Geçen hafta Worldfood fuarı, TÜYAP Beylikdüzü’nde yapıldı. İzmirli bir zeytinyağı firmasının davetiyle katıldım. Tarhanayı değişik tatlarla cips olarak değerlendiren Maraş firması da ilgimi çekti. Fuar, birçok bilindik markalarla birlikte yeni ürün geliştiren çeşitli yeni yerli ve yabancı firmalarla renklenmişti. İyi keşif oldu benim için. İlham verdi.
Fuar’da Balıkesir Büyükşehir Belediyesinin kahvaltısını tanıttığı standı ile karşılaştım. Balıkesir’in başarılı gıda firmalarında ki hareketlilik dikkat çekiciydi. Biraz sonra geleceğim bu fuara!
Öncelikle Değerli Tanyol Kıpçak Bey’in yazısını okuduğumu belirtmeliyim. Yöreyi iyi bilen bir değerin ciddi alınması gereken yaklaşımları. Tebrik ediyorum kendisini… https://www.balikesir24saat.com/simdi-oldu.html
Büyük tesadüftür ki geçen yıl 8 Eylül’de ( toplantı kodu, 8566491108, 76 dk.) Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) ile zoom toplantısı yapmışım. Kayda aldığım toplantıyı bir kez daha dinledim. GMKA’nın Tanyol Bey’e ilettiği yapılacaklar yol haritasının konuştuğumuz esaslara dayandığını gördüm. Zaten bu önerilerimi Sevgili BBB Başkanı ve şürekasına daha önceden sunduğumu belirtmiştim. GMKA, il sivil örgütleri ve kamunun ilgili birimlerine 3 farklı toplantıda büyük hayalim olan “Kahvaltının Başkenti BALIKESİR” projemi dile getirmiştim. Kent Konseyi toplantısının video kayıtları da bulunuyor. Ekte sunum yaptığım görsellerde önerdiklerimi paylaşıyorum. Takdir kamuoyunun!
Gelelim Worldfood Fuarına!…
Balıkesir’in beğendiğim gıda firmalarının yenilikçi ürünlerini görmek değerliydi. Çünkü Anadolu kökenli her bir yerel ürünün yeniden yorumlanarak geliştirilmesi önemli. Yerelin yenilikçi ürün olarak geliştirilerek sunulması toplumun müspet değişimine de itici güç oluşturuyor. Ancak BBB standına geldiğimde yığılmış peynirler, 5 çeşit zeytin ve onları anlatmaya çalışan iyi niyetli görevlileri gördüm. Stantta formunu kaybetmiş, cavşımış peynirler vardı. Zeytinlerin sosunun kuruduğu “yeme beni!” kıvamında olması da danışmanların yöreye ve kaynaklarına ne kadar uzak bakış açısının yetersiz ve “dostlar alışverişte görsün!” olmasını teyit eder gibiydi.
Çeşitliliğiyle zengin “Balıkesir kahvaltısını” sunmak için yeterli değildi argümanlar… Hele hele AB’de Yunan tescilli Saganaki peynirini etiketleyip sunmak fecaattı. Manyas peynirinin “Mihaliç” olarak sergilenmesi de… Yerel kalkınmayı planlayanların çıkınına (özüne) bu kadar uzak olması düşündürücü. Nisan’da BBB başkanıyla ilk görüşmemizde kahvaltı festival önerimin öncesi UNESCO başvurusunda beyan edilmeye çalışılan, sonradan kahvaltıya evrilen, zeytin-peynir festivali önerisinden bir adım öteye gidilememiş. Festivalimsi panayırdan dersler çıkarılmamış. Dediğim dedik, çaldığım düdük yani!
Halbuki ne beklerdim?
Yöresel 124 tarifin bir şekilde mevsimsellik esaslı tadım yapılması, protipinin yapılarak sunulması önemliydi. Diğer illere göre farkının ortaya konması stratejikti. Bakalım diğer illerin kahvaltı festivalleri nasıl olacak? Bekleyip görelim!
Daha sistematik tanıtım için neler mi öneririm? Bakalım.
- T………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………….z .
- A…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..s.
- S…………………………………………………………………………………………………………………………………….d.
- 5………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..t.
- E…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………….t.
- U…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………..k.
- B………………………………………………………………………………………………………………………………r.
- C……………………………………………………………………………………………………………………………………………… …………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………a.
- Etkinliklerde ciddi aşçılık geleneği olan civar köyler, Balıkesirli, eğitimli benim bile tanıdığım birçok genç kuşak şef de cesaretlendirilmeli ve teşvik edilerek etkinliklerde ana rol verilmeli.
Eskiden olsa peşi sıra sıralardım önerilerimi tüm iyi niyetimle. Projelerimiz, fikirlerimiz birbir hayata geçiyor, fikirleri geliştirenlere teşekkür bile edilmiyor. Ne yazık! Ülke kaybediyor. Kaynaklar hoyratça israf ediliyor.
Ancak Balıkesir kamu ve yerel yönetimine önerim;
Sürdürülebilir bölgesel kalkınma için kalıcı eylemler alınması ve kalkınma dinamiklerine güvenin inşası gerekiyor. Bölgenin kalkınmasında stratejik rolü bulunan yapının Çanakkale’de dahil sivil örgütler ve kamu nezdinde “projelere bakışı ve toplum ekseninde algının araştırılması” elzem.
Bir de marka olmanın bilinci ve farkındalığı anlaşılsa…
Laf ebeliği yapmadan markalaşmak ciddi iştir. Vizyon ister. Yaratıcılık olmazsa olmazıdır. MUTLAK ortak akılla, ciddi bir markalaşmayı esas alan “Balıkesir Kahvaltı Komitesi” oluşturmaya ihtiyaç var. En acilinden! Tanyol Bey’in tabiriyle çıkınının farkında olan, (öz değerlerinin bilincinde) marka olmanın ucuz unvanlarla değil, vizyon işi olduğunu bilen danışmanlara (kılavuzlara) ihtiyaç var. Amaç; yerelde sürdürülebilir gelir artırmaksa ve Balıkesir’in kahvaltısını uluslararası gastronomi arenasında tanıtmaksa, vizyon THY ile her yere uçmak olmalı!
Özetle,
Kılavuzu karga olanın…
Süleyman Dilsiz Yazar/Gastronomist
(*) Süleyman Dilsiz’in önerilerinden bazıları şöyleydi: