“Kara delikler olmasa.”
1990’lı yıllarda iktidarların en önemli sığınağıydı…
“Kara delikler” diye Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin ettiği (doğrusu ettirildiği) zararlara deniyordu.
Liberal muhafazakâr iktidarlar kendi ekonomik beceriksizliklerini bu yolla örtmeye çalışıyorlardı.
Yüksek enflasyonunun, yüksek faizin, yabancı paralar karşısında Türk parası değerinin sürekli düşmesinin sebebini hep KİT’lere yüklüyorlardı…
Devlet küçülsün deyip duruyorlardı.
KİT’ler özel sektöre geçerse Türkiye çağ atlayacak ekonomik sorunlar kökünden halledilecekti…
Peki, devlet küçülürse kim büyüyecek?
Özel sektör…
Özel sektör çok mu başarılı oldu. Anlı şanlı birçok özel şirket batmadı mı?
Daha da önemlisi “KİT’lerin zararını devlet karşılıyor” diye isyan edenler özel sektörde batan şirketleri devletin kurtarıp tekrar sahiplerine geri vermesine bir şey demiyorlardı…
İşleri güçleri KİT’leri özelleştirme yoluyla birilerine peşkeş çekmekti. Üstelik KİT’lerin hepsi zarar etmiyordu. Dört-beş KİT kârlılıkta her yıl ilk ona giriyordu.
Turgut Özal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz çok istediler ama sonuç alamadılar.
2000’li yılların başında dünyada ekonomiye hâkim olan küresel sermaye AKP iktidarı kanalıyla kamuya ait ne varsa bir bir özelleştirtti (sattırdı)…
AKP mirasyedi çocuklar gibi ekonomide kamuya ait ne varsa hepsini tüketti…
Koskoca Türkiye şimdi 5 müteahhite çalışıyor…
“Kara delik.” diye diye Karayollarını iğdiş ettiler… Türkiye’nin yollarını Karayolları Genel Müdürlüğü yapıyordu. Yollar bedavaydı. Maliyeti çok çok daha ucuzdu. Binlerce emekçinin ekmek kapısıydı…
Şimdi duble yollar, köprüler, tüneller, hastaneler, hava alanları 5 müteahhite yaptırılıyor.
Milletin parası ak deliklere akıyor…