Bu hafta İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun 100’ncü yıldönümü idi. Kutlu olsun. Bundan dolayı bu haftaki sohbet konumuz İstanbul üzerine olacaktır.
İstanbul konum olarak dünyanın en merkezi yerinde bulunmaktadır. Çünkü doğu batı kara, demir ve hava yolları ile kuzey güney deniz yollarının kesiştiği yerde bulunur. İstanbul boğazından geçen gemiler Asya’nın iç bölgeleri olan denizlere ulaşmaktadır. Karadeniz, Azak Denizi ve Don-Volga kanalı ile Hazar denizine bu boğazdan geçilir. Hazar denizi ise Asya’nın tam kalbindedir.
İstanbul Asya ile Avrupa’yı birleştirir. Bundan dolayı tarihi boyunca çok önemli olmuştur. Anadolu’da Hititler döneminde Marmara ve Karadeniz kapalı bir denizdir. Marmara’nın kapısı olan Çanakkale boğazının girişinde yer alan Truva, Hititlerin en önemli liman kentidir. Bu dönemde İstanbul’un önemi yoktur. M.Ö.700 yıllarında tarihi yarımada üzerinde bir Licus adı ile kent kurulur. Truvanın düşmesinden ve Hititlerin yıkılmasından sonra Truva’da önemini kaybeder.
325 yılında Roma İmparatorluğu başkentini Anadolu’ya taşımak ister. Bunun için imparator Konstantin İstanbul’u seçer ve yarımada üzerinde başkent inşasına başlanır. Bu arada Roma İmparatorluğu çok dinli laik yapısını da değiştirmeye karar verir ve kendine tek din olan Hristiyanlığı seçer. Bunun için İznik konsülünü toplatır. Yeni kurulan başkente devletin resmi tapınağı olan Ayasofya’yı inşa ettirir. Roma 330 tarihinde başkentini İstanbul’a taşır. 395 yılında Roma ikiye ayrılıncaya kadar Roma İmparatorluğu’nun başkentliğini yapar. 537 yılında Ayasofya yenilenir ve bugünkü yapı yapılır. Roma’nın ikiye ayrılması ile kent Doğu Roma İmparatorluğunun başkentliğini yapmaya başlar.1453 yılına kadar 1058 yıl Doğu Roma’nın başkentidir.
“Bizans” adı verilen Doğu Roma İmparatorluğu kente pek çok yatırım yapar. Surlarını genişletir ve güçlendirir. Kent Bizans döneminde pek çok kez kuşatılır ama alınamaz. Kente “şehre doğru” anlamında “Stanpoli” adı verilir. Bu daha sonra İstanbul’a dönecektir.
Bizans döneminde kent 1204 tarihinde Latinler tarafından işgal edilir. Bizans, başkentini İznik’e çeker. 1264 yılında kenti geri alana kadar İstanbul üzerinde düşünür. Bu tarihte kenti Latinlerden geri almayı başarır. Kent 60 yıl Latin imparatorluğunun başkentliğini yapar.
1453 yılında Fatih Sultan Mehmet top kullanarak kenti Bizanslılardan alır ve Bizans İmparatorluğuna son verir. Kent Osmanlı İmparatorluğunun başkenti olur. Ayasofya camiye çevrilir ve devletin resmi camisi olur. Osmanlılar döneminde kentin surlarının önemi kalmaz. Kent de kuşatmaya alınamaz.
Osmanlı’nın gerilemeye yüz tuttuğu dönemde 1878 Osmanlı-Rus savaşında Rus orduları Yeşilköy önlerine kadar gelirler. Tam kent işgal edilecekken İngilizler devreye girer ve Kıbrıs karşılığı Rusların geri çekilmesini sağlarlar. Ruslar Yeşilköy’e bir anıt yapar. Bu anıt 1914 yılında Enver Paşa tarafından yıktırılacaktır.
1912 yılında bu sefer Balkan savaşında Bulgar orduları Çatalca önlerine kadar gelirler. Bulgarlar zor durdurulur. 1. Dünya Savaşı’nda İngilizler İstanbul’u işgal etmek için Çanakkale Boğazı önlerine gelirler ve İstanbul’un savunması Çanakkale savaşları ile yapılır.
1918 yılındaki Mondros ateşkes antlaşması ile Osmanlı teslim olur ve İtilaf devletleri donanması 6 Kasım 1918 tarihinde İstanbul önlerine gelir ve demirler. Kent abluka altına alınmıştır. 1920 yılı başında Meclisi Mebusan’ın toplanması ve Misak-ı Milli kararlarını alması ile İngilizler kente asker çıkararak 16 Mart 1920 tarihinde kenti resmen işgal ederler. Osmanlı padişahı ve hükümeti işgal altındadır.
Kurtuluş savaşı 9 Eylül1922’de sona erer ve Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalanır ve ardından Lozan görüşmeleri başlar. 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan antlaşmasının imzalanması ile İstanbul’un boşaltılmasına sıra gelir. 5 Ekim 1923 tarihinde İngiliz ordusu bayrağımızı selamlayarak kenti boşaltır. 6 Ekim günü şanlı ordumuz kente girerek işgale son verir. 13 Ekim günü yeni kurulan devletin başkenti gündeme gelir ve başkent Ankara olarak kabul edilir. Böylece 1123 yıl başkentlik yapmış olan kent bu özelliğini kaybeder ve Türkiye Cumhuriyetinin bir ili haline gelir. Adı Kostantiniye olan kentin adı 1929 yılından itibaren İstanbul olarak tanımlanır. İstanbul’un fatihi Fatih Sultan Mehmet iken kurtarıcısı ise Mustafa Kemal’dir. “İstanbul” adı da Mustafa Kemal’in verdiği adıdır. Saygıyla anıyorum.
7 Ekim 2023
Sinan Kahyaoğlu