Bugün,
Ne mi düşünüyorum?
Kamer GENÇ’i.
Neden mi?
O gerçek bir mücadeleci.
“Tek kişilik dev kadro” idi.
Halkçı, toplumcu bir siyasetçi.
Yıllar öncesinden gördü bugünleri.
Tehlikeyi ısrarla, ısrarla
dile getirdi.
Bunun için her türlü yolu denedi.
Söyledi, söyledi, söyledi…
Evirip çevirmedi sözlerini;
doğrudan ve cephedendi.
Yüreklerimize de su serperdi.
Bugünkü akkaranlık musibete durmadan, yılmadan, bıkmadan
hep dikkat çekti.
Karşıtları onu erken
fark etti;
cebren susturmayı da denedi.
Yakınındakiler ise en başlarda, hafifsedi,
güldü geçti!
Konuşması istenmedi!
Konuşmaması bile istendi!
“Gerek yok, boş ver” denildi.
Ama o, hiç pes etmedi.
Kamer Genç,
Tuncelili bir Türkiyeli’ydi.
Laik, demokrat, cumhuriyetçi.
Çok çok önceden “Hak-hukuk-adalet” dedi.
O, halkın gerçek “halkçı” vekiliydi.
Milletvekilliğinden zenginleşmedi.
Zenginleşmeyi elinin tersiyle itti.
O’nu bugün kaybettik.
2016’da 22 Ocak’ta.
Yüzü hafızalarımızda, sesi kulaklarımızda.
O, hep yaşayacaktır, halkının vicdanında.
1940’ta doğar, yoksul bir ailede.
Tunceli Nazimiye, Ramazan Köyü’nde.
Baba, hep amelelikte.
İlkokulu kendi köyünde, Ortaokulu, Nazimiye’de.
1959’da Ankara Maliye Okulu’na girdi ve yatılı idi.
Okulun yanması sonucunda, Tunceli Lisesi’ne geri geldi.
Yeniden Ankara Maliyeye gitti.
Babasının ameleliğine eşlik etti.
Kardeşi Hızır’ı kızamıktan yitirdi.
Menemen’de yedek subay askerliği, Seyrek’te 2 yıl ilkokul öğretmenliği…
Ankara’da İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni 1967’de dereceli bitirdi.
Eşzamanlı olarak stajını tamamlayıp, Bingöl’e vergi kontrolörü tayin edildi.
Ardından, Danıştay sınavlarına girdi.
Danıştay savcılığı ve tetkik hakimliği; 1974-76 arası Paris’te görevlendirildi.
Danıştay görevi 12 Eylül ile sona erdi.
12 Eylül sonrası 1981’de oluşturulan Danışma Meclisi üyeliği görevi ile başkanlıkta katip üyeliğe seçildi.
Danışma Meclisi görüşmelerinde, demokrasiden yana tavır koyan, “tek kişilik dev kadro” gibiydi!
Kenan Evren düzenine isyan etti.
82 Anayasası’na sertçe itiraz etti.
Hukukun üstünlüğü ve adaletten yana olmak, değişmez ilkeleriydi.
İdam cezasına karşı olduğundan, Mehmet Ali Ağca’nın idamı için de, oylamada, iki ret verenden biriydi.
1983’te sivil siyasi döneme geçildi; Tunceli’den bağımsız milletvekilliği adaylığı başvurusu da veto edildi.
1987’de Tunceli’den vekili seçildi.
7 yıl TBMM’de başkan vekilliği; 2002 seçimlerinde ise barajla, parlamentoya giremedi.
2007’de bağımsız olarak, Tunceli Milletvekili…
Sonra CHP’ye geçti.
Bir Cumhuriyetçi, halkçı devrimci,
halkın vekiliydi.
Milletvekilliğinin maaşını öğrencilere, öğrenim bursu olarak veren tek milletvekiliydi.
Yaptığı vekillik ve siyaset, benim de anladığım türdendi.
Halkçı vekillik nasıl olurmuş, gösterdi.
Benim için de siyasetçiliği ve milletvekilliği adına Kamer Genç, halkçı bir örnek ve modeldi.
Halk için, halkla birlikte, halkçı siyaset adına sürdürülmeliydi.
Milletvekilliği ve siyaset, zenginlik, sınıf atlama aracı görülmemeliydi.
Kamer Genç, temiz siyasetçiydi.
Haram yemedi; su gibi aydın, ekmek kadar temiz siyasetçi kalarak ezilenlerden yana ve hep ezilenlerin yanında idi.
Atatürk Cumhuriyeti’nin, Tunceli’nin köyünden çıkan, övünç veren bir başarısı idi.
Varlığını Atatürk Cumhuriyetine ve Türkiye’sine borçlu olduğunu her fırsatta gururla ifade ederdi.
Bağımsız, bütün, demokratik ve çağdaş Türkiye idealinin, Cumhuriyet, demokrasi ve hürriyetin; hak, hukuk ve adaletin mücadelecisiydi.
Örnek milletvekilliğin, örnek siyasetçiliğin, yılmaz savaşçısı idi.
Kamer Genç!
O, halkının sesi.
Halkın, milletin, hepimizin sevgilisi.
Onu hem anıyoruz; hem arıyoruz şimdi.
O, halkçı siyasetin, örnek modeliydi.
İdeallerinde yaşasın…
İşte, halkın gerçek
“halkçı” vekili.
Kamer GENÇ!
Kendi gitti,
kaldı izi…
