Adı: Kara
Soyadı: Kalem
Başka alem.
Duygu düşünce ve yaşantılarımızı kayda alan araç. Karasıyla insanı duygusal yanını geleceğe taşıyan; özü grafit olan, yazma aracı. Eski zamanlarda yazar ve çizerlerin baş tacı. Çivi yazısından, hiyeroglif yazıdan, kamış kalemlerle deriler, papirüs üzerine aktarılan duygu düşünce ve toplumsal kurallar, değişik yazı tekniklerinden önce kullanılan kil tabletler, kayalara nakşedilen, kabartma ve oyma tekniği yazıların son noktada geldiği durum; kara kalemle alınan, günlük notları geleceğe taşıyan yazı aracı, zaman içinde; “kılıçtan keskin”, bir duruma dönüşmüştür.
Hepimizin okul yaşamında; ilk, elimize tutuşturulandır. Bu bağlamda insanlığa büyük katkıları olan, geçmişe ait bilgilerin günümüze aktarılması, kolay olmamıştır.
1400’lü yıllara değin bilgilerin geleceğe aktarılması için yazı konusunda özel eğitimli yazıcılar marifetiyle; antlaşmalar, kutsal kitaplar, bilimsel ve teknolojik gelişmeler el yazmalarıyla çoğaltılarak, gerekli alanlara ulaklarca ulaştırılırlar.
Bu bağlamda; “hakkını teslim etmemiz gereken; “1450-1515 yılları arasında yaşamış ALDUS MANUTİUS adlı Venedikli bir matbaacıya, bu gün çok şey borçluyuz. İtalik harfleri bulmakla kalmaz. NOKTAYI; VİRGÜLÜ de yaratır. Satırların sonuna noktayı ilk o koydu. VİRGÜL’deki o kuyruk gibi çıkıntıyı ekleyen odur.
Bu adam için “Yazıyı yazı haline sokan kişidir derler.”
Tartışmaya yeni pencere açıyor. Tartışma kiminle, kimin arasında ki? En verimli tartışmaların kişinin kendi aklında, çelişen fikirler arasında sürdüğünü söylemeliyiz diyor ERDEMOL. Böylece yaratıcılık gelişir.” diyen kalem sahiplerine saygı ve sevgi borcumuz var. Cumhuriyet Pazar “KURŞUN KALEM” Enver Aysever.
Kitap kokusu, gazete kokusu, kendi içinde esrik bir yapısı vardır. O koku insanı gıdıklar. Kitaplıklar ve kütüphanelerin gizi buradadır. Her ne kadar günümüzde, bilgiye ulaşmanın değişik yolları olsa da; GOOGLE DEDE bu işin ustası. Her derde deva gibi görünse de, digital dünyanın her bilgisinin doğru, dosdoğru olduğu tartışma götürür. Yalan yanlış bilgiler en basit araştırmalarda önümüze çıkmaktadır. Bilimsel akademik makalelerin dışındaki her bilgi kuşku gerektirir.
KUŞKU; bilimin temelidir. Duyularımız bizi yanıltır. Bilimin kuşku süzgecinden geçmeyen tüm bilgiler, tartışmaya açıktır.
KURŞUN KALEM, bu noktada devreye girer.
ALİM UNUTMUŞ, KALEM UNUTMAMIŞTIR.
EKONOMİK, KÜLTÜREL, SİYASİ İLİŞKİLERİN TEMELİ YAZIYA DAYANIR. SÖZ UÇAR, YAZI KALIR. KARA KALEMİN eseri; yarattığı çizgisel derinlikli düşünceler, insanı içine çeker. Gıdıklar, zevk alanlar için.
Duygu düşüncelerinde deryalara dalarak, kara kara düşüneceğine, al eline kara kalemi, yaz başına geleni, olup biteni. Aklın başına geldiğinde; kendin, kendi aklının notlarını karşılaştırarak, aklınla tartışarak, en doğru yolu bulacağın bir gerçektir.
Toplum olarak, not alma, kalem kullanma alışkanlığımız okul sıralarında kalır. Ben kendi aklıma güveniyorum, unutmam, diyenlere çok şahit olduk. Pazar yerinde cep telefonuyla evde eşine; ben pazardan neler alacaktım? AVM’lerde telefonla konuşanların çoğu, muhabbet değil , evde not alınmayan mutfak gerekleridir. AVM’de neler alacağını unutanların konuşmalarına tanık olursunuz. Sonra eşine telefonda; Tuz billur mu? İyotlu mu? İyotsuz mu? Diri mi? İnce mi? Turşuluk mu?…sözlerini işittiğini bilirim.
Tüm bu ikilemlerin ortadan kalkmasına kara kalem yardımcı olur.
Kara kalemin yakınmalarına gelince; karakalem, ilkokul birinci sınıfa giden öğrencilerin, fişleri yazma sırasında, kara kalemin sırtından ısırmalarından yakınır. Yazmaktan sıkılan öğrencilerimizin sıkıntı giderme aracına dönüşmesinden son derece mağdurdurlar.
Ucu sık sık kırılan, çizgisi belli olmayan sert grafit ve çok yumuşak, karakalemler insanın canını sıkar. Sık sık kalemtraş kullanarak açmak gerekir. * İ D U R A K İ * Karakalemle fazla oynama. Kara kalemin hakkını teslim et. Gerisini zaman tüneline yolla.
Kara kaleminizle tüm güzellikleri, muhabbetleri sevgilerinizi, korkularınızı not etmeyi unutmayınız. Sağlıklı mutlu günlerde kara kalem kullanınız.”
“YAZ KALEM, ÇAY DEMİYLE İNSAN EDEBİYLE MUHTEŞEMDİR” Sanal Alem’den.