Karar; bir iş ya da sorun konusunda düşünülerek verilen kesin yargı, olarak tanımlanmıştır.
Kararlı olmak ise aldığımız kararları uygulama becerisi diyebiliriz.
Kararlar, kararlarımız birçok karar alırız hayatımızda, buraya kadar herhangi bir sıkıntı yoktur. Sıkıntımız kararlarımızı uygulamak ile başlar yani kararlı olmak ile…
Danışmanlığını yaptığım birçok danışanımı, öğrencilerimi dinlediğimde, arkadaşlarım ile sohbet ettiğimde en çok dert yanılan olaylardan biri karar veriyorum ama uygulayamıyorum.
Danışanlarım ve öğrencilerimden yola çıkarsam;
* Sosyal medyada daha az zaman geçirme kararı alanlar,
* Teknoloji ile daha az ilgilenme kararı alanlar,
* Diyete başlayanlar,(kimseye söylemeyin burası benden)
* Her gün şu kadar sayı soru çözme kararı alanlar,
* Planlı çalışma kararı alanlar,
* Kitap okuma kararı alanlar,
* Yeni eğitimler alma kararı alanlar,
* Spor yapma kararı alanlar,
* Bize değer vermeyenler ile asla konuşmama kararı alanlar,
* Zamanı daha verimli kullanma kararı alanlar,
* Arkadaşlık ilişkilerinde daha dikkatli olma kararı olanlar,
* Sigarayı bırakma kararı alanlar,
* Yeni yıl ile yeni hafta ile hatta yeni gün ile yeni kararlar alanlar…
Dur demezseniz bu liste uzar gider. Ne dersiniz bizler de almışızdır bu kararların çoğunu fakat çoğu zaman uygulamaya geçmez kararlarımız, biz hangi kararları alırsak alalım vücut kendi seremonisini yaşamaya devam eder.
Alışkanlık diyoruz bu seremoniye, vazgeçmek oldukça zor.
Evet, aslını sorarsanız aldığımız kararlarımızı uygulayamamamızın önündeki en önemli engel alışkanlıklarımızdan aldığımız hazlar.
Alışkanlıklarımızın bize verdiği hazlar vazgeçilmez hazlarımız. Mesela diyetteyken en çok ne düşünürsünüz şöyle güzel bir tatlı olsa yesem, tatlıdan aldığınız tüm tat damağınızdadır, yutarken hissettiğiniz kayganlık beyninizdeki tüm haz merkezlerini uyarmıştır.
Oysa tatlıyı yerken vermek istediğiniz kiloları düşünmeyiz. Ulaşmak istediğimiz beden ölçülerini, giymek istediğimiz kıyafetleri de düşünmeyiz. Yemek yemeye karşı duyduğunuz haz dayanılmazdır. Aklınız sizi yemek için her şekilde uyarır, midenizde hissettiğiniz gök gürlemesi, tansiyon düşmesi, baş dönmesi vb, peki oruç tutarken neden aynı şeyi hissetmeyiz?
Şimdi kararı öğrenme boyutuna getirelim. Ders çalışmak bir alışkanlık olabilir mi?
Bana sorarsanız ders çalışmak bir alışkanlık olamaz, alışkanlık olması gereken durum öğrenmek, öğrenme isteği ya da öğrenme eylemi olmalıdır.
Yaşı kaç olur ise olsun bir insanı düşünün bir bilgiyi öğrenmek istiyor ise mutlaka öğrenecektir. Mesela belli bir yaştan sonra cep telefonunu kullanan insanları düşünün defalarca sorarlar denerler ve öğrenirler. Küçük çocukları düşünün konuşmayı yeni öğrenirken her şey sorulur “bu ne?” veya “nasıl oluyor?” gün boyu bu soruları sorabilirler. Amaç öğrenmektir, yeni tanımaya başladığı dünyayı öğrenecektir.
Kararlı olmak ya da kararlarımızı uygulamak konusunda doğru soru nasıl kararlarımızı alışkanlık haline getirebiliriz? olmalıdır.
Bu konuda birçok teori bulunmaktadır. En güçlülerinden birisi 21 gün süreci, 21 gün boyunca aynı davranışı belirlenen periyotlarda yaparsak alışkanlığımızın oluşacağıdır. Bu teori gücünü doğada var olan 21 günlük dönüşümlerden almaktadır.
Bir çok yöntem denenebilir. Kararı uygulamakta asıl olan ise bireyin gerçekten bilinçli bir şekilde hareket etmesidir. Kararını uygulamak istemediği ya da vazgeçmek üzereyken ne yapacağını belirlemesidir.
Kararları uygulama konusunda belirgin iki nokta bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, bu kararla ulaşmak istediğiniz etkiyi ya da sonucu netleştirmek. Diğeri ise kararları uygulama konusunda enerjimizi sürekli diri tutacak güçtür.
Aldığımız kararları uygulamak için birinci durağımız bu kararın ortaya koyacağı sonucu gerçekten istiyor muyuz? sorusu veya bu kararın uygularsam arzu ettiğim sonuca ulaşabilecek kapasitede görüyor muyum kendimi?
Kendimiz için ulaşamayacağımız ya da çok da arzulamadığımız bir karar almışsak çok da kararlı davranışlar gerçekleştirmeyeceğizdir, ya da alışkanlık oluşturamayacağızdır.
İkinci durağa bakacak olursak, kararlı davranışımızı uygularken beklemediğimiz durumlar ve sonuçlar oluşabilir. Bu noktada hangi güç bizi planımıza doğru devam etmemizi sağlar. İşte biz bu güce motivasyon diyoruz, motivasyon kaynağımızı da çok iyi tespit etmeliyiz. Harper Lee’nin dediği gibi; “Çirkin bir sözcük olan ön yargı ile tertemiz bir sözcük olan inancın ortak bir noktası var: Her ikisi de mantığın bittiği yerde başlar.” Bizlerin kararlarımızı uygulama ve alışkanlık oluşturma konusunda kendimize inanmamız oldukça önemli olduğu gibi mevcut durum ile ilgili olan ön yargılarımızı da ortadan kaldırmamız gereklidir.
Tüm bunları yaparken lütfen bir kâğıt ve bir kalem ya da teknoloji kullanın hepsi zor mu geldi, ses kaydı alın. Aklınızdan geçenleri yazınız, beyin yazdığınız ve somut olarak gördüğü bilgiler ile daha kolay ikna olur.
“İnsanlar çoğu zaman geleceklerine karar vermezler, alışkanlıklarına karar verirler ve alışkanlıkları da geleceklerine karar verir.”
Matthias Alexander
* Hayat serüvenimizin, istediğimiz rotada gitmesi için var olan alışkanlıklarımız yeterli mi?
* Alışkanlıklarımız üzerine yenilerini mi eklemeliyiz?
* Bu yolculukta bizim serüvenimize hitap etmeyen alışkanlıkları değiştirmeli miyiz?
Kararı size bırakıyorum….
Müzik önerisi: https://youtu.be/C8md6yJkUY4
Kaleminize sağlık hocam. Teşekkürler
teşekkür ederim Şener hocam