Çocukken kar bekliyorsak, her sabah
-Kar yağmış mı? diye uyanırdık.
Ve kar yağmışsa eğer babamın şiiri eşlik ederdi sabahımıza;
***
Lapa lapa kar yağdı, bahçe bugün ak oldu
Dersten çıkan çocuklar karlı bahçeye doldu
Yerden avuçla kar kaptılar
Kapının yanına kocamaaan bir kardan adam yaptılar.
Öyle küçük değil, şişman, kocaman bir adam
Karşıdan gören korkar, o kadar yaman bir adam.
Kısa bacakları, yusyuvarlak karnı var
Kucaklayacakmış gibi açılmış koca kollar
Bir de kafa koydular büyük bir kartopundan
Bakın, gerçek bir adam başka mıdır hiç bundan?
Gözleri iki kömür bakıyor aval aval
Geniş ağzında çubuk, uzunca bir kırık dal
Vücudunun her yanı, kar dolu avuç avuç
Yalnız burun yerine konmuş kırmızı havuç.
Süslemiş başındaki saksıdan şapka onu,
Bir süpürge sapıdır elindeki bastonu.
Bu kocaman adamın eti kaaar, kemiği kar…
İyisi mi çocuklar, güneş kıymadan buna
Geliniz hep beraber, şişkoyu tutalım kartopuna.
***
İlkokuldayken öğrenmişler. Büyük bir keyifle biraz da taklit ederek okurdu şiiri.
Bu günlerde kar yağdı yine. Ancak okulda bahçeye koşan çocuklar yok.
Çok uzun süredir kar da yoktu. Çocuklar kadar büyükler de özledi.
Gece ilk kar taneleri düşmeye başladığı anda çok kişinin sokağa fırladığını gördüm.
***
Özledik. Kar özledik, eski günleri özledik.
Yasaksız, korkusuz sokaklara çıkabilmeyi özledik.
Ben İzmitteyim şimdi. Ve şehirden uzakta bir dağın tepesinde…
Burada kar şehir içinden çok daha erken yağıyor ve daha çok.
Manzara güzel. Hemde çok güzel.
Ancak ben kar oynamayı değil sıcak odamda seyretmeyi sevenlerdenim.
Ya da sakin yağan kar altında yavaş yavaş o yumuşaklık içinde yürümeyi.
Yüzümü göklere çevirip kar tanelerine göz kırpmayı.
Dilimle taneleri yakalayıp gülümsemeyi…
***
Kar, güvendeysem güzel. Gerçi yağmurdan iyidir derim yine de…
Evsiz yersiz yemeksiz insanlar gelir aklıma.
Dün gece Balıkesir’den bir arkadaşım aradı.
Sil Baştan Derneği Başkanı. Acil yatak yorgan battaniye vb.
Belediyeden arkadaşlar yardımcı olmuş. Ama ha deyince olmuyor.
Bir kaç kişiyle olmuyor. Her şeyi devletten bekleyince olmuyor…
El atalım arkadaşlar dedik.
Nasıl koşuşturduklarını biliyorum.
Ayvalık’ta Fatma Ana var. Herkesin anası…
Kendisi hasta. Artık çok da genç değilim diyor. Ancak çevresinde o kadar çok yardım isteyeni var ki kendine ayıracak zamanı yok. Hastalanmaya, dinlenmeye vakti yok.
İkisi de şahsen tanıdığım arkadaşlarım.
Neleri nasıl yaptıklarını,yetemediklerinde nasıl kahrolduklarını görüyorum.
Biliyorum böyle güzel insanlar çok var.
Ve iyi ki varlar.
***
Hepsini bilemem, yazamam ama siz etrafınıza bir bakının.
Elbet çevrenizde o güzel insanları göreceksiniz.
Bir güzellik yapayım, yardım edeyim, ama kime, nerede nasıl derseniz, onlara dokunanlara dokunun.
Emin olun sıcak bir çorba içmiş gibi ısınır içiniz.
Ocak başındaki kedi gibi, mırıl mırıl mutluluk dolacak içinize biliyorum.
Yeter ki birilerine birazcık dokunabilelim.
Hava soğuk… yüreklerimiz üşümesin yeter…
***
Böyle karlı havalarda sevinirken hüzünlenmem biraz bundandır belki.
Haa bir de askerleri düşünürüm. Unutamadığım erlerim var benim;
Çıraklık Eğitim Merkezinde hafta sonları erlere ders veriyoruz.
Bir kaç kurs var. Biri de benim aşçılık.
Bir hafta sonu kar yağdı. Yollar kapandı, her yerde dize kadar kar var. Okullar tatil zaten.
Okula telefon ettim.
-Gelme, zaten kimse gelmez dediler.
Kahvaltımı hazırladım çayımı koydum bir keyf bende ohhh… diyemeden telefon çaldı.
-Hocam seninkiler geliyor.
-Dalga geçme Refik hoca yollar bomboş, kendin okuldasın diye bizi de mi topluyorsun? Dedim.
-Yok valla şu an okul bahçesine giriyor araç… Dedi.
Çaresiz hazırlandık vardık okula. Gerçekten tam mevcut ordalar.
-Oğlum siz normalde bu kadar tamam olmadınız, ne işiniz var bu gün burda?
Anlaşıldı ki tüm erler, araziye, çevreye, yollara falan kar buz temizlemeye göndermeye başlanmış. Bunların elebaşı bakmış durum kötü. Cebinden hafta sonu ders için izinli yazan belgeyi çıkartmış. Araç şoförü dünden hazır. Anında toparlanıp çıkmışlar.
-Eee okul tatil, kaloriferler yanmıyor, malzeme yok, mutfak bile kapalı.Ne yapacağım ben sizi?
Hepsi ceplerinden bir yumurta çıkarttı. Kimisinde de domates biber, bir karavana da yoğurt yürütmüşler.-Acele bunları aldık geldik, dediler.
O gün kantinde karavana kabında yumurta pişirdik. Kredi Yurtlar Kurumundan bir kaç ekmek falan istedik. Maksat belli zaten: Ders saati sonuna kadar bahçede karlarda oynadılar.
Duvar boyu kadar kar vardı. Koşarak gelip o kardan duvara dalıyor, mağara gibi yaptık diye eğleniyorlardı.
Her kar yağdığında o erleri gülümseyerek anıyorum.
Bir yumurta ve bir metre kar hepsini mutlu etmişti o gün.
Bir değil tabi, on iki yumurta.
Kantin margarini ile çay ocağında yapılan çılbır hiç unutulur mu?
-Nefisss! miş…
Yine de siz çılbırı yoğurt kabında değil bir tencerede yapın.
Suyun içine tuz atmak yetti ama biraz sirke de koyabilirseniz iyi olur..
Yumurtaların hepsini bir kerede kırıp pişirmeyeceksiniz bizim gibi.
Tek tek kırıp beyazları sarının etrafında toplayın ki görüntüsü güzel olsun.
Bakmayın bizimkilerin hepsini aynı anda pişirdiğine.
Pişince bir kevgirle tabağa çıkaracak üzerine yoğurdunu sosunu dökeceksiniz.
Biz karavanayı devirip suyunu süzdükten sonra hepsini karıştırmış, yoğurdu üzerine dökmüş olabiliriz.
Tuzumuz ve kırmızı biberimiz de vardı ama …
Ve yedikleri en güzel en sıcak yumurtaydı.
Eminim tadı halen damaklarındadır.
Her yaştan, her yerden öğrencilerim,mikropçuklarım, benim çocuklarım…
Sesimi duyurup, dokunabildiklerim,
Kimler nerelerde nasıl yaşıyorsa…
Dilerim çaresiz kalmasın kimseler.
Dilerim sadece kardan adam olsun kapının önünde kalanlar…
Umutlarınız hiç tükenmeden…
Sıcacık…
Sağlıkla kalın…
Meral TAŞLI’nın tüm yazıları için tıklayın…
Sevgili Meral Taşlı, yazınızda Sil Baştan Derneğinin bir faaliyetinden bahsetmişsiniz. Kaleminize sağlık. Biliyoruz ki birlikte mücadele kazandırır. İyi ki sizlerde varsınız, sevgilerimle..
Pek çok insana dokunmaya çare olmaya çalıştığınızı görüyorum. Sizler sahada koşanlarsınız. Bende bir farkındalık yaratarak belki bir kaç kişinin daha destek vermesine yardımcı olabilirim diye düşündüm. Birlikte olmak paylaşarak çoğalmak sizlerle güzel. Yolunuz açık şansınız, yardımcılarınız bol olsun.
Babanızın şiiri dile getirdiğin anılar çok güzel,camdan karın yağışı kayanları seyretmek çok güzel de bu soğuk günlerde yardıma ihtiyacı (her türlü) olan yurttaşlarımıza el uzatabilmek en önemlisi.Ayvalık taki Fatma ana gibi👍Kalemine sağlık .
Yorumlarınızla yanımda olduğunuzu hissediyorum. Teşekkür ederim. Fatma ana gibi başkaları da var tabi. Çeşitli derneklerdeki arkadaşlar da çok çaba harcıyorlar biliyorum. Bizlerde elimizden geldği kadar yanlarında olursak her şey daha güzel olacak inşallah.