Kabullenmek insanın en güzel ilacı diyor bilim insanları.
Elinize bir kâğıt ve kalem alsanız hadi vazgeçtim telefonunuzun not kısmına da yazabilirsiniz.
Hayatınızda şu ana kadar kabullendiğiniz neler var?
Yazınız lütfen, düşünün mutlaka vardır.
Zamlar, ekonomik zorluklar, yoğun iş temposu, anlayışsız insanlar, ülke sorunları…
Bahsettiğim bunlar değil. Bunlar bizim toplumca kabul gösterdiğimiz rutinler tabi ki bunun da rahatlatıcı bir yönü olduğu kesin.
Slogan herkes aynı durumda.
Özünüzde, kendinizde bunu kabul ettim rahatladım dediğiniz neler var.
***
Bana sorsanız çok insan çeşidi çok kabullenme türü bulunmaktadır.
Nasıl yani diyecek olursak,
Duygusal insanları düşünelim. Bu süreçte EQ dediğimiz duygusal zekâ hep çalışan olacak, çok şeyi sorgulayacak, genel olarak depresyona girecek. Anlaşılmayı bekleyecek ama olmadı, anlatmadan anlaşılmayı bekleyecek bu da olmadı. Karşıdan ya da süreçten beklediği temel beceri “empati” olacak fakat bulamadıkça zamanla evet diyecek bu böyle yapacak bir şey yok. Çok üzüldüm ama fayda etmedi.
Zamanla yaşadıklarını kabullendiği gibi, yeni kabullenmeleri depresif olan yaşam tarzını kabullenecek.
Sert mizaçlı insanları düşünelim.
Burada hep mantık ön planda olacak. Bunu yapması çok mantıksız değil mi? Sorusu hep zihninde dönen soru olacak. Dışardan aşılmaz bir duvar gibi görünecek, aşılmaz duvarların içini kimse asla bilmeyecek. Sorduklarında iyiyim ya dert etmiyorum diyecek. Mantık sözü takip edecek ve zamanla davranış kabullenmeye dönecek. Bu defa çevreden söylenenleri duyacak;
Ne sert insan?
Ne güçlü insan?
Bu söylemleri övgü olarak alırsa yaşam tarzı haline gelecek ve kabullenecek. Hem yaşadıklarına karşı duygusuz gibi davranmayı, hem yeni yaşam tarzını kabullenecek.
***
Sınav öğrencisi olarak kabullenmek nedir? diye sorduğumuzda, sorduğumuz öğrenci sayısı kadar fazla cevap alabiliriz? Hazır olmak gerekir.
Stresi kabul etmek
Baskıyı kabul etmek
Çok çalışmayı kabul etmek
Çalışıp çalışıp anlamamayı kabul etmek.
Sosyal medyayı bırakmayı kabul etmek… gibi uzayıp gider. Belki apayrı bir konudur.
İnsan hayatta birçok şeyi kabullenebilir. Kabullenmesi en zor olan nedir? diye sorsam.
Cevaplarınız ne olurdu.
–
–
Kabullenmesi en zor olan durum sanırım “yokluk” tur.
Her şeyin yokluğunu kabullenmek zordur.
Mesela paranın yokluğunu kabullenmek,
Mesela bilginin yokluğunu kabullenmek, (kabul edilemez çoğu kişi her şeyi bildiğini düşünür.)
Yalnız olmayı kabullenmek, (yalnız değilim deriz, öze insek de öyle midir?)
Başarının yokluğunu kabullenmek…
Liste uzundur.
Ama insan hayatı için en zor kabullenme var olanın yok olmasını kabullenmektir.
Paran vardı, yok oldu.
Kariyerin vardı ama kaybettin.
Sosyal bir çevren vardı. Ama kaybettin. Böyle durumları kabullenmek oldukça zordur. Ama bazı yokluklar yanında bunları bile kabullenmek bir nebze iyidir. Çalışırım tekrar kazanırım, elde ederim dersiniz. Ne zaman yaşadığım sürece bunları geri kazanmak kolay.
İnsanın kabullenmekte en zorlandığı var olanın gidip gelmeyeceğini bilmek. Geri dönüşü olmayan yollara girmiş olmak. Giden yolcunun dönüşünün olmamasını kabullenmek zordur.
Bir daha onu görmeyecek olmak, belki çok az görüyorsundur ama var olduğunu bilmek yeterlidir. Arayıp konuşmak sesini duymak yetebilir. Ama bunların bir daha hiç olmayacağını bilmek işte bunu kabullenmek en zorudur.
Böyle zamanlarda büyük bir boşluk hissetmez miyiz? Hayatta tat vermez, yedikleriniz, içtikleriniz, sohbetleriniz, dinledikleriniz… büyük boşluktur hepsi kocaman ve derin. Çok kaptırırsanız yutar sizi, bu boşluktan çıkmak yaşama dönmektir.
Nasıl dönülür derseniz?
Hayat gerçekliğini kabul ederek, önce kendi özünüze bakmak gerek yaşamak istiyor muyum? Sevdiklerimle olmak istiyor muyum?
Cevap evet ise
Gerisini zamana bırakmak yeterli…
Müzik önerisi: https://youtu.be/uJUe0xwjAW4