12 Eylül darbe günlerindeki sokağa çıkma yasağını hatırlıyoruz…
Sokaklarda ancak görevli seyyar satıcılar ekmek ve gazete satarlardı, diğer ihtiyaçlar nasıl karşılanırdı o kısmını hatırlamıyoruz.
Demek o zamanın insanları bugünkü gibi çılgın değilmiş; market ve bakkal yağmalaması olsa mutlaka hatırlardık.
Bugün ise iradi karantinaya geçtik.
Daha doğrusu iş sebebiyle evden çıkmak zorunda kaldığımız saatler hariç zaten evdeydik de bugün işi eve taşıdığımız ilk gün oldu.
Hoş, iki çocuk da evde olunca onların uzaktan eğitimleri, okullarının yaptıkları canlı dersler, ödevleri, yemek telaşları arasında yarım saat bilgisayar başına oturabildik mi, e-posta kutumuza bakabildik mi; saatler akşamı bulduğunda, evet ancak e-postalarımızı kontrol edebilmiştik.
Karantina günlerinin ne kadar süreceği müphem…
Söz dinlemez 65 yaş ve üzerine gelen sokağa çıkma yasağı kuşkusuz iyi oldu da bu gibi kararların alınması için dahi geç kalmıyor muyuz?..
Kaç gündür sosyal medyada vatandaşın ve uzmanların istemi o yönde değil miydi?..
Anlık reflekslerde düşünüp taşınıp zaman kaybı mümkün olabilir mi?
Anlık refleks, adı üstünde bir hata ve aksama gördüğünüzdü derhal karar alma iradesini kullanabilmeyi gerektirmez mi?..
Evden çıkmayın derken bankacı, kamu görevlisi, serbest meslek sahibi, esnaf, işçi çalışmak zorunda değil mi?.. Kamu kurumlarına getirilen esnek ve dönüşümlü çalışma sistemi bile bir hafta önceden gelse çok daha isabetli olmaz mıydı?..
İbadet yerlerinin geçici kapatılmasında da aynı rötara tanık olmadık mı?..
Özel bankaların özel çalışma saatlerine geçmesi dahi ancak pazartesi itibariyle gerçekleşti; peki kamu bankalarının çalışanları?..
Suçları kamu bankası çalışanı olmak mı?..
65 yaş ve üstüne gelen sokağa çıkma yasağı “bir kısım sokakta, bir kısım evde” olduğu sürece ne kadar anlamlı?..
İradi izolasyonda pek de başarılı olduğumuz söylenebilir mi?..
Güzel havada kendini dışarı atanlar, sıradan bir gün gibi balık tutanlar, normal günlerden geçiyormuşuz gibi düğünler, halaylar, asker uğurlamaları….
Anlık refleks gerekir.
Üç kişi Taksim’de bir araya gelse zınk diye dağıtan kolluk güçlerimiz; asker uğurlama töreninde terminalleri dolduran yüzlerce kişiyi görmezler mi?..
İlle de “asker uğurlama törenleri yasaklandı” diye bir karar mı gelmeli Ankara’dan?
65 yaş üzeri evdeyken ve bunun üzerinden yapılan espriler sosyal ağları doldururken(!) aynı evden çıkan ve fabrikada çalışmaya gitmek zorunda kalan işçi genç, taşıyıcı olamaz mı; virüs kendine bir şey yapmazken o virüsü 65 yaş üzerinin yaşadığı eve kendisi getirmiş olmaz mı?..
Nasıl evde kalacak o zaman Türkiye?..
Her ilde bulunan ve küçük sanayi olarak tanımlanan bölgelere bakın, iş yerlerinin kaçı kapalı, kaçı açık?..
Dışarıda insan olduğu sürece virüsün tehlikelilik hali artarak devam etmiyor mu?..
Birkaç gün önce sokağa çıkma yasağı gelmeli diyenler için Sayın Bakan, bunu isteyenlere FETÖ iması yaptı.
Sağlık için önlem istemekle FETÖ’cü olunabilir mi?..
Kaldı ki FETÖ pisliklerinin attığı tweetleri de görüyoruz; Türkiye’ye corona geldi, idare zor duruma düştü, insanlarımız hayatlarını kaybetmeye başladı diye neredeyse zil takıp oynayacaklar… O kadar şerefsizler, o kadar insanlıktan çıkmış haldeler işte…
Sağlık için “aman” diyenle bu pislikler yanyana olabilir mi, mümkün mü?..
Ki Sayın Bakan da daha sonra ne dedi: “Sosyal izolasyon yeterli ölçüde olmaz ve virüs hızla yayılmaya devam ederse sokağa çıkma yasağı ancak bu şartla olabilir”
E o zaman üç gün önce niye aynı istemi yapanlara FETÖ iması yaptınız?..
Zor günlerden geçiyoruz.
Şunu biliyoruz.
Olması gerektiği kadar test şu an yapılmıyor.
Tespit edilen vaka ve ölüm sayısında gün karşılaştırması yapıldığında İtalya’nın önünde gidiyoruz.
10 gün sonra, 15 gün sonra vaka ve ölüm sayısında patlama olabilir mi?
Korkulu ihtimal ama olabilir.
Sağlık çalışanları en büyük risk grubu ve malzeme, ekipman sıkıntıları var ve hastalık sağlık cenahında çok daha hızlı artıyor.
Ve onlar da evlerine gidince taşıyıcı olarak vaka sayısının artışına devam ediyorlar.
Bu nedenle sokağa çıkma yasağı gelmesi en azından evde kal çağrısına yüzde yüz başarı sağlamaz mı?..
Anlık refleks ve bilim insanlarının bu konudaki sesine göre karar mekanizmalarını süratle çalıştırmak korkulu rüya görmekten iyi değil mi?..
Karantina günlerinde kimimiz evde, kimimiz dışarıda ise arzulanan sonuca ulaşmak mümkün olabilir mi?..