Simurg efsanesinde yani kişinin kendine giden yolculuğunda ilk vadi istek vadisi idi.
İsteklerimiz biter mi?
Elinize bir kağıt kalem alsanız ve isteklerinizi yazmaya başlasanız, büyük bir liste olur mu?
Yoksa istediğiniz bir şey yok mu hayatta?
İsteklerimiz ile amaçlarımızı karıştırırız çoğu zaman, bazen sanki isteklerimiz hayat amacımız gibi gelir. İşte belki de o zaman kayboluruz bu istekler vadisinde…
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre “istek” kelimesinin anlamı;
“Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk”
“Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey, meram, talep” bu anlamlardan yola çıkarsak isteklerimizi elde ettiğimizde yeterince doyuma ulaşır mıyız? Yoksa dahası da olsun der miyiz?
Durumu güzel ifade eden bir öyküyle devam edersek;
Bir imparator sabah gezintisi sırasında bir dilenciye rastlar.
“Dile benden ne dilersen” der.
Dilenci güler ve :
“Sanki dileğimi gerçekleştirebilecekmiş gibi soruyorsunuz.” diye yanıtlar.
Kral alınır ve söyleşi koyulaşır.
– Pek tabii her dediğini yerine getirebilirim. Sen söyle hele; Ne istiyorsun?
“Söz vermeden önce iki kez düşünün kralım”.
Dilenci sıradan bir dilenci değildir. İmparatorun ilk yaşantısında öğretmeni olmuştur. Ve ona şu sözü vermiştir.
“Bundan sonraki yaşantında tekrar karşına çıkıp seni uyaracağım.”
İmparator olayı çoktan unutmuştur. Zaten geçmişi hangimiz noktasına virgülüne kadar anımsayabiliriz ki? Birlikte yaşlanan kişilerin bile anıları farklıdır.
Bu nedenle imparator bastırır:
– Ne istersen verebilirim. Ben güçlü bir imparatorum. Yerine getiremeyeceğim hiçbir dileğin olamaz.
Bunun üzerine dilenci, çanağını uzatıp, “Şu çanağı herhangi bir şeyle doldurabilir misiniz?” diye sorar.
İmparator kahkaha atar ve vezirine çanağı altınla doldurmasını emreder. Çanak dolup taşmakta ve anında boşalmaktadır. Paralar buhar olup uçmaktadır sanki. İmparatorun onuru kırılır. Bir dilenci çanağını dolduramadığı kulaktan kulağa yayılır. Giderek pırlantalar, elmaslar, yakutlar akıtılır çanağa. Ne var ki çanağın dibi yoktur sanki. Yer yutar ama boş kalır.
İmparator yenik düşmüştür. Dilenciye yakarır :
“Tamam, sen kazandın. Dileğini yerine getiremedim ama olur bana çanağın neden yapılmış olduğunu anlat.”
– Çok basit, diye yanıtlar dilenci. İnsan dimağından yapılmıştır. Yani insanın arzu ve isteklerinden. Doymak bilmez oluşu da bundandır. Bu gerçeği bir kez kavrarsan yaşantın değişir.
Gerçekten böyle miyiz? Yoksa isteklerimiz gerekli ve bizi mutlu eden istekler mi?
Bazen neyi neden istediğimizi düşünürüz. Neyi neden istediğimizin cevabı var ise kafamızda ve o neden hayatımız için önemli ise bu istekler bizim istekler vadisine gömülmemizi engelleyecektir.
Bu vadiden çıkmanın en kolay yolu kendimizi sorgulayarak neyi ne kadar ve niçin istediğimize karar vermektir.
Hep sevmişimdir, hayatıma giren çok sayıda ki öğrencimin de sevdiğini görmüşümdür.
Neyi mi?
Tabii ki masallardaki sihri, sınırsız isteği gerçekleştirebilecek sihirleri, hayalleri gerçek yapan perileri ve tabi ki üç dilek hakkını…
Şimdi bir kullanıyorum,
Sağlık,
Mutluluk,
Barış,
Sizin üç isteğiniz nedir?
http://www.gunyuzum.com/Kose-Yazisi/BEKLENTILER-VE-ISTEK-UZERINE-GUZEL-BIR-HIKAYE-4560.html