İstanbul’u alan Türkiye’yi alır denir ya!
Erdoğan da seçimin üstünden 4 aydan fazla bir zaman geçtiği halde İstanbul’u kaybettiğini hâlâ kabullenmiyor.
Bir taraftan Belediye meclisindeki çoğunluğuyla, o yetmezse doğrudan müdahaleyle seçilmiş meşru belediye başkanının yetkilerini kendi adamlarından oluşturacağı yeni kurullara vererek İmamoğlu’nu başarısız kılmaya çalışıyor.
Yeni hamlesi şu:
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeni bir kurul oluşturuyor. İBB’ye ait boğaziçiyle ilgili her türlü değişiklik yapma yetkisi yeni kurulacak olan Boğaziçi başkanlığına devredilecek.
Özet olarak; İBB’nin boğaziçi üzerindeki karar verme yetkileri doğrudan AKP’li cumhurbaşkanına geçiyor. Onun atayacağı başkan ve yöneticiler İBB’yi baypass ederek her türlü değişikliği yapma hakkı elde ediyor.
Peki, bu değişikliğin nedeni sadece İmamoğlu’nu çalıştırmamak mı?
O da var tabi, ama esas neden başka;
İktidar sıkıştı. Ekonomi ciddi anlamda bozuk ve tabi yeni kaynaklar lâzım.
Boğazın her metrekaresi güzelliği ile tam bir hazine.
Yasal düzenlemeyle, boğaziçi imar planları, parselasyon planları, değiştirilip, arazi ve arsa düzenlemesi yapılabilecek, gerektiğinde cins değişikliği de yapılarak “İstanbul’a ihanet etmeye” devam edilecek. Olası birkaç değişiklik…
Boğaziçinde büfe, bekçi kulübesi, çay ocağına izin veriliyordu. Bu yasa gerçekleşirse, kafeler lokantalar da açılabilecek.
İBB’ye ait olan ormanlık alanlar orman bakanlığına devredilecek.
Yeşil alan belirleme yetkisi de İBB’den alınacak.
Ancak bunları yapabilmeleri için; CHP İstanbul il başkanlığını, demokratik kitle örgütlerini, İstanbul halkını ve de İmamoğlu’nu geçmeleri gerekecek…