Kolay cevap verilecek bir sorunun ne kadar zor cevaplanabilir olduğunu hiç düşünmemiştim.
“İspat” kelimesinin anlamına baktım.
Tanıt ve kanıt göstererek bir şeyin gerçek yönünü ortaya çıkarma, kanıtlama diye yazıyor.
Benim bildiğimden farkı yok!..
Yine de emin olmak istedim.
Olur ya.. Değişir haberimiz olmaz!..
Hukuktaki karşılığı ne acaba dedim.
Tarafların iddia ve savunmalarına dayanak yaptıkları vakıaların doğruluğu konusunda hakimi ikna çabaları diye yazıyor.
Bu’da benim bildiğim gibi..
Hakim ikna olmazsa..
Belgeyle, kanıtla iddianı güçlendiremez isen;
İşte o zaman iddianı da ispat edemezsin!..
Bu da tamam..
O zaman gelelim meşhur konuya..
FETÖ’nün siyasi ayağının ispatına..
Öyle ya..
Esnaftan iş insanlarına, askerden polise, memurdan işçiye, öğrenciden öğretmene , sporcusuna kadar binlerce kişi FETÖ’cü olduğuna göre bu yapılanmanın “siyasi ayağının” olmaması mümkün müdür?..
Dilerim siyasiler FETÖ ile iltisaklı değildirler..
Dilerim organik bağları yoktur..
Dilerim o “virüs” onlara bulaşmamıştır!..
Dilerim “aşı”lıdırlar!..
Memurluktan men edilenler, rütbeleri sökülenler, akademik yaşamları bitenler, gelecekleri kararanlar bunların hepsinin FETÖ’cü oldukları ispat edildi ki ; hakimler “ikna” olup kararlarını verdi!..
Halen yargılamaları devam edenler ayrı..
Halen devam eden gözaltılar,operasyonlar ayrı…
O halde;
Hangi siyasi parti olursa olsun..
İster A partisi, ister B partisi..
Bunların içinde FETÖ’nün siyasi ayağı var mı, yok mu ortaya çıkarılmalı, bundan hiçbir partinin lideri de ,mensubu da gocunmamalıdır!..
FETÖ hain darbe girişimini araştırmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “darbe girişimini araştırma komisyonu” dört siyasi partinin ortak iradesi ile kurulmamış mıydı?..
FETÖ’nün “siyasi ayağının” olup olmadığını çıkartmak da siyasi partilerin ortak iradesi ile araştırılmalı iddialar ispat edilmelidir.
Olması gereken budur.
Kamuoyunun beklentisi de bu yöndedir.
Her ne kadar 2016’da kurulup, 2017’de “araştırma komisyonu” nun görevine son verilmiş olsa da “mücadele halen bitmediğine” göre “ortak irade” yine tecelli etmek zorundadır.
Ne var ki AKP + MHP ittifakı CHP’nin bu konudaki önerisini reddederken Partili Cumhurbaşkanı da “Hadi iddianı ispat et” diyerek “FETÖ mücadelesindeki” duruşunu kamuoyunda tereddütlü hale getirmiştir.
“Siyasi ayak” konusunda kamuoyunun beklentisi giderek yükselmekte hatta bir kısım AKP’lileri bile artık bu tavır ve konu rahatsız eder hale gelmiştir.
Kamuoyu araştırmalarındaki tablolar göstermektedir ki iktidar partisi yüzde 40 bandında gerileme noktasına doğru yürümektedir.
Bütün olup bitenler “şirin gösterme” çabalarına rağmen halkın gözünden kaçmamakta ; işsizliğin tırmanması “ekmek mücadelesi verenleri” canından bezdirecek noktaya getirmektedir.
Asgari ücretteki beklentiler “mutfağa düşen ateşi” söndüremediği gibi “mutsuz insanların” yüzlerinin asılmasına yol açmıştır.
Emeklilerin hali “sokakta tespih satmaya” kadar gelip dayanmıştır.
İş dünyası “kan ter” içinde yol almayı sürdürse de “üretim-istihdam” konusunda karamsardır.
Ekonomik olumsuz parametreler ; Ortadoğu’da olanlardan çok daha öncelikli ve acildir.
FETÖ’nün “siyasi ayağının” eğer var ise ortaya çıkarılması da bu ülkenin sorunlarından biridir, önceliklidir ve çok da önemlidir.
Çünkü “güçlü ve karakterli bir siyasi mekanizma” ülkenin geleceğinin teminatıdır.
İspat; iddianın kanıtlanmasıysa ; herkes bildiğini, belgesini, kanıta mesnet olabilecek elinde ve dilinde ne varsa ortaya koymalı ülkenin önünü açmalı ve hain darbe girişimin çözülmesine katkı vermelidir.
Ne var bunda?..
Aksi takdirde 15 Temmuz darbe girişiminin “ihanet gerekçeleri” sıralanırken “siyasi ayak” aklanmadığı için siyasiler “zan altında” kalmış olacakları gibi demokrasi de “yara” alacaktır.
Kimse kimsenin aklıyla alay etmesin!..
Bunların hiçbiri unutulmaz..
Arşivler tarihtir!..
Gün gelir bunlar birilerinin önüne konur..
“Siyasi ayak” araştırmasını ister yapın ister yapmayın..
Yapsanız da yapmasanız da..
En büyük “karar verici” halktır!.
Daha yakın geçmişte;
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin “iptali sonrası” halkın nasıl karar verdiğinin en büyük göstergesidir.
Olası veya zamanında yapılacak bir seçimde halkın iradesi ;her zamanki gibi Türkiye’nin geleceğine damga vuracaktır.
Bugünden o kadar çok kanıt var ki;
“O” seçimin sonucu bugünlerin “ispat’ı” olacaktır.