yolcu başına 150 kuruş, çuval ve sandıklı yükler için ayrıca para alırdı. Hiç unutamam Kırmızılar köyünü geçtik sağ ön lastik bomba gibi patladı ve yarıldı, herkes korktu ve indik, hemen şoför, muavin ve işi bilen yolcular işe koyuldular, patlayan lastiği değiştirecekler, stepne var o da parlak, jantı sökmek bir eziyet, zar – zor söktüler, iç lastik birkaç yerden delinmiş ve yarılmış, yedek iç lastik var ama o da delik, neyse zımpara, yama ve sıcak kaynak ile bu iş bitti. Allahtan araç kendi sistemindeki kompresör vasıtası ile havayı bastı ve lastiği şişirdik .Yola koyulduk ama bu işler için iki üç saat vakit kaybettik .Bu koca arabaya daha sonra köyümüzden Boşnak Mustafa (Mustafa AÇAR) ve Akeller’in Kazım’ın oğlu İsmail AK şoför oldular, her ikisi de askerde aynı marka araç kullanıp askeri ehliyet aldıkları için ücretli şoför olarak bir kaç yıl çalıştılar.
Daha sonraki yıllarda, açık kamyon kasalarında ve traktör römorklarında, ikinci veya üçüncü el hurda otobüs ve minibüslerle yolculuk yaparak perşembe günleri Balya pazarına, pazartesi günleri de Balıkesir pazarına gitmeye devam ettik.
Bu aşamada; Balya’lı Kara AHMET’in kamyonu, Çakır Mustafa’nın Halil (Halil TEKİN)’in ve Ümmet DERELİ‘nin kullandığı traktörler, Kavakalanlı Bayram HOCA’nın, Ilıcalı … BAKIR’ın, Bakkal Nazif DAĞLI‘nın ve Hasan TINAZTEPE‘nin eski otobüs ve minibüsleri, Hüsamettin AÇAR, Necati ARIKAN ve Şaban DEMİR in kamyonları, Yaşar YÜKSEL, Vural YÜKSEL ile Mehmet ARIBURNU, Balyalı Nurettin’in…, Necip AÇAR, Ali YAĞCI ve İsmet UYSAL‘ın minibüsleri ile çok yolculuk yaptık. Şimdilerde köyümüzden her gün tarifeli otobüs ve minibüs seferleri yapılmaktadır.Uzunca bir dönem Ilıcalı Postacı Niyazi’nin torunları minibüs seferlerini yapmaktadırlar.
Ne zaman ki Almanya’ya işçi olarak giden Kayalarlılar 1963/1964 ve daha sonraki yıllarda otomobil ve minibüsleri ile izine gelmeye başladılar o tarihten itibaren yollarımız otomobil ve minibüs gibi araçlarla doldu, taştı.
Şimdilerde ; yukarıda saydığım tüm bu yollar asfaltlanmıştır, Ilıca, Balya, Büyükpınar ve Kavakalan üzerinden Balıkesir’e, diğer yön ve istikametlere kolayca ulaşım sağlanabilmektedir. Köyümüzde bir kaç adet biçer döver, 15 – 20 traktör, üç – beş kamyon, üç – beş minibüs, 30 – 40 adet kadar da otomobil mevcuttur.
***Yeni yapılan; İSTANBUL – İZMİR ve İSTANBUL – ÇANAKKALE – İZMİR otoyollarının tamamlanması ile bu yol güzergahlarının uygun kavşaklarına yakın bir konuma gelecek olan BALYA ve KAYALAR köyü ulaşım ve lojistik bakımından çok önemli değerler kazanacaktır.
***SUSURLUK istikametinden gelip İBİRLER köyünü takip ederek BALIKESİR – İZMİR istikametine devam eden İSTANBUL otobanı ile, ÇANAKKALE … istikametinden gelip bizim BALYA kavşağından geçecek olan ÇANAKKALE -İZMİR otobanlarının her ikisi arasındaki yatay ve kuş uçuşu harita mesafesi (30 -32) kilometredir. KAYALAR her iki otobanın tam ortasında yer almaktadır ve bu durum bize çok önemli avantajlar ve imkanlar sağlamaktadır. BALYA, KAYALAR, ILICA ve BALYA’nın (46) köyünün tarım ve hayvancılık ürünlerinin büyük şehirlere, liman ve iskelelere, pazarlara ve lojistik merkezlere ulaştırıldığındaki avantajları şimdiden görür gibiyim.
Görüldüğü gibi, bu iki otoban güzergahının öncelikle; BALYA , ILICA ve KAYALAR’a ve Balya’nın kırk altı köyüne çok yakın bir mesafeden geçmesi bizlere çok büyük avantaj ve imkanlar sağlayacaktır. Bu durumu şu şekilde izah ederek, şimdiden müjdesini verelim.
Müjdemiz; çileli yıllarını, çileli yollarda, çile çekerek geçiren öncelikle KAYALAR halkına ve tüm komşu köy halklarına bir armağandır bu oto yollar. Hayırlı ve uğurlu olsun.
12 AĞUSTOS 2022
Muharrem KAYNAK
1955-1956 yıllarında babam Tahir Topuz köyünüzde öğretmen olarak çalışmış.Kayalardan Kendi köyüne yaya olarak ,ve çay sularından geçerek kendi köyüne (Gökköy) ulaşabildiğini anlatırdı..
Sayın Birol TOPUZ ; merhaba kardeşim , babanız TAHİR TOPUZ benim ilkokul ikinci sınıftaki öğretmenim idi , unutamadığım bir şahsiyet ve çok değerli bir öğretmen idi, kendisini çok severdim / severdik , hayatta ise ellerinden öperim , rahmetli okuduysa dualar ederim . Unutmayın GÖK KÖY bizim kardeş ve süt bağımız olan köydür , bizim tarihçemizi ben araştırdım ve yazdım bu böyledir. GÖK KÖY , KAYALAR ve HAVRAN’ın KARAOĞLANLAR köyleri aynı tarihlerde (1050-1100 )kurulmuş üç kardeş köydür .Aynı OĞUZ BOYUNDANIZ. Bana ulaşınız , görüşmeyi sürdürelim , sağlıklı günler dilerim. (Muharrem Kaynak)