Bir ağaç düşünün ki; Dünyada sadece Balıkesir-Kazdağı’nda yayılışı olsun, başka hiçbir yerde olmasın! İşte bu tür sınırlı yayılışa sahip olan canlılar için bilim dünyasında Endemik ifadesi kullanılır. Bu terim, Latince “endemos (indigenous)” kelimesinden gelir ve “yerli” anlamında kullanılmaktadır. Biyolojik olarak ta Endemik terimi; “Bulunduğu bölgenin ekolojik şartları yüzünden yalnızca belirli bölgede yaşayan/yetişen, dünyanın başka yerinde yaşama/yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü hayvan/bitki türü” olarak tanımlanır.
Bitkiler cenneti olan ülkemizde 3000 civarında endemik bitki yayılış göstermektedir. Yani bu üç bin bitki Dünyada sadece Türkiye’de bulunur. Bu özelliği ile bulunduğu coğrafyada önemli bir yer tutar ülkemiz.
İlk cümlede sözünü ettiğimiz ve Dünyada sadece Kazdağı’nda bulunan o özel ağaç, bilimsel adı Abies equi-trojani olan Kazdağı Göknarı. Adını Truva uygarlığından alan ve Balıkesir için önemli bir kaynak değer olan Endemik Kazdağı Göknarı’nın görüntüsü kadar mitolojik ve tarihi hikayesi de oldukça ilgi çekici.
Dünyada sadece Kazdağı’nda 1000 metrenin üzerinde sınırlı bir alanda yayılış gösteren Endemik Kazdağı Göknarları kırk metreye kadar boylanabilen ve yaz kış yeşil kalan, güzel dekoratif bir görüntüye sahip zarif bir ağaçlardır.
Gelelim Endemik Kazdağı Göknarı ile ilgili ortalıkta dolaşan iki önemli rivayete: Mitolojiye göre; Troya’ya girmek isteyen Akha ordusu, 10 yıl savaştıktan sonra bu amacına ulaşamayınca bir plan yaparlar. Plana göre, tahtadan bir at yapıp bunun içine savaşçılarını koyarak Troya’ya girip şehri bu yöntemle işgal etmektir. Sonuçta plan başarılı olur. Rivayetlere göre, Truva savaşında kullanılan Truva atı, Kazdağı Göknarı’ndan yapılmıştır. Bu nedenle olsa gerek ki, bu ağacın bilimsel adına da Latincede “Truva atı” anlamına gelen “equi-trojani” verilmiştir.
Kazdağı Göknarı’nın bizim Osmanlı tarihi açısından da çok önemli bir yeri vardır. Fatih Sultan Mehmet’in gemileri Haliç’e indirirken kullandığı kızakların da Kazdağı Göknarı’ndan yapıldığı rivayet edilir: Sultan II. Mehmet İstanbul’un fethinde gemileri Haliç’e indirmek için bir plan yapmaktadır. Ancak Sultan’ın, gemileri Haliç’e indirmek için kullanılacak kızaklar için hangi ağacın uygun olacağı ve nereden, nasıl temin edeceği ile ilgili olarak tereddütleri vardır. Bu iş için âlimlerini toplar ve istişare eder. Sonuçta en uygun ağacın Göknar olduğuna ve ulaşım stratejisi açısından da kerestenin temin edileceği yer için en uygun bölgenin Kazdağları olacağına karar verilir. Ancak bir sorun daha vardır! Bu kızakları kim yapacaktır? Yani bu iş için kereste ustalarına ihtiyaç vardır. Bu amaçla kereste işinde uzmanlıkları ile nam yapmış olan Toroslardaki Tahtacı Türkmenleri de Fatih’in fermanı ile Kazdağlarına yerleştirilerek bu vazife ile görevlendirilirler. Sonuçta Kazdağı Göknarı’ndan yapılan kızaklar sayesinde gemiler Haliç’e indirilir ve İstanbul feth olunur.
Biyolojik, mitolojik ve tarihi açıdan önemli olan bu özel Göknarı yerinde görmek ve hikayesini ağacın gölgesinde dinlemek isteyen doğaseverlere önerim Haziran ayı bu iş için en uygun zaman. Kazdağını gezmeye gidenler, harika bir manzara bütünlüğü içinde doğa ile baş başa kalacakları, sadece ağaçların hışırtılarını ve kuş seslerini duyacakları bir yürüyüş parkurunun sonunda büyüleyici görüntüsü ile endemik Kazdağı Göknarı’nı görebilirler.
Bu vesileyle İstanbul fethinin 566. yıldönümü de hepimize kutlu olsun
(*) Prof.Dr. Fatih Satıl’ın ‘www.bu topraklar.com” da geçen yıl yayımlanan yazısı
http://www.butopraklar.com/istanbulun-fethinde-rol-oynayan-bir-agac/