8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ydü. Bundan dolayı bu haftaki sohbet konumuz kadınlar üzerine olacaktır. Günümüzde bugün 1800’lü yıllarda Amerika’daki kadın işçilerin bir grevinde öldürülen kadınları anma günü olarak kabul edilmektedir.
Oysa bu günün kökeni daha farklıdır. Geçen haftalarda yazdığımız Sevgililer Günü yazımızda olayın dünyanın döngüsüne bağlı olduğunu belirtmiştik.14 Şubat’ta Gün Ata ile Yer Ana ilk defa birbirleri ile temas kurmuşlardı. Ondan dolayı bu güne Gün Ata ile Yer Ana’nın birbirleri ile ilk temas günü için Sevgililer Günü demiştik. Gün Ata ile Yer Ana 8.Mart’ta nişanlanırlar. Onun için bugüne Kadınlar Günü denir. 21Mart’ta evlenecekler ve düğünleri olacaktır. 6 Mayıs Hıdrellez’de ise Yer Ana doğum yapacak ve doğa bereketini verecektir. Bu bereket ile dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar beslenecek ve yaşayacaktır. Bundan dolayı Gün Ata ile Yer Ana’nın beraberliği canlılar için çok önemlidir.
Kadınların önemine gelince şunları söyleyebiliriz. Toplumlar kadın ve erkek diye iki cinsten oluşurlar. Tarımı başlatan ve yerleşik hayata geçen kadınlar olmuştur. İlk yerleşmeler kadınlar sayesinde ortaya çıkmıştır. Tarım ürünlerinin depolanması ve saklanması, bu ürünlerin yemek olarak hazırlanması ve toplumun yaşatılması hep kadınlar sayesinde olmuştur. Erkekler ilk yerleşmelerde sadece kadınlara yardım etmişlerdir. Daha sonra kurulan devletlerde ise erkekler güvenliği sağlayan ordular olmuşlardır. Bu güvenlik için kurulan ordularda kadınlarda zaman zaman birlikler kurarak görev yapmışlardır.
Hititlerde ve İskitlerde kadın savaşçılar vardır. Bunlara Amazonlar denir. Bu kadın savaşçılar kadın komutanları emrinde sefere çıkmakta ve savaşmakta idiler. İzmir kentini Amazon komutanı Symyrna kurmuştur. Adını Amazon komutanından alır. “Amazon” adı Avrupa’da da öğrenilmiş ve Avrupalı kaşifler Güney Amerika’da Ant dağlarında dolaşırlarken tesadüfü olarak Amazon nehrine irmişlerdir. Nehir boyunca giderlerken etrafta savaşan kadınlar görünce nehre İskit kadın savaşçılarının adı olan Amazon adını vermişlerdir.
Anadolu zaten adını kadından alır. Ana dolu yani burası ana ile dolu demektir. Anadolu Selçukluları döneminde Anadolu’da başka bir kadın örgütlenmesi ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Anadolu’da dört tane örgüt vardır. Bunlar; Bacıyan-ı Rum, Abdalan-ı Rum, Ahiyan-ı Rum, Gaziyan-ı Rum. Bu örgütlenmelerden Bacıyan-ı Rum Anadolu kadınlarının örgütlenmesidir. Çünkü kadınlar yemek pişirerek insanı ve toplumu doyururlar ve yaşatırlar. Anadolu kadınları yüzyıllar boyunca hem tarlada üretmiş, hem evlerde yemek yapmış yedirmiş, hem çocuk doğurarak nesli devam ettirmiştir. Savaşlara gidip kalan oğulları içinde ağıtlar yakmıştır. Türk toplumunda kadın çok önemlidir. Türklerin eski dinleri kadın üzerinedir. Bu dinlerinde kadın kamlar görev yapar. Anadolu’da da bugün evlerde en yaşlı kadının sözü geçer. Fakat kentleşme ile aileler çekirdek aile haline geldiği için bu gelenekler maalesef yok olmak tehlikesi içindedir. Kültürümüzün özünü bozmadan yeni durumlara uydurmalıyız. Yoksa kültürümüzü kaybeder ve başkalarının kültür adına bizlere verdikleri ile yaşamak zorunda kalırız. Saygılarımla.
09.Mart.2024
Sinan Kahyaoğlu
