Yukarıdaki ” Kanlı Noel ” gecesinin çekilen tek resmi.
Rum vahşetini gösteren bir ibret vesikası.
Merhum gazeteci Ömer Sami Coşar tarafından çekilen tek kare…
Ve bu fotoğraf yüreğimizde açılan yaranın , bir kanlı tarihin belgesi.
Kıbrıs’ta yaşanan vahşetin en çarpıcı karesi…
Bu resim Türkiye’ye ağır yaralı bir gazinin sargı bezlerinin arasına saklanarak Türkiye’ye ulaştırıldı.
.. ve Dünya KANLI NOEL diye anılan bu katliamı tanıdı.
Kıbrıs Barış Harekatına doğru yapılan katliamların başlangıcında yer alan bu resme iyi bakın.
Bu acıya nasıl dayanabilirsiniz ?
Laf olsun diye değil dediklerim.
Kendinizi bu çocukların ve annesinin yerine koyun.
Eşinin ve çocuklarının katledildiği kanlı küvete o babanın gözleri ile bakın bu resme.
***
Tarih 23 Aralık 1963
Yer Kıbrıs / Lefkoşa Kumsal mahallesi.
Bu evde yaşan bir askeri Türk doktor var.
Eşi Mürüvvet ve üç evladı .
Murat 6 yaşında.
Kutsi 4.
Mürüvvet Hanımın kucağındaki Hakan 10 aylık bebek daha.
Nihat İlhan Tabip Binbaşı. Kıbrıs’a çıktı tayini.
Ailecek gittiler.
Lefkoşa’ya.
Rumlar ve Türkler o tarihlerde karışık oturuyorlardı.
Kıbrıs kanayan bir yara idi.
EOKA denilen hain Rum çetecilerin ölüm saçan birliği.
Ellerinde silahları ve vicdansızlıkta en ilerideler.
Kanlı Noel diye tarihimizde içimizi acıtan o geceye dönelim.
Son üç günde 103 Türk köyü Rum çeteciler tarafından basılmıştı.
Ağır yaralılar vardı.
Tabip binbaşı bu yüzden Gönyeli’ye gitmişti.
İnsanları kurtarmaya.
Yaralılara şifa olmaya.
Göreve …
****
Babaları Gönyelide hastalara şifa verirken , Lefkoşa Kumsal mahallesinin kapısı silahlı Eokacı Rumlar tarafından kırılıyordu !..
Gece saat 22’ye gelmiş..
Mürüvvet hanım ve çocukları yalnızlar ya.
Banyoya kaçırıyor çocukları Mürüvvet hanım.
Dördü birlikte birbirlerine sarılıyorlar.
Nefes almaya korkuyorlar..
Işıklar sönük.
Banyo kapısını açıyor Eokacı üç Rum.
Basıyorlar tetiğe ve o masumlara 33 el ateş ediyorlar acımasızca..
*****
Bir babanın başına gelebilecek en büyük acıyı yaşayan bu baba Nihat İlhan..
Çocuklarının cenazelerini kendi elleriyle yıkadı.
Minik bedenlerinin yaşadığı acıları gitsin diye okşadı.
Acılarını yüreğine gömdü.
Bedenlerini toprağa..
Mürüvvet Hanımı alnından vurmuşlardı.
Yedi kurşun daha vardı bedeninde.
Murat üç kurşun, Kutsi iki kurşunla katledilmişti.
10 aylık Hakan’nın bedeninde kurşun yoktu.
Bedenini evlatlarına siper etmeye çalışan annesinin bedenin altında nefessiz kalmıştı.
***
Lefkoşa’daki Kumsal Mahallesi ” Kanlı Noel ” ile anılacaktı.
Rumlar buraya ” Rum Taburu ” kurdular.
Nizamiyeye de yazdılar !..
” Cesursan gel , al !..
*****
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra bu memlekete toprak kazandıran tek lider Rahmetli Bülent Ecevit.
Kıbrıs Barış Harekatı ile burayı aldı.
Ve oraya TÜRK TABURU kurdurdu.
Nizamiyesine Türkler ,Türkçe yazdılar.
” Cesurdum, geldim aldım !. ”
****
Nihat İlhan tabip binbaşı , Ankara’ya tayin oldu bundan sonra.
Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisinde göreve başladı.
Acılarla yaşama tutunurken , hastalarına şifa verdikçe acısını yüreğinden bahçesine taşıdı.
Bahçelievlerdeki evinin bahçesine 4 çam ağacı dikti.
Her sabah bahçesindeki çam ağaçları ile konuştu.
Günaydın Mürüvvet..
Günaydın Kutsi..
Günaydın Hakan..
Günaydın Murat..
Babanız sizi unutmadı..
Canlar unutulur mu ?
Günaydın canlarım..
Günaydın..
***
Nihat İlhan daha sonra mesleğinde en yükseğe ulaştı.
Tabip Tuğgeneral oldu.
Paşaların paşası.
Yüreğinde dört acıyı yaşayarak , şifa dağıtan yürekli ve şefkatli baba..
25 Kasım 2016 günü onu kaybettik. Acılarla yaşadığı hayatını noktaladı.
Onu Ankara’dan memleketi Elazığ’a uğurladık.
Eşi Mürüvvet, oğulları Hakan , Murat ve Kutsi’nin yanına..
Elazığ şehitliğinde şimdi bir aile oldular..
Hepsinin durağı uçmağ olsun.
Bu yaşanan acılar boşuna çekilmedi.
Şimdi Rumlarn elimizden almak istediği topraklarımızın bedeli KAN’la ödenmiştir.
Kıbrıs’ta kazandığımız bir karış toprağımızı vermeyeceğiz !..
Bilgilerinize !
***
Bu acıyı anlatan RAUF DENKTAŞ …
“Biz silahların patladığı geceyi, insanların çığlığını hatırlıyoruz.
Nihat Bey kardeşimizin büyükelçilik önünde, bayrağa sarılmış tabutların başında mermer gibi durduğunu hatırlıyoruz…”
Derken gözyaşlarını tutamadı.
Bir devlet adamının gözyaşları , acının rengini dünyaya duyuruyordu.
Göz yaşları içinde okudum.Bu resmi her gördüğümde lanet okuyorum.İnşallah bu acılar bir daha yaşanmaz.Işıklar içinde uyusunlar.Büyük insan değerli devlet adamı Bülent Ecevit (Namı diğer Karaoğlan)ruhun şad mekanın cennet olsun.
Şu satırları okuyup gözyaşı dökemez mümkün mü?. Balık hafızalı bir topluma yaşadığı dramı hatırlattığınız için teşekkürler. O aile bu ulusun esenliği için Kıbrıs’ta idiler.